Denizin derinliklerinde keşfedilmemiş güzellik

Giderek daha fazla kozmetik markası denizden gelen bu güzellik sırrını keşfetmiş olmalı ki, ürünlerinin içeriklerinde yosun kullanmaktan geri kalmıyorlar.

Deniz kenarındaki rahatlatıcı tatiller saçlarımız için ne yazık ki stresle eşdeğer! Çünkü UV ışınları ve tuzlu denizsuyu, saçların yüzeydeki koruyucu tabakasını zedeliyor. Sonuçta saçlar güçsüzleşiyor ve parlaklığını kaybediyor. Oysa birçok markanın ürünlerinde kullandığı yosun, artık vücut kremlerinden şampuanlara kadar birçok alanda etkisini gösteriyor. Yosun şampuanları ve saç maskeleri, içerdikleri proteinlerle saç köklerini güçlendirerek onlara eski parlaklığını geri kazandırmayı amaçlıyor.

YOSUNLARLA TANGO

Göz kenarlarının ince cildi, özellikle daha fazla neme ve serbest radikallere karşı korumaya ihtiyaç duyuyor. Tatlı su yosunu olan ‘clorella’, radikal avcısı C vitamini ve hücre yenileyici etkisi bulunan yüksek bir bileşene sahip. C vitamini uzun vadede derinde yerleşmiş cilt yapısını aktive ediyor, albümin proteini de, zehirli atıkların atımını kolaylaştırıyor.

Tüm bunların dışında balık ve deniz ürünleri de besin yoluyla alındığında, esansiyel yağ asitleri, deniz tuzu ve suyunun önemli mineralleri sayesinde vücudu olumlu olarak etkiliyor. Güzellik iksiri olarak da bilinen yosunlar ise protein, besin maddeleri ve vitamin açısından zenginlikleriyle son dönemlerde hem kozmetikçilerin hem de bilim adamlarının ilgisini çekiyor. Bu yüzden deniz florası özellikle kozmetikte birçok ürünün içinde sıkça görülüyor.

Biyologlar, denizdeki yosun türlerinin 20 binin üzerinde olduğunu tahmin ediyorlar. Üstelik bugüne dek sadece bir kısmı üzerinde araştırma yapılabilmiş. Dolayısıyla keşfedilmeyi bekleyen potansiyel oldukça fazla. Peki, deniz yosunları sahip oldukları bu olağanüstü güçlere nasıl ulaşıyorlar?

Büyümek, kendilerini korumak için yosunların besin maddelerine ihtiyaçları var. Beslenmek için de deniz suyundan iyot, demir, çinko, kalsiyum, kalyum gibi mineralleri hücrelerinde depoluyor. Yosunlarda besin alışverişi doğrudan hücreden hücreye gerçekleştiği için de bu işlem sırasında binlerce değişik konsantrasyon oluşuyor. Genel olarak yosunlar biyolojik aktivitilerinin en yüksek düzeyde olduğu ilkbahar- sonbahar dönemine kadar toplanabiliyor.

GÜNEŞ IŞINLARINDAN DA KORUYOR

Yosunlar son yılların en önemli güzellik deposu olarak öne çıkıyor. Nemi inanılmaz oranlarda depolama yetenekleri dolayısıyla cildin nem ihtiyacını karşılamaları bakımından tercih ediliyorlar. Özellikle tüm anti-aging ürünlerinin önemli ana maddesini oluşturuyorlar. Ayrıca yosunların bileşimindeki amino asitler, cildin protein sentezini harekete geçirerek dermis tabakasındaki kolajen ve elastin liflerinin yenilenmesinde etkili.

Cildin sıkılığından ve elastikiyetinden sorumlu dermiste, böylelikle kırışıklıkların oluşumunu engellenmiş oluyor. Ayrıca belirli şeker bağları da cilt yenileme mekanizmasını aktive ediyor. Yosunların nemlendirici ve gerginleştirici etkileri sadece göz altlarındaki şişkinlerin giderilmesinde değil, selülitlerde de oldukça etkili. Hücrelerdeki oksjien alımı harekete geçiyor ve zehirli maddelerin atılımı hızlandırılıyor. Güneş kremleri de yosunun güneş koruyucu etkisinden nasibini alıyor. Deniz suyunun hemen altında yaşamlarını sürdüren mavi yosunlar, cildi güneşin zararlı etkilerinden koruyucu özellikleriyle öne çıkıyor. Bir yosun enzimi olan ‘photolyase’, UV ışınından zarar görmüş hücrelerin uzun vadede sağlığından sorumlu. Hatta bu özelliği, tıpkı insan cildinde olduğu gibi yosunun kendisinde de oldukça etkili.

ÜRÜN MARKET

Kış makyaj renkleri hazır

Henüz yazın sıcaklarıyla boğuşmaya devam ediyoruz ama kozmetik markaları birbiri ardına yeni kış renklerini bizlere tanıtmaya başladılar bile. Clarins, ‘Good Vibrations’ adını verdiği koleksiyonunda bizleri mor ve yeşilin sıcak ve içten titreşimleriyle baş başa bırakıyor. Gri ve kahve tonlarının da ağırlıklı olarak hissedildiği yeni kış makyaj renkleri hayatımıza ışık katacak yeni ikili olarak da hepimizi şaşırtıyor.