Kadın cildini en iyi biz tanıyoruz

Annesi Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nde dermatolog olarak eğitim görmüş ünlü bir bilim insanı. Fransa’da genetik ve cilt tipleri arasındaki yakın ilişkiyi ortaya koyan araştırmalarıyla tanınıyor. Hikayesini Breton’un ağzından dinliyoruz: “Annemin yanında kazandığım deneyimi yıllar sonra kendi kozmetik markamda insanlara sunmak istedim. Annemin çevresi oldukça genişti. Bu da hayalimdeki markayı yaratmamı büyük ölçüde kolaylaştırdı. En büyük amacım, müşterilerime ciltleriyle ilgili en doğru cevapları sunabilmekti. Bunun için de hastanelerle ciddi çalışmalar yapmak en doğrusuydu.”
Dünyanın neresinde olursa olsun, artık Christian Breton markasının bir ürününü satın alanlar, onun medikal testlerinin özenli bir şekilde yapıldığını biliyor. Breton, markası adına dünya üzerinde 17 adet patentli formülün sahibi olduğunu belirtiyor.
Peki, markayı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ne? “Christian Breton bir mediko-kozmetik markası. Ürünlerimizde ‘doktor efekti’ olması, ürünü satın alan kişiler açısından önemli bir ayrıcalık. Yeni bir ürün geliştirirken, ciltte aradığımız cevaba ulaşamazsak, o ürünü piyasaya çıkarmıyoruz. Markamızı diğerlerinden ayıran en önemli detay da bu...”
HER ÜLKENYN
KADINI FARKLI
Günümüz kadını ne istediğini çok iyi biliyor. Özellikle medya bu konuda çok yardımcı. Dolayısıyla artık daha farklı şeylere yönelmek istiyorlar. Bu yüzden Christian Breton, güzellik dünyasını değiştirmenin ancak soruları doğru cevaplandırmakla mümkün olduğu görüşünde:
“Müşteri bize güvenmeli. Dünya üzerinde güvenilir bir marka olmanın sırrına gelince; en önemlisi bol bol seyahat edip, popülasyonu iyi takip etmek... Ben de kendi markamı yaratmadan önce yıllarca gezdim, insanları anlamaya çalıştım. Çünkü ürünlerimizi tanımadığımız ülkelerde satışa sunmamız mümkün değil. Her ülkenin kadını farklı. Bu detay her yerde başarılı olmanın en önemli anahtarı bana göre. Christian Breton markası olarak özellikle yüz bölgesinde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Son olarak göz kontürünü mükemmelleştiren ürünlerimizle oldukça iddialıyız.”

Yürüyün, vücudunuz ve beyniniz genç kalsın!

Yürüyüşün vücudu genç tuttuğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Peki bu egzersizin aynı zamanda beyni de genç tuttuğunu biliyor musunuz? Yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, yürüyüş yapmak beyin hücreleri arasındaki bağlantıyı güçlendirerek beyni genç tutuyor.

Ynsanlar yaşlandıkça beyin hücreleri arasındaki bağlantı da azalıyor. Ancak uzmanlar, yürüyüş yapan kişilerde bu sorunun daha yavaş ilerlediğini ortaya çıkardı. Yürüyüşün yanı sıra aerobik hareketleri de bağlantıların daha uyumlu olmasında önemli rol oynuyor.
Araştırma kapsamında yaşları 60 ile 80 arasında değişen 70 kişi bir yıl boyunca takip edildi. Katılımcılar iki farklı gruba ayrıldı ve bir grup yürüyüş yaparken diğer grup hem yürüyüş hem de esneme ve güçlendirme gibi aerobik hareketleri de düzenli olarak sürdürdü.
HER YA? GRUBU YÜRÜMELY
Araştırma sonucunda hem yürüyüş hem de egzersiz yapan grubun daha çok fayda gördüğü ortaya çıktı. Aerobik de yapan grubun hafıza, dikkat ve diğer bilişsel becerilerinin daha iyi olduğu gözlemlendi. Bilim adamları, karşılaştırma yapabilmek için 20-30 yaş aralığındaki yetişkinlerin de beyin fonksiyonlarını inceledi. Bunun sonucunda yürüyüş yapan yaşlı grubun daha fit olduğu ve beyinlerindeki hareketliliğin 20-30 yaş grubundaki kişilerle benzer olduğu kanıtlandı.
Bilim adamları vücudumuzu ve beynimizi ne kadar çok kullanırsak o kadar aktif olacaklarını belirterek her yaş grubundan insanın düzenli olarak yürüyüş ve egzersiz yapmasını öneriyor.
(Kaynak: saglicaklakal.com)

Kahve kalbe iyi geliyor

Dünyanın en çok tüketilen keyif içeceği,
zevk vermesinin yanı sıra sağlımızı da koruyor.
En azından araştırma sonuçları böyle diyor!

Güçlü drenaj etkisi nedeniyle kahve, uzun zamandır şampuanların ve vücut losyonlarının vazgeçilmez içerikleri arasında... Hollandalı bilim adamları neredeyse 40 bin denek üzerinde yaptıkları 13 yıllık bir araştırmanın sonunda, kahvenin bir de sağlıklı yanını keşfettiler. Gün içinde içilen üç-dört fincan kahve, içeriğindeki antioksidan maddeler sayesinde kalp hastalıklarını azaltıcı etki gösteriyormuş.

Aman gerginlik olmasın!

Omuzlardaki gerginlik bazen yerleşik kasılmalara neden olabiliyor. Bunun için uzmanlar uyarıyor: “Her zaman vücudunuzun gevşek olmasına dikkat edin. Kaldı ki, kasılmış kaslarınızı kendiniz de rahatlatabilirsiniz.”

ELLERYNYZLE: Bir miktar masaj yağını avuçlarınızın arasında ısıtın. Ardından yağı, boynunuzun her iki tarafını -sonrasında enseyi de bu bölge içine alarak- ufak baskılarla ovarak iyice yedirin. Ardından sağ taraf için sağ elinizin baş, işaret ve orta parmağıyla kafanızın arkasından omuz kaslarına dek olan bölgeye 10 kez masaj yapın. En son omuzlarınızı parmaklarınızla dairesel hareketlerle ovarak ısındığını ve yumuşadığını hissedin.
ALETLER YARDIMIYLA: Son dönemde çok popüler olan plastik masaj toplarının sertleşmiş kasları yeniden gevşettiğini biliyor musunuz?
Masaj toplarıyla omuzlarınıza seri hareketlerle yavaşça vurun. Hatta bu toplar yardımıyla ellerinizle ulaşamadığınız sırtınızın alt kısmına kadar inebilirsiniz.

Genç ruhların kokusu

Gençleri ve genç yaşayanları hedefleyen eğlenceli marka Snoopy, “Let’s Mango” parfümüyle de oldukça iddialı. Egzotik meyvelerin ve güneş çiçeklerinin karışımından oluşan koku, mutlu olmak için doğmuş; kışkırtıcı ve modayı takip eden genç kızlar için yaratılmış. Sadece Tekin Acar Cosmetics mağazalarında satılan bu parfümü mutlaka denemelisiniz.

Fantastik saçlar için

Lee Stafford 20 yılı aşkın bir süredir saç endüstrisinde tecrübe sahibi olan bir isim. Kendisinin “state of art” yani “sanat eseri” olarak adlandırdığı salonları ve bu salonlar sayesinde geliştirip yarattığı kendine özgü saç ürünleri mevcut. Her bir ürün Lee tarafından özenle tasarlanmış. Bu ürünler hem kusursuz bir görünüm kazandırıyor, hem saçlara sağlık katıyor.