8-14 Mart arasında Bilim Haftası kutlanıyor. Türk Dil Kurumu bilimi şöyle tanımlanıyor: "Bilim, evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgidir." "Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci."
Bilimin asıl uğraşı alanı, doğa olayları. Doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyorlar: Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olayları.
8-14 Mart Bilim Haftası’nda çocuklarınızı biraz bilimle muhatap edebilirsiniz sevgili anneler. Bunun için size birkaç önerim var. Birincisi, gitmediyseniz Fulya’daki Deneme Bilim Merkezi. Rahmi Koç ya da Havacılık Müzesi de olur. İzmir’deyseniz Uzay Merkezi’ni kaçırmayın. Ayrıca, bugün ve yarın İstanbul’da First Lego Ligi yarışmaları var.
Frst Lego Ligi’ne bu yıl Türkiye’nin 11 ilinden 52 takımın katılıyor. Tema, Nano Teknoloji. Lego setlerini kullanarak robotlar tasarlayıp programlayan çocuklar, Eyüp’deki Feshane Uluslararası Kongre ve Kültür Merkezi’nde yaptıklarını sergileyecekler. Bugün 11.00-16.00 arasında Robot Karşılaşmalarını, yarın 11.00’de Robot Karşılaşmaları ve 14.00’te finalleri ve ödül törenini izleyebilirsiniz.
Oyuncak hikayelerinin sonu yok, biliyorum ama bazı şeyleri de önermeden edemiyorum. Klasik oyuncakların yanı sıra evin içinde küçük bilim adamları oyuncakları da alabilirsiniz. Mesela, bahar aylarının gelmesiyle uyanan doğada keşfe çıkmak isteyen çocuklar için Joker/Maxitoys’da satılan National Geographic Keşif Setleri harika. Oyuncaktan öte bir kullanım alanı sunan setlerle çocuklar yeni keşiflere yelken açıyor, bilim ve doğayla tanışıyor. Keşif Setleri serisinde birçok çeşit var. Ben, Böcek Yakalama ve İnceleme Seti karşısında fobik biri olarak fenalık geçirdim mesela. Ama oğlanlar bayılıyor!
Bir isim daha önermek isterim size: Eduscience. Nefis bir dijital mikroskop seti yapmışlar. Sekiz yaş ve üzeri çocuklar içinmiş ama ben bile bayıldım.
Eh bir de çizgi film önereyim: Neden Neden Ailesi. Müthiş bir aile bu! "Kalorifer nasıl çalışır"dan, "Neden terleriz" gibi aklınıza gelen gelmeyen bir sürü soruya cevap veriyorlar. Aile minicik, cevap için gerekli merkeze, yani insan vücudunun içine ya da misal, kazan dairesine giriyorlar ve 15 dakika içinde sorunun cevabını anlatıyorlar.
ANNEM VE BENFOTOĞRAF YARIŞMASI
Bilimin ucundan da teknolojiye dalalım değil mi? HP ve Parents Dergisi, anne ve çocuk ilişkisini en güzel yansıtan fotoğrafı seçiyor. Çektiğiniz fotoğrafları ister CD ile, ister karta basılı ya da e-posta yolu ile gönderip yarışmaya katılabilirsiniz. Resimlerin yeni olması şartı yok. Jüri değerlendirmesi sonucunda birinci seçilen fotoğrafın sahibi, HP M525 dijital fotoğraf makinesi ve HP Photosmart D7360 yazıcıdan oluşan fotoğraf stüdyosunu kazanacak.
Son gönderim tarihi 15 Mayıs. Gönderim adresi: Parents Dergisi, Halaskargazi Cad., Sait Kuran İş Merkezi, No.: 301, Kat: 5, Şişli- İstanbul. T: 0212 224 93 30. Mail: info@parents.com.tr
Çocuğunuzla doğru konuşun!
