Aklımdan çıkmayan aile

Sanırım 8-10 yaşlarında idim. Her yaz düzenli olarak Bostancı tarafına yazlığa gider, Taç Spor’dan denize girerdik. Orada sadece yazları karşılaşılsa bile herkes birbirini tanırdı.

Ben de kıpkırmızı kafalı, koca mavi gözlü, iri iri çilleri olan tombik bir çocuk olarak pek bilinirdim zaten...

Ama benim aklımda kalan insanlar arasında bir aile var ki uzun zamandır onlarla bir şekilde karşılaşmak istiyordum.

Anne-baba-kız-erkek ve teyze idi hatırladıklarım. Kızları Rüya ile saatlerce oynadığımı, onu epey mıncıkladığımı hatırlıyorum. Abisi Ali’nin elinde topla dolandığını, sanırım daha çok erkek kardeşime yakın olduğunu hatırlıyorum. Anne ve teyzenin güzel gözleri dışında, bir aile olarak o zamanlar çok etkilemişlerdi beni. Nedense onların daha farklı olduğunu biliyordum. Bir şekilde bana daha kültürlü, daha eğitimli (ki bu kelimeleri şimdi oturtabiliyorum yerlerine), daha farklı geliyorlardı.

Bunu bilmiyordum ama farkı o yaşlarda bile görebiliyordum. Belki annenin çocuklarına davranışlarındaki sükunet, olgunluk ve samimiyetti bunu sağlayan. Belki anne ve babanın karşılıklı kurduğu müthiş denge. Çünkü ikisinin de çocuklar üzerindeki özenini hatırlayabiliyorum.

Önce, bir sağlık sorunu için ‘teyze’lerinin adı çıktı karşıma. Sonra bir arkadaşımın kocası ile akraba olduklarından dolayı, arkadaşımdan büyük oğlan Ali’nin evlendiğini öğrendim.

DOLUNAY SÜRPRİZİ

Nasıl içimden onları görmek geçiyordu uzun zamandır... Ve geçen gün bu oldu. Hem de taaa Assos’un oralarla Yahya’nın Yeri adlı deniz kenarında, kumların üzerindeki masalarda yemek yediğimiz o lokantada. (Burasının ne kadar meşhur olduğunu, orada kimler kimler kimlerin olduğunu yazmayacağım.) O gece çıkacak dolunay bana bu küçük sürprizi yaptı. Masamda oturup oğlanın, kuzeni Şerifali ile gayet güzel oynamasını fırsat bilen, bir de güzel bira içen ben, birden ‘Olamaz’ diye fırladım yerimden.

Ali dışında bütün aile oradaydı. O Rüya kocaman bir genç kız olmuştu. O kadar şaşırdım ki kıza şöööyyyle bir sarılamadım bile. Oysa günlerim geçmişti onunla. Utandım! Hatta sonra bir ara yanına gidip, Sinan’ı götürüp, ‘Hadi, sıra sende. Ben sana o kadar baktım, sen de benimkiyle ilgilen bakalım’ demek bile geçti aklımdan. Anne baba ve teyze hiç değişmemişlerdi. Hálá o müthiş elektrikleri, huzur veren tebessümleri, samimi sıcaklıkları ve gerçekten bir şeyler bildiklerini bildiğim ifadeleri yüzlerindeydi.

Ufacıktım ve o insanların bende nasıl böyle bir etki bırakmayı becerebildiklerini hiç bilemedim. O kadar aile arasından neden onların aklımda bu kadar kaldığını da hiç bilemedim. Belki şu anda da onlar gibi bir aile yaşatmaya çalışıyorum, onu da bilemiyorum. Ama her zaman için onların yanında olmak, onları görmek iyi hisler veriyordu içime. Sanırım filmlerdeki o küçük, kendi halinde, birbirine bağlı ve son derece mutlu bir aileydi bu. O kadar kalabalığın içinde bir bütün olarak hissettiğim belki de tek aile...

Çocuğunuzun zeká tipi hangisi?

