Çocuklarımız bazen bizi şaşırtacak, onlardan duymayı beklemediğimiz laflar edebiliyor. Kimi anne, bunu çocuğunun çok zeki olmasına bağlıyor, gururlanıyor.
Kimisi bunun sadece tadını çıkarıyor, gülüyor, eğleniyor. Çocukların eskiye nazaran çok ama çok daha büyük bir algı dünyasının içinde yetiştiğini göz önüne alırsak, bana bunlar son derece normal geliyor. Çocuklara "süper", "ileri", "özel" gibi sıfatları yapıştırmak yerine, bu duyduğumuz cümlelerin tadını çıkarmak sanırım daha akıllıca! Ama benim bu yazıda değinmek istediğim cümleler, zeka pırıltısı taşıyanlar değil. Şöyle anlatayım:
23 Nisan için bir meslektaşım, Sinan’a birkaç soru yöneltti. Bizimki zar zor cevap verdi. Sıra "Annen sana en çok ne zaman kızar?" sorusuna geldi; cevap yok! "Peki sen annenin en çok nesine kızıyorsun?" sorusuna hemen cevap verildi:
"Ne zaman bir yere gitsem hep ’nereye gidiyorsun?’ diye soruyor. Buna kızıyorum."
Fotoğrafçı arkadaş, kafasını makineden kaldırdı ve bana baktı. Ben de ona...
Bu cümle bir zeka pırıltısı taşımıyor.
Bu cümle zamanlama sorunu taşıyor: Çünkü bu cümle ergenlik cümlesi! Bundan yaklaşık 5-6 sene sonra söylenmeli. Ne zaman bir yere gitsem... Gittiği de evin içinde bir odadan öbür odaya, yanlış anlamayın. Tek başına onu sokağa, mahalleye, bahçeye falan saldığım yok. Koca caddenin ortasında oturuyoruz zaten. Bakkal bile yok ortada gitsin diye...
Beni yine sardı düşünceler... Şimdi bu lafları ediyorsa, ergenlik döneminde kim bilir bana neler yapacak. İki yaş sendromunu nasıl geçirirse ergenliği de öyle geçirir derler, acaba öyle mi gerçekten diye düşünürkeeeeennnnn; tabii ki anneliğim bir adım öne geçmeyi başardı. Hangi cümleyle dersiniz: Benim çocuğum yapmaz!
Bu cümleyi çocuklarının yaşı küçük anneler söyler sanırdım ama öyle değilmiş. Çocukların yaşı büyüdükçe, anneler onlara daha da toz konduramaz oluyor.
Böyle diyen annelere seslenmek istiyorum.
Neden senin çocuğun yapmazmış? Ne farkı var senin çocuğunun? Ayrıca onların neler yapabileceğini bilmiyorsanız, hemen William Golding’in "Sineklerin Tanrısı" kitabını okuyun derim. Ya da en azından filmini seyredin. İşte o zaman görürsünüz çocukların neler yapabileceğini. Ve tabii sizinkinin de...
Çünkü onlar çocuk. Her şeyi yapabilirler. Evde başka, anneannenin yanında başka, okulda başkalar. Şimdiden ayrı dünyaları, ayrı ilişkileri var.
Evet, sizin çocuğunuz yapar. Yapmazsa bir anormallik vardır. Siz bu lafı edeceğinize, ne oldu ne bitti ve olanların tekrarlanmaması için ne yapabilirsiniz onu bulun bakalım.
Bu arada, 23 Nisan haftasında da nasıl azarladım ama sizi! Hepinize iyi bayramlar. Lütfen pazartesinin bari bir kısmını çocuklarınızla geçirin.
