Eşinden ayrılmış kadınlar, ikinci evliliğe soğuk bakıyor. Dizilerde çocuklu kadınların yaşadığı birbirinden güzel aşk hikayelerine rağmen, eski eşler ve toplum, kadının yeniden aşık olmasının önüne engel koyuyor.
Kendimi ringde arka arkaya yumruk yiyen acemi boksörler gibi hissediyorum. Bana bunu niye yapıyorsunuz anlamıyorum. Bilmediğim, düşünmediğim, çok da ilgilenmediğim konularda bana niye içinden çıkamayacağım, yanıtı bende olmayan sorular soruyorsunuz? Bu sorular benim dengemi alt üst ediyor, sonra oturup kukumav kuşu gibi düşünmek zorunda kalıyorum.
Bir arkadaşım geçenlerde küt diye ‘Sence yeniden aşık olma hakkım var mı?’ diye sorunca ne cevap vereceğimi bilemedim. Benden üç yaş büyük, birbirinden tatlı iki çocuğu olan bu arkadaşım eşinden dört yıl önce boşandı. Bu ayrılığı kendisi istemediği için toparlanması da o kadar kolay olmadı. Çocuklarının desteğiyle düzenini yeni yeni kurdu. Daha doğrusu bana sorduğu soruyla düzenini oturttuğunu anladım.
Bir insan hayatı boyunca birden fazla kez aşık olabilir.
Arkadaşımın özellikle ‘hakkım var mı?’ diye sorgulamasının altında çok şey yatıyor. Yetiştiği çevre, içinde yoğrulduğu kültür ona boşanmış bir kadın etiketi yapıştırıyor ve ‘aşık olmayı’ bir hak olarak görmesine neden oluyor. Arkadaşımın bu sorunun yanıtını bende aramasının nedeni hemen hemen aynı şartlara haiz olmamız. Ama kafası karışık birinin yanıt bulmak için başvurduğu adresin yanlış olduğunu söylemeliyim.
İki yüzlülük
Ekranlarda çok sevdiğimiz dizilere hiç dikkat ettiniz mi? Kadınlar mutlaka eşlerinden ayrılmış ya da eşlerini kaybetmişler, bir ya da iki çocukları var ve dizinin jönü tarafından deli gibi seviliyorlar. Mesela Aliye dizisinde, yakışıklı cerrah Deniz’in aşkına karşılık vermeyecek, Bir Dilim Aşk’ta Berna Laçin’in yerinde olmak istemeyecek kadın var mı? Bunlar renkli camın sunduğu gerçeküstü masallar. Yaşamda boşanmış ve çocuk sahibi kadınların yeniden aşık olmaları, evlenmeleri konusunda keskin uçlu tavırlar söz konusuyken, dizilerde bunlar gümüş tepside ağız sulandırıyor.
Ama bu konulardaki iki yüzlülüğümüz bazen o masallarda bile hortluyor. Hatırlarsanız geçen haftalarda Bir İstanbul Masalı’nda Binnur, eski eşine yeniden evlenmeyi planladığını söylüyor. Aşık olmayı yalnızca erkeklere hak olarak gördüğünü anladığımız Demir, eski eşinin (dikkatinizi çekiyorum eski eş) bu yeni aşkına sert tepki göstererek, kızını elinden almakla tehdit ediyor. Hep aynı hikaye.
Flört bile sorun
Erkek aşık olursa ‘aferin’, kadın aşık olursa ‘çocukları elinden alırım.’ Kafamdan bunlar geçerken arkadaşıma ‘Peki bu duruma eski eşin asıl bakar? Ya da çocuklar tepki gösterir mi?’ diye sorarak, ben de o ikiyüzlülerin arasına girmiş oldum.
‘Bilmiyorum’ dedi.
Etrafımızda ne kadar farklı örnekler var değil mi? Mesela geçmiş yıllarda boşanan bir arkadaşımın eşi, bir iki hafta sonra bir sevgili buldu. Arkadaşım, boşanma olayından çok, eski eşinin bu kadar hızlı yeni bir aşka yelken açmasına öfkelendi. Karısının da kendisi gibi bu ayrılıktan olumsuz etkilenmesi beklentisinde olduğu için depresyona girdi. Uzun süre kendini toparlayamadı. Ama şimdi onun da bir sevgilisi var.
İnsan ilişkileri zordur. Hele arada çocuk olunca, bu konular tek yanıtı bulunmayan, tek çözümü olmayan problemlere dönüyor. Bırakın yeniden evliliği, flört etmek bile sorun. Çocuklar bu durumdan bir şekilde olumsuz yönde etkileniyor. Bu nedenle hayatı boyunca yeniden evlenmeyi düşünmeyen, kendini çocuklarına adayan kadınlar var. Bunlardan biri de benim annem. Babamı kaybettiğimizde biz o kadar küçük, annem o kadar gençti ki! Etrafın, ‘Çok gençsin, yeniden evlenmelisin. Üç gün sonra çocukların yuvadan uçup gittiğinde yalnız kalacaksın’ sözlerine kulaklarını tıkadı. Bir üvey babanın yaratacağı etkiyi hesaplayamadığı için bu riske hiç girmedi.
Bu riski göze alıp, yeniden deneyip mutlu olanlar da yok değil.
Mesela yıllarca ‘Kızımın psikolojisini bozmak istemiyorum’ deyip kimseye yan gözle bakmayan ama karşısına doğru adam çıkınca evlenenler var. Bu bir şans ve ortam meselesi.
Bu nedenle ‘Yeniden aşık olmaya hakkım var mı?’ diye soran arkadaşıma ne desem boş.
En doğru kararı şartları değerlendirip kendisi verebilir. Ama gözetmesi gereken tek bir konu var; kendisiyle birlikte çocuklarının da mutluluğu!
İkinci evliliğin çocuklar üzerindeki etkisi
Çocuklarınızı yalnızca uzun süreli, ciddi ilişkiler olacağı düşünülen kişilerle tanıştırın.
n Yeni ve mutlu aile kurma aşamasında çoğu çocuk, uygun yaklaşımlarla kişiyi kabulleniyor. İlk yapılması gereken bu haberin çocuklara özenle verilmesidir.
n Evlilik kararı yetişkinlerin kendi hayatlarıyla ilgili karardır. Evlenmek için çocuktan izin istemek, hem çocuğun yetişkin hayatını yönetmesine, hem de yaşına uymayan sorumlulukların altına girmesine yol açar.
n Kişiyi sevdirmeye yönelik çabalar ise zorlayıcı ve itici olabilir.
n Çocuk ve ikinci eşin birbirlerini tanıması, güvenmesi ve sevmesi için sabırla yaklaşmak, zaman tanımak gerekir.
n Gerçekte çoğu çocuk uzun bir süre öz anne ve babasının tekrar birleşmesini ümit eder. Yeni evlilik haberi ile çocuğun bu hayali de son bulmuş olur.
n Çocuklardan yeni gelen ebeveyne anne ya da baba diye hitap etmesi istenmemelidir.
n İkinci evlilik çocuk küçükken gerçekleştiğinde ya da ergenlik dönemi sonrasında gerçekleştiğinde daha az zorluk yaşandığı söylenir.
n Özellikle ergenlik döneminin başları, uyum güçlüğünün en yoğun yaşandığı dönemdir.