Çocuğumuzun zekásının ne kadar olduğunun yanı sıra, nasıl bir zeká türüne sahip olduğu, ona vereceğimiz eğitim açısından da çok önemli. Eskiden tek zeká kavramından bahsedilirken, bugün artık 7 farklı zeká olduğu kabul ediliyor. Memory Center yöneticisi, psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan bütün bebeklerin belli bir potansiyele sahip olarak doğduğunu, ancak bu potansiyelin aktif hale getirilmesi için aileye büyük görev düştüğünü söylüyor. Diyelim bir insanın boyu genlerinde 170 santimetre. O çocuk iyi beslenirse 1.70’e kadar boyu uzar. Aksi durumda boyu 1.60’larda kalır. Zeká da böyledir. Ortalama insan IQ’su (zekásı) 100’dür. Çocuğun potansiyel zekásı ise 140. Çocuk eğitilmediğinde, zihinsel uyarıyı almadığında veya okumadığında IQ 100’lerde kalır. Prof. Tarhan, ailelere çocuklarını bu konuda sınırlamamalarını öneriyor: ‘Çocuğun zeká tipi, onun ileride hangi mesleği seçeceğinden çok, hangi yöntemle öğrenebileceğini ortaya koyar. Örneğin müzik zekásı var diye ille de çocuğa müzik aleti almak veya konservatuara yazdırmak zorunda değilsiniz. İki saat matematik çalışıyorsa, bir saat de müzik dinlemesine imkan vermelisiniz. Bunu yaparsanız çocuk matematiği daha çok sever’ diyor.

Bakın 7 ayrı zeká tipi birbirinden nasıl ayrılıyor. Siz de buna göre çocuğunuza daha yardımcı olabilirsiniz.

Sözel Zeká: Kelimeleri etkili kullanma yeteneğidir. Bu çocuklar dinleyerek öğrenmeyi sever, duygu ve düşüncelerini sözel ifadelerle aktarırlar. İyi yazarlar, iyi anlatırlar, kitap okumayı severler. Anne-babanın onu konuşturmaya çalışması faydalı olur. Bu türden daha çok şair, yazar, gazeteci ve politikacı olur.

Sayısal (Mantıksal) Zeká: Eskiden yapılan zeka testlerinde sadece bu zeká türü ölçülüyordu. Sebep-sonuç ilişkisi kurmayı ve ‘neden’ demeyi severler, çok soru sorarlar. Bu çocuklar hesap yapmayı, sayı saymayı, mantık yürütmeyi, bir makineyi söküp nasıl çalıştığını görmeyi sever. Bilim adamı, matematikçi ve bilgisayar programcısı olma ihtimalleri yüksektir.

Görsel Zeká: Bu çocuklar işittiği bir şeyi değil de, gördüğü bir şeyi daha iyi akılda tutarlar. Yaşıtlarına kıyasla çizimleri ve resimleri güzeldir. Film ve slayt gösterileri eşliğinde öğrenmeyi severler. Eğilimli oldukları meslekler ressam, mimar, fotoğrafçı ve dekoratörlüktür.

Bedensel Zeká: Kişinin kendisini ifade etmesinde ve bir şeyler yaratmakta bedenini kullanma yeteneğidir. Yerinde duramazlar, spora ilgileri fazladır. El becerileri gelişmiştir. Çok rahatlıkla tamir işlerini yapabilirler. İyi taklit yaparlar. Bu çocuğa öğretirken atölye çalışması yaptırmak gerekir. sporcu, aktör, dansçı, heykeltıraşların çoğu bu zekáya sahiptir.

Müzik (İşitsel) Zekásı: Seslere hassasiyet gösterme kapasitesi ve kendisini müzikle ifade etme yeteneğidir. Nota, solfej bilmeseler bile, melodileri hemen akılda tutarlar. Müzik eşliğinde ders çalışırsa o bilgileri daha iyi akılda tutabilirler. Müzisyen olurlar.

Sosyal Zeká: İnsanları tanıma konusunda çok başarılıdırlar. Liderlik özellikleri vardır. Oynayarak, paylaşarak, konuşarak öğrenirler. Onu sosyal ortamlara sokup, sosyal becerilerini geliştirmesine fırsat vermek gerekir. Bu türden daha çok danışman, öğretmen, siyasi lider çıkar.

İçsel Zeká: Hayal kurmayı, düşünmeyi severler, kendilerinin güçlü ve zayıf yönlerini iyi analiz ederler. Bu çocukları düşünmeye, oturup kafa yorarak fikir üretmeye, farklı düşünmeye, hayal kurmaya teşvik edebilirsiniz. İçsel zekáya sahip olanlar psikolog ve psikoterapist olmaya daha yatkındır.