Çocuğunuza söylediklerinizin onun üzerinde ne kadar büyük bir etki yaratabileceğini tahmin bile edemezsiniz. İşte size aklınızdan çıkartmamanız gereken birkaç nokta ve çocuğunuza söyleyebileceğiniz en iyi ve en kötü beş cümle...
SÖYLENEBİLECEK EN İYİ 5 CÜMLE
1. LÜTFEN BİR KARAR VER
Çocuğunuza bir şeyi yapmasını veya yapmamasını söylerken bu cümleyi kullandığınızda, kendi hareketlerinden sorumlu olduğunu belirtmiş olursunuz. Örneğin, ona ve arkadaşına oyun oynarken çok gürültü çıkarttıkları zaman susmalarını söylemek yerine "Lütfen bir karar verin; ya sessizce oynayın ya da dışarı çıkın" deyip, beş dakika sonra hálá gürültü yapıyor olurlarsa "Evet görüyorum ki, dışarı çıkmaya karar verdiniz" diyebilirsiniz. Bunu yapmanız çocuğunuza sadece sebep sonuç ilişkilerini göstermenize yaramaz, aynı zamanda sizi kötü polis rolünden de çıkarır.
2. SENİ SEVİYORUM AMA BU DAVRANIŞIN HOŞUMA GİTMEDİ
Çocuğunuza disiplin vermeniz gerekiyorsa, kötü davranışın onu kötü bir çocuk yapmadığını göstermek için davranışla davranışı gösteren kişiyi birbirinden ayırmanız gerekir. Memnuniyetsizliğinizi belirttiğiniz cümlede onu sevdiğinizi de söylüyor olmak, size de disiplinin amacının çocuğunuzu cezalandırmak değil, doğru davranışa yöneltmek olduğunu hatırlatır. Bunu uyguladığınızda daha sakin olacak ve daha az bağıracaksınız. 3. SORUNUMU ÇÖZMEK İÇİN YARDIMINA İHTİYACIM VAR
Çocuğunuz sizi rahatsız edecek bir şey yaptığında -yemek boyunca mızmızlanmak ve yemeğiyle oynamak gibi- bu durumu sanki sorunu olan sizmişsiniz gibi sunun. Ondan bir çözüm bulmasını isteyin. Bu sayede kendisini yardımın ihtiyaç duyulan biri gibi hisseder. Eğer tek çözümün bu davranışı tamamen bırakması olduğunu düşünüyorsanız, bunu yapmamayı nasıl hatırlayacağına dair birlikte beyin fırtınası yapabilirsiniz.
4. ASLINDA NE DEMEK İSTEDİN?
Çocuklar çok kızdıklarında, "İğrenç bir insansın" veya "Senden nefret ediyorum" gibi cümleleri rahatlıkla sarf edebilirler. Çocuğunuza onu tam olarak neyin bu kadar kızdırdığını keşfetmesi konusunda yardımcı olabilirsiniz. "Arkadaşın senin hakkındaki bir sırrı başkalarına söylediği için mi kızgınsın?" gibi sorularsorarak yönlendirebilirsiniz. 5. FARKLI İNSANLARIN FARKLI İHTİYAÇLARI VARDIR
Çocuğunuz artık ezberlediğiniz "Ama haksızlık bu!" cümlesini sarf ettiği zaman ona herkese aynı davranışı göstermek gerekmediğini açıklayın. Misal, "Çocuklarınızdan birinin gözleri bozulduysa, adaletli olsun diye diğerine de gözlük almazsınız. Çocuklarınızdan biri ayakkabılarını eskittiyse, bu diğerine de ayakkabı almanız gerektiği anlamına gelmez. Tıpkı bir çocuğunuzun kulak iltihabı geçirmesinin her ikisine de ilaç vermeniz anlamına gelmeyeceği gibi."
