PaylaÅŸ
Hele tatil için bedenlerimizi teslim ettiğimizde bu etki bir kat daha artıyor. Ciltteki riskleri bir kat daha artan güneş ışınlarının, geri dönüşü olmayan zararlarına karşı mutlaka önlem almak gerekiyor.
Güneşe hepimizin ihtiyacı var. Hem bedenen hem de ruhsal olarak... Ama fazlası herşeyde olduğu gibi kalıcı hasarlara yol açabiliyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Doç. Dr. Nahide Onsun’un güneşin zararlarıyla ilgili ilginç saptamalarına kulak verelim.
? Güneşin zararlı etkileri neler, kısaca bahsedebilir misiniz?
- Yaz mevsiminin etkisini hissettirdiği şu günlerde güneşin keyfini çıkarırken zararlarına karşı da korunmayı unutmamak gerekiyor. Güneşe ilk çıktığımızda karşılaşabileceğimiz güneş yanığı, alerjik reaksiyonlar ve halk arasında uçuk adıyla bilinen ‘herpes simplex’ gibi bazı viral enfeksiyonlar güneşin kısa dönemli zararları arasında. Güneşin en tehlikeli zararları ise uzun dönemde ortaya çıkıyor. Cilt kanserleri ve erken cilt yaşlanmaları uzun dönemli etkileri. Yapılan araştırmalar cilt kanserinin en büyük nedeninin güneş hasarları olduğunu ortaya koyuyor.
? Güneşin en zararlı ışınları hangileri? Ayrıca güneşe bağlı olarak ciltte ne gibi hasarlar görülebilir?
- Güneşin tüm ışınları korunulmadığı sürece zararlı. Ancak ultraviyole A ışınları uzun dönemli zararlara neden olduğu için daha zararlı sayılıyor. Ultraviyole B ışınları ise kısa dönemli zararlara neden oluyor. Örneğin güneş yanıkları bu ışınlar yüzünden oluşuyor. 10 yaşın altındaki çocukların yüksek derecede ultraviyole ışınlarına maruz kalması daha ileriki yaşlarda cilt kanseri riskini artırıyor. Bu nedenle çocukların güneşten korunması daha önemli.
? Güneşin yarattığı bu zararlı etkilerden nasıl korunabiliriz?
- Güneşten korunma alışkanlığı çocukluk çağlarından itibaren kazandırılmalı. Ancak sadece yaz aylarında değil yılın her mevsimi korunmak önemli. Özellikle UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlayabilen güneş koruyucuları tercih edilmeli. Kış ve sonbahar aylarında içinde 16 koruma faktörü içeren koruyucular yeterli olabilirken yaz aylarında daha yüksek koruma faktörü içeren güneş koruyucular kullanılmalı.
? Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için güneş kremi kullanmak yeterli mi?
- GüneÅŸ koruyucuları özellikle deri kanserlerinden korunmada tek başına yeterli deÄŸil. 11.00-16.00 saatleri arasında güneÅŸ altında kalınmamalı, UV filtreli gözlükler kullanılmalı, giysi ve ÅŸapka gibi koruyucu kıyafetlerle korunulmalı. Â
? Siz güneş koruyucusu tavsiye ederken nelere dikkat ediyorsunuz?
- Öncelikle kişinin yaşına dikkat ediyoruz. Çocuklara ve bebeklere onlar için özel olarak üretilmiş ürünler tavsiye ediyoruz. Cilt özellikleri ve cilt hastalıkları ise seçim yaparken göz önüne aldığımız diğer kriterler. Koruyucunun UVA ve UVB’ye karşı etkili koruma sağlaması, dayanıklı olması ve kullanımının kolay olması da koruyucu krem seçiminde rol oynayan önemli etkenler.
Güneş kremi seçerken
? İyi bir koruyucu bilimsel çalışmalarla ispatlanmış etkin madde içermeli.
? Suya dayanıklı olmalı ve bilimsel verilere dayanmalı.
? Kullanımı estetik sorunlar yaratmamalı yani yağlı olmamalı ve deride beyaz bir tabaka bırakmamalı.
? Aynı zamanda terlemeye dayanıklı olmalı ve sürüldükten 20 dakika içerisinde koruyucu etkisini göstermeye başlamış olmalı.
Güneşten korunurken
? Güneşin bütün bu zararlarını göz önüne alarak erken yaşlardan itibaren tedbirlerin alınması şart.
? Güneş koruyucu kullanılsa bile güneş altında kalma saatleri uzatılmamalı.
? Çocukların güneşten çok iyi korunması gerektiğini ebeveynlerin iyi anlatması
? Cilde zararlı ışınlar konusunda halkın bilgilendirilmesi çok önemli.
? 40 yaşın üzerinde ortaya çıkan deri kanserlerinin temelinde çocukluktan başlayan süreç saklı.
Fit bir görünümün sırları
Yaz mevsiminde kim sımsıkı kollara, ince bacaklara ve gergin bir karına sahip olmak istemez. İşte, uzmanlardan acil durum önerileri...
SIKI KOLLAR: 25 yaşla birlikte kolajen ve elastin dokularının gerginliği azalmaya başlıyor. Bunun anlamı, vücudunuza bakım yaparken bile dokuları yapılandırıcı ürünler kullanmaya başlamak gerekiyor. Egzersizlere yardımcı özel kremler de kol kontürlerini sıkılaştırmaya yardımcı oluyor.