ÇOCUĞUNUZUN ZEKÁ TİPİNİ BULUN

Yandaki ifadeler arasından çocuğunuzun özelliklerini düşünerek, her bir ifadenin yanına ‘Yok’, ‘Az’, ‘Fazla’ veya ‘Çok Fazla’ yazın. Her ‘Yok’ için 0, ‘Az’ için 1, ‘Fazla’ için 2 ve ‘Çok Fazla’ için 3 puan verin. Her zeká tipini ayrı ayrı toplayın ve çocuğunuzda hangi zeká tipinin ağırlık kazandığını aşağıdaki tablodan kontrol edin.


ÖNEMLİ NOT: Bu standart zeká testi değildir. Standart zeká testinin doğru olabilmesi için klinik psikologlar tarafından uygulanması gerekir. Bu test çocuğunuzu gözlemlemeye yardımcı olur. Bu test 7 yaş ve yukarısı için geçerlidir.


SÖZEL ZEKÁ

- Okumayı, yazmayı sever

- Kelime oyunlarını sever

- Espri yapar, hikaye anlatır

- İsimleri kolay öğrenir ve hatırlar

- Kelime hazinesi yaşına göre zengindir

- İsteklerini iyi ifade eder

- Çok konuşur

SAYISAL ZEKÁ

- Her şeyi sorgular

- Bir şeyin nasıl çalıştığını merak eder

- Hesap yapmayı sever

- Yap-boz’ları, mantık oyunlarını sever

- Sorun çözmeye meraklıdır

- Deney yapmaya heveslidir

- Sayıları kolay öğrenir ve hatırlar

GÖRSEL ZEKÁ

- Yaşıtlarından daha hayalcidir

- Okurken kelimelerden çok resimleri öğrenir

- Sayfalarca resimler çizer

- Sanat etkinliklerinden zevk alır

- Boyama, çizmeyi zevkle yapar

- Motif çizme, örnek bulmada çok başarılıdır

- Harita okumada çok başarılıdır

- Yolunu bul, boz-yap oyunlarını sever

- Zihinde görüntüleri, simaları kolay öğrenir ve iyi hatırlar

BEDENSEL ZEKÁ

- Bir veya birden fazla sporda başarılıdır

- Uzun süre oturmaz hareketlidir

- Amaca yönelik bir şeyler yapar

- Dans gibi eğlenceleri sever

- Yeni şeyleri ellemeye, dokunmaya heveslidir

- Konuşurken mimik ve jestlerini bol kullanır

- Sök-yap işlerden hoşlanır

- Hareketli şeyleri kolay öğrenir ve hatırlar

İŞİTSEL ZEKÁ

- Ritmik konuşur, hareket eder

- Çevre seslerine duyarlıdır

- Kolay şarkı öğrenir ve söyler

- Müziği iyi tanır

- Sesleri kolay öğrenir ve iyi hatırlar

- Koroda söyler, müzik aleti çalar

- Tempo tutmayı sever

- Seslerle kimliği kolay anlar

SOSYAL ZEKÁ

- Yaşıtları ile konuşmaktan zevk alır

- Lider gibi davranır

- Sorunları olanlara fikir verir

- Arkadaş ilişkilerinde toparlayıcıdır

- İş organize etmeyi sever

- Yakın arkadaşı çok olur

- Sokak yaşamında beceriklidir

- Kendini savunmayı bilir

- Aracılık eder, ilgi gösterir

- Arkadaşlarının duygularını anlar

İÇSEL ZEKÁ

- Özgüveni yüksektir

- Kendini tanıma çabası içindedir

- Kuvvetli, zayıf yönlerini öğrenme çabası içindedir

- Bağımsız davranmayı sever

- Yalnız çalışmayı daha çok tercih eder

- Kendine hedef koyar

- Durup düşünüp öyle hareket etmeyi sever

DEĞERLENDİRME

Sözel Zeká 0-7 (Yetersiz) 8-14 (Orta) 15+ (Yüksek)

Sayısal Zeká 0-7 (Yetersiz) 8-14 (Orta) 15+ (Yüksek)

Görsel Zeká 0-9 (Yetersiz) 10-18 (Orta) 19+ (Yüksek)

Bedensel Zeká 0-8 (Yetersiz) 9-16 (Orta) 17+ (Yüksek)

İşitsel Zeká 0-8 (Yetersiz) 9-16 (Orta) 17+ (Yüksek)

Sosyal Zeká 0-10 (Yetersiz) 11-20 (Orta) 21+ (Yüksek)

İçsel Zeká 0-7 (Yetersiz) 8-14 (Orta) 15+ (Yüksek)
Yazarın Tüm Yazıları