SÖYLENEBİLECEK EN KÖTÜ BEŞ CÜMLE
1. YAŞINA UYGUN DAVRAN!
Altı yaşındaki oğlunuz istediğini almadığınız için ağlıyor veya dört yaşındaki kızınız otomobil güvenlik koltuğunda sürekli ayağa kalkmak istiyorsa, zaten yaşlarına göre davranıyorlar demektir. Çocuklarımız yaşlarından daha olgun davranışlar gösterdiklerinde çok mutlu olsak da, bu doğru değil. Birçok anne baba bu gerçeği göz ardı eder; çünkü çocukça davranışlar bunaltıcıdır. Fakat çocuğunuza yaşına uygun davranmasını söylediğiniz zaman aslında tek odağınız onun davranışının sizi nasıl etkilediği. Bunu yapmak yerine, onun duygularına odaklanıp, tepkilerinizi bunlara göre belirleyin. "Çok kızgın görünüyorsun" veya "Böyle bir şeyin olması çok üzücü; farkındayım" gibi.
2. SADECE ŞAKA YAPIYORDUM
Çocuğunuzla şakalaşmanın mizah duygusunu geliştirmek için iyi bir yol olduğunu düşünseniz de, "Yakında kendini de unutacaksın" gibi şakaları anlamamaya meyilliler. Anne ve babalar olarak göreviniz, hakaretleri mizah kılığına sokabilecek kadar zeki ve hazırcevap, ayrıca sevgi dolu ve destekleyici olmak. Gerçekten söylemek istemediğiniz bir şeyi söylemeyin.
3. NEDEN SEN DE AĞABEYİN/ABLAN/KARDEŞİN GİBİ OLAMIYORSUN?
Bu tür karşılaştırmalar, çocuklara kendilerini ikinci sınıf vatandaş gibi hissettirmenin ve kardeş kıskançlığını ateşlemenin en kesin yolu. Bu cümleler onun ödevlerini ablası kadar hızlı yapmasını veya abisi gibi basket atmasını sağlamaz; sadece çocuğunuzun özgüvenini azaltır. Çocuklarınızın güçlü ve zayıf yanlarını kabullenip, her birini kendi davranışlarına odaklanmaya teşvik etmek daha doğru bir tutum.
4. KOŞMA, DÜŞERSİN
Çocuğunuzu korumak yönündeki tüm iyi niyetlerinize karşın bu tür uyarılar onun takılıp düşme olasılığını artırır. Bu cümlenin altında yatan mesaj çocuğunuzun düşmesini beklediğinizdir ki; bu da bağımsızlığını kazanmak için çok çalışan bir çocuk için oldukça cesaret kırıcı. Bunun yerine "Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarının bağcıklarını bağlamış olduğundan emin ol" demeyi deneyin. Böylece onun sakarlığıyla değil, bağcıklarla ilgili konuşmuş olursunuz. 5. BEN AZ ÖNCE NE DEDİM? Cevabı biliyorsunuz! Bu imalı soru gerçekte inceltilmiş ve üstü kapalı bir suçlama içerir. Ve eğer çocuğunuz, "Ceketini nereye attın sen?" gibi benzer bir soruya cevap verirse, sadece akıllı geçinen bir budala gibi görünür. Çocuğunuzun ondan istediklerinizi yapmaması konusunda rahatsızsanız, böyle söylemeyi deneyin: "Bunu üç kere tekrarlamış olduğum için çok sıkıldım; ama bir kere daha söyleyeceğim; ceketini as."
Çocuğunuzun özgüvenini geliştirin
Çocuğunuzun özgüveni, hayatı boyunca kişiliğini ve tüm davranışlarını belirleyecek çok önemli bir yaşam becerisi. Hem bu yaşlarda hem de ileriki yıllarda çocuğunuzun sosyal becerileri, cesareti ve bağımsızlığı özgüveni ölçüsünde gelişir. Özgüven kazanma konusunda başrol, ailelerde. Çocuğunuzun özgüvenini geliştirmenin yolu, ona kendisini önemli bir yeri olan ve değerli bir birey gibi hissettirmenizden geçer. Her sözünüz ve davranışınızla onu sevdiğinizi, sizin için değerli olduğunu, bazı hatalar yapsa bile bu durumun değişmeyeceğini hissettirmeye özen gösterin.