30’dan itibaren vücudumuz her 10 yılda bir kas yoğunluğundan yaklaşık yüzde 10’luk bir değer kaybediyor. Bunun için kol kaslarını geliştirmeye yardımcı mini egzersizler yapmak şart.
KUSURSUZ BİR SIRT: Işıltılı bir cilt için sırtınızı duş sonrasında bir masaj fırçasıyla ensenizden itibaren omuzlara doğru fırçalayın. Tuzlu özel vücut peeling’leriyle cilt yüzeyindeki ölü deri hücrelerinden kurtulun. Vücut kremleriyle cildinizin kaybettiği nemi ona geri kazandırabilirsiniz.
GERGİN BACAKLAR VE SEKSİ KALÇALAR: Gelin bu yaz selülite savaş açın; bağ doklarını güçlendirici gerginleştiren enerji uygulamalarıyla bunu başarabilirsiniz. Bitkisel ekstrelerden hazırlanmış özel ürünler ve egzersizler metabolizmayı harekete geçirdiğinden yağ yakımınıda hızlandırır. Daha az terleten başka bir öneri ise hergün düzenli olarak bir bardak sıcak su içmeniz. Patates ve muz gibi potasyum zengini beslenme de zehirli atıkların vücuttan atılımını kolaylaştırıyor.
Siz hangi detoks tipisiniz
Detoks son dönemin en yeni güzellik trendi. Vücudu kışın karamsarlığından kurtarıyor, kışın biriktirdiğimiz toksinlerden arındırıyor. Daha sağlıklı bir yaşam için hangi detoks tipi olduğunuzu öğrenin.
Ana kural; vücudunuzun detoks organlarına optimal destek sağlayacak ve zararlı maddelerden mükmün olduğunca uzak durmanıza yardımcı olacak bir yaşam stili belirleyin.
YETERİNCE SIVI TÜKETİN: Günde yaklaşık 2 litre su ya da bitki çayı 24 saat içinde kanı temizlediğinden böbreklerin çalışmasını hafifletiyor. Zararlı maddeler bu sayede çok daha kolay bir şekilde vücuttan atılıyor.
HAREKET EDİN: En iyisi temiz havada... Oksijen ve hareket metabolizmayı harekete geçiriyor ve lenf sisteminin kinematiğini hızlandırarak zehirli atıkların atılımını sağlıyor. Detoks yogasında da özellikle vücudun detoks organları ciğerler ve böbrekler kan dolaşımı sayesinde hareket kabiliyeti kazanıyor.
MASAJIN KEYFİNİ ÇIKARIN: Cildimiz vücudun atık ve transport sisteminin en önemli organı. Masajın mekanik uyarımı kan dolaşımını harekete geçiriyor ve cildin fonksiyonlarını düzeltiyor. Rahatlama refleksi metabolizmada pozitif bir etki bırakıyor. Özellikle sıcak uygulamalar merkezi detoks istasyonlarını uyarıyor.
SAĞLIKLI BESLENİN: Toksin atıcı sistemimiz düzenli olarak vitamin ve diğer elemetlerle beslenmek durumunda. Böylelikle en yüksek düzeyde çalışması ve zararlı maddeleri hızlı bir şekilde vücuttan uzaklaştırması mümkün. Sebze, meyve ve tahıl daha sık yendiğinde bu çalışmayı hızlandırıyor. Az işlenmiş besin maddeleri vücuda gereksiz baskılayan stabilizatör ve tatlandırıcı içeren katkılar alınmasından koruyor.
ZARARLI MADDELERDEN UZAK DURUN: Evde ya da işyerinde çalıştığınız ortamların iyi havalandırıldığından emin olun. Böylelikle kapalı ortamlarda oluşabilecek zararlı küf mantarı, formaldehit, PVC yumuşatıcılar ve yangın söndürücü ürünlerin verecekleri zararları minimize etmiş olursunuz. Çünkü iç mekanlardaki zararlı maddelerin vücuda etkisi dışarıdakinden dört kat daha fazladır. Yeni kıyafetlerinizi kullanmadan önce birkaç kez yıkayın.
Bitkilerin gücü adına
Nane: Nane yağı cildi ferahlatıyor, kan dolaşımını harekete geçirerek canlılık sağlıyor. Tazelik etkisi özellikle yaz aylarında şişen bacaklar için ideal. Küçük ağrıların oluştuğu bölgelerde hissedilen soğuk uyarılar aynı zamanda kas ağrılarını da hafifletiyor.
Armut: Suyunun yoğun C vitamini içeriği sayesinde vücudun yağ yakımını gerçekleştiriyor. Ekstreleri vücuttaki su miktarını dengeliyor. Fazla suyu adeta bir sünger gibi çekiyor ve metabolizmayı düzenliyor. Bileşimindeki yağ da portakal kabuğu görünümünü hafifletmeye yardımcı oluyor.
Nar: Yüksek kalitedeki çekirdeklerinin yağı gamma-linolen asidiyle desteklenerek cildin metabolizma ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı oluyor. Meyve ekstreleri gözenekleri küçültüyor ve cilt tonusunun dengelenmesini sağlıyor.
Yeşilçay: Polifoneller açısından zengin olan bu çay iltihaplanmaları azaltıyor, serbest radikallere karşı koruyor ve toksin süreçlerinden koruyor. Ayrıca yeşilçayın zayıflatıcı etkisi bulunuyor.
PaylaÅŸ