Ekolojik pazarın küçük satıcıları
Bu yıl bir grup çocuk, 23 Nisan Bayramı’nı diğerlerinden biraz daha farklı kutlayacak. Her cumartesi İstanbul Feriköy’de kurulan Ekolojik Pazar’da, kendi yaptıkları pazar önlükleri ile satış yapacaklar. Amaçları doğa ile uyumlu yaşamayı öğrenerek küresel ısınmayla mücadele etmek. Bugün giderseniz onlardan alışveriş yapabilirsiniz.
İklim değişikliği ve küresel ısınma artık hayatımızın bir parçası. Okullar, öğrencileri bilinçlendirme çalışmalarına başladılar. Pek çok okul, gündemi yakalayarak işlediği konular arasına küresel ısınma ve çevre korumayı da kattı. Kimileri ağaç dikme günleri düzenledi.
Atölye Çocukevi’nde de, çocuklara sağlıklı beslenmenin, bilinçli tüketimin ve doğayla uyumlu yaşamanın önemini anlatabilmek için uzun soluklu bir proje başlatıldı. Amaç; çocukların yediği meyve ve sebzeleri tanıması. Yazın yaz meyvelerini, kışın kış meyvelerini yemeleri gerektiğini öğretmeye çalışıyorlar.
Çocukevi’nin yöneticileri, Buğday Derneği ile çalışarak, öğrenilenlerin akılda kalmasını sağlayacak ekolojik oyunlar ve atölye çalışmaları düzenledi. Ardından da Ekolojik Pazar’da satış yapma fikri ortaya çıktı. Çocukların hepsi atölyede kendisine birer pazarcı önlüğü dikti.
Bugün çocuklar Şişli’deki Ekolojik Pazar’ı geziyor ve satış yapıyor. Siz de çocuklarınızla oraya uğrayabilir; hem ekolojik alışveriş yapabilir, hem de çocuklarınızın başka çocuklarla tanışmasını, çevre bilinci edinmesini sağlayabilirsiniz.
OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLAR İÇİN ÖRNEK ÇALIŞMA
Peki, son zamanlarda gündeme gelen çevre bilinci kavramı, çocuklar için ne kadar anlam taşıyor? İkinci sınıf öğrencisi Burak’ın annesi, oğlunun artık evde açık ışık bırakmadığını söylüyor. "Prizde de hiçbir şey tutmuyor. Hatta bazen ayarını şaşırıyor, ortada ne var ne yok imha etmeye kalkıyor" diye anlatıyor. Dört yaşındaki bir başka öğrenci, eve alınan çileklerin yamuk yumuk ve kocaman olduğunu görünce "Ama bunlar hormonlu" diye annesini uyarmış.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bruce Johnson-Beykont, Atölye Çocukevi ve Buğday Derneği’nin ortaklaşa yaptığı bu çalışmanın, bütün diğer okulöncesi eğitim veren kurumlara örnek olması gerektiğini söylüyor: "Yurtdışında da bu tip çalışmalar başlamış durumda. Hepimiz artık biliyoruz ki,çocuklar bir şeyi en iyi dinlerken değil, yaparken öğrenir. Bu aşamada konunun ne olduğu, onları ne kadar ilgilendirdiği de önemli tabii. Bir de bir kerelik olmaması çok fark eder. Yani devamlılık gerekir.Biz büyükler çevremize zarar vermeye devam ederken, bu tip projeler çocuğa farklı açılardan pek çok şey öğretir ki, bu gerçekten bazı şeyleri değiştirmeye başlamanın temel yoludur. Yemeklerimizin nereden geldiği, toprak ve suyunönemi gibi."
Çocuklara sanatı sevdiren kitap
Meşhur The Art Book (Sanat Kitabı)’nın çocuklara yönelik versiyonu olan The Art Book For Children (Çocuklar İçin Sanat Kitabı), YEM Yayın tarafından Türkçe’ye çevrildi. Tüm dünyada büyük ilgi gören, temel sanat eğitiminde başvuru kaynağı olarak kabul edilen Çocuklar İçin Sanat Kitabı, İngiltere’de 7-14 yaş kategorisinde "İllüstrasyonlu En İyi Çocuk Kitabı 2005" ödülü sahibi.
