Paylaş
Sıklıkla güneşli ve kurak ortamlarda yetişen tropik meyveler, yaşamlarını devam ettirebilmek için kendi bağışıklık sistemlerini geliştirmek zorunda kalıyor. Son yıllarda hızla gelişen kozmetik teknolojisi de anti-aging ürünlerini yaratırken onların işte bu özelliklerinden yararlanıyor.
Denizaşırı bu meyvelerdeki enzimler, ölü deri hücrelerini uzaklaştırıp yüzeysel kırışıklıklara çözüm oluyor. Ayrıca meyve enzimlerinin ciltteki kirin arındırılması için birtakım hücreleri uyarıcı etkileri bulunuyor.
Diğer artıları da C vitamini barındırmaları, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde rol oynamaları ve serbest radikallere karşı kusursuz bir duvar oluşturmaları. Bu da kolajen sentezini ve cildin kan dolaşımını düzenlemeleri sayesinde gerçekleşiyor.
Kivi ve nar, zengin içerikli B kompleksleri ve C vitaminiyle cildin hücresel enerji üretimine katkı sağlıyor.
MEYVE BAHÇESİNDEN GÜZELLİK SEKTÖRÜNE
Uluslararası kozmetik laboratuvarları daha çok bakım ve anti-aging özelliklerine sahip meyve çeşitleriyle ilgileniyor. Egzotik bölgeler de bu ihtiyaç tablosunda üst sıraya yerleşmiş durumda. Tabii bu durum, her daim elimizin altında olan meyveleri değersiz kılmıyor. Onlar da en az tropik meyveler kadar barındırdıkları vitamin ve minerallerle güzellik iksiri olmayı hak ediyor.
KİVİ: Bu yeşil C vitamini bombası, faydasını genellikle yağlı besinlerde rastladığımız zengin E vitamini içeriğine borçlu. Gıda araştırmacıları, vitaminin meyvenin aynı zamanda yağ asitleri bakımından zengin tohumlarında gizli olduğunu belirtiyor. Bu da kiviyi sadece etkili bir antioksidan yapmakla kalmıyor, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren ve hücreleri kanserden koruyan bir meyveye dönüştürüyor.
ELMA: Bir elma, doktoru evden uzak tutar... Bu ispatlanmış özdeyiş sadece sağlığımızla değil, cildimizin güzelliğiyle de yakından alakalı. Fenoller ve flavonoidler, vücudun metabolik sürecinde mükemmel bir koruma kalkanı oluşturuyor. Son olarak İsviçre’de geliştirilen bir teknolojiyle, elmadaki cildi besleyen ve hücre yaşlanmasını geciktiren bir madde kremlerin içeriklerinde kullanılmaya başlandı. Elmanın özellikle kabuklarındaki maddelerin de cilt elastikiyetini artırdığı biliniyor.
ÜZÜM: Üzüm de kozmetikte hatırı sayılır bir öneme sahip. Öncelikle çekirdeklerinin antioksidan özelliği, sonra da dallarının yaşlılıkla savaşta etkin olması, kozmetik sektörünün ilgisini bu meyveye çekti.
TANELERİN GÜCÜ
Orman meyveleri tam anlamıyla bir güzellik bombası...
Her şeyden önce, yaşlanma belirtileriyle savaşta çok etkili olan çoklu doymamış yağ asitleri içeriyorlar. Ayrıca elastik bir cildi garanti ediyorlar. Bunun da ana tedarikçisi, şimdilerde özellikle nutri-kozmetik dalında önemli bir yere sahip olan Brezilya kökenli acai meyvesi.
Bir anti-aging silahı da orman meyvelerinin içeriğindeki B vitamini... Biotin’le hücre büyümesini destekliyor ve Niacin’le cildin pürüzsüzlüğünü sağlıyor. Yaban mersini ve siyah kuş üzümü meyveleri de koyu renk pigmentleriyle cildin hassasiyetini azaltıp kolajen bağ dokusunu koruyor.
EDİTÖRDEN...
Feminen notalar
Costume National markasının yaratıcısı Ennio Capasa, giyim sektöründen sonra parfüm dünyasına el attı ve “Scent”i yarattı. Üst notada amber çiçeğinin kendini belli ettiği parfüm, çağdaş, özel olmayı arzulayan, aurası ile fark edilen kadınlar için çok cazip bir alternatif.