İçinde 30 sanatçının en çok tanınan ve klasikleşmiş eserleri var. Bu eserlerdeki yaklaşım ve eğilimleri inceleyen kitapta, çocuklara bir sanat eserini "okuma"nın yolları öğretiliyor. Çocuklar sorularla yönlendirilerek algılama yeteneklerinin artması sağlanıyor. Sanatçıların eserlerini neden ve nasıl ürettikleri anlatılarak, çocukların yaratıcılık ve hayal güçlerinin canlandırılmasına çalışılıyor. Bir resim, heykel veya fotoğrafa bakarken, o sanat eserinin ardındaki düşünce, anlam, rol ve işlevleri araştırmalarını sağlanıyor. Kitap ayrıca, çocuklara bir sanat eserinin arkasında üzücü, komik, şaşırtıcı ya da korkulu bir hikaye olabileceğini anlatarak, öğrenme sürecini eğlenceli hale getiriyor.
Kitap çocuklar için, ama anne babalar da göz gezdirirken ilgilerini çekecek pek çok şey bulabilir.
Bebek şenliği başladı
Bebek ve çocuklara yönelik ürünler satan Joker/Maxitoys mağazalarında Bebek Şenliği başladı. Geleneksel hale gelen şenlik, 15 Mayıs’a kadar tüm mağazalarda sürecek. Etkinlik kapsamında, bebek gereçleri, oyuncak , giysi ve aksesuvar gruplarında yepyeni ürünler görücüye çıkıyor. Şenliğin en göz alıcı taraflarından biri ise, özel promosyonlar ve Bonus Card ile alışverişte6 taksit fırsatı.
ÇOCUKLARA SORDUK
Çevre temizliği konusunda neler söylemek istersiniz? (2-3 yaş)
- Çöpleri dışarıya atmayalım. (Deniz A)
- Çöpleri çöp kutusuna atalım. (Bulut)
- Denize de çöp atmayalım. (Defne)
- Kağıdı kağıt kutusuna atalım. (Nedim)
Geri dönüşüm nedir? (3-4 yaş)
- Yeniden yapılma. Kağıtların yeniden yapılması. (Alp)
- Eşyaları yeniden kullanmak zorundayız. (Mehmet)
- Geri dönüşüm kağıtları vardır. (Ali)
- Annemle geri dönüşüm yapıyoruz. Aynı eşyaları yine yine kullanıyoruz. (Can)
- Şişeleri yeniden kullanmak. (Toprak)
- Gazete ve teneke kutuları kullanmak. (Bulut)
Yerlere çöp atarsak ne olur? (3-4 yaş)
- Dünyamızdaki hayvanlar yok olur. (Bulut)
- Bira kutularını suya atmamalıyız.(Ali)
- Çöpleri, kağıtları denize atmayalım. (Kaan)
- Balıklar yok olur. (Teo)
Ağaçlar ne işe yarar? (3-4 yaş)
- Oksijen veriyor. Kağıdımızın her yerine resim yapmamalıyız.Yoksa kağıt bizi sevmez. (Teo)
- Meyve veriyor. (Ali)
- Ağaçları koparmamak gerekiyor. (Yasemin)
Küresel ısınma ile ilgili ne söylemek istersin? (4-5 yaş)
- Eğer tüm buzlar erirse dünyamız sular altında kalacak, bu çok kötü. (Okyanus)
- Buzlar artık kalmayacak ve oradaki hayvanlar ölecekler. Ben onların ölmesini istemiyorum. (Ata)
- Lütfen kurşunsuz benzin kullanın. (Devin)
- Çok araba almayın çevremizi kirletiyor. (Ali Emir)
- Eğer küresel ısınma devam ederse ülkemiz çöl olacak, yani susuz kalacağız. O yüzden öğretmenim ben küresel ısınma istemiyorum. (Efe)