Gözlerin nem deposu
Transvital’in göz bakım ürünü “Hydra All Around Eye Contour”, hassas göz çevreleri için rahatlatıcı bir anti-aging jel. Çizgileri ve kırışıklıkları gözle görülür şekilde azaltan ürünün, içeriğindeki temel aktif maddeler arasında özellikle göz çevresindeki gerilmeyi azaltan akmela ile kırışıklıkları azaltan kafein öne çıkıyor.
İster ıslak ister kuru
Makyaj uzmanları tarafından hazırlanan Make-Up Studio markasının “Eyeshadow Lumiere” ürünü, sıkıştırılmış klasik farların aksine fırınlanarak üretilmiş. Yoğun kıvamlı ve göz alıcı parlaklıktaki bu far, tozlu değil. Ayrıca ıslak kullanıldığında da mükemmel sonuçlar veriyor. Gün boyu kalıcı olması da bir başka avantajı...
GEÇEN HAFTANIN ESTEE LAUDER KAZANANLARI
? Ayşegül Zafer ? Belgin Çolaker ? Emel Uyan ? Hatice Abanoz ? Mehmet Serkan Özten ? Pınar Çolak ? Sibel Demirkol ? Sinem Gençer ? ?enay Kaya ? Yeliz Özer
Hem ruhunuz hem bedeniniz doysun
Çok düşük kalorili diyetler, insanların sağlıklarını buruşturup çöpe atmalarına, yaşam kalitelerini düşürmelerine yol açıyor. Diyetisyen Elvan Odabaşı, bu hayati konuyla ilgili şunları söyledi:
“Vücudumuzun günlük hayati fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmesi için enerjiye ihtiyacı var. Gün boyunca sebze ya da meyve yemeyi öneren, içeriği sadece tek tip besine dayalı diyet listeleri sağlık için kesinlikle uygunsuz. Ve bu listeler, kaçınılmaz olarak fizyolojik depresyona yol açıyor.
Hepimiz verdiğimiz kiloları hayatımız boyunca muhafaza etmek istiyoruz, muhafaza ederken de sevdiğimiz yiyeceklerden doyasıya yemek istiyoruz. ?imdi bu cümleden doymak ve sevmek fiilerini aldığımızda, aslında hayat boyu formda kalmanın püf noktasını yakalamış oluyoruz.”
DOYA DOYA ZAYIFLAYIN
Beslenmede en önemli amaç; tıpkı ilk doğduğumuz anda olduğu gibi önce ruhumuzu sonra bedeni doyurmak.
? Açlık, vücut için ciddi bir stres kaynağı. Uzun süreli açlık diyetleri, fizyolojik depresyon ile sonuçlanıyor ve akabinde ruhsal çöküntülere neden oluyor.
? Peki uzun süre severek tükettiğiniz yiyecekleri hayatınızdan çıkarmanız da aynı etkiyi yaratabilir dersek ne dersiniz? Sevdiğiniz yiyecek ister çikolata olsun, ister bir dilim yaş pasta, ister fırın makarna ya da annenizin hazırladığı dolma... Anılarla ve sosyal yaşantımızla lezzetlenen yemeklerin hayatlarımızdan çıkarılması, vücut için uzun süreli açlık etkisi yaratıyor.
? Diyet programlarında, bedenin doyuma ulaşmasını kolaylıkla sağlarken ruhun ulaşacağı doyum noktasını atlamak, emekle verilen kiloları tekrar geri almaya neden olabiliyor. O yüzden en sevdiğiniz yiyecekleri hayatınızdan tamamen çıkarmayın. Aksine sağlıklı bir beslenme programı içerisinde sevdiğiniz yiyeceklere nasıl yer verebileceğinizi biz uzmanlardan öğrenin. İşte o zaman gerçekten diyette tatlı olur, makarna ile zayıflanır, annenizin dolması da keyifle yenir.
? Diyetinizin yasakları değil gülümseten yiyecekleri olsun, diyetiniz ruhunuzu da doyursun...
Paylaş