Çocukları yetiştirirken sayısız hata yapıyoruz. Çocukluk döneminde çocuğun yapması gerekenleri üstlenen ebeveyn yüzünden çocuk yetişkin olduğunda sorumluluklarını yerine getirmiyor. Çocuklara yaşam disiplini kazandırmak için bazen kötü karakter rolü oynamak gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta veli toplantımız vardı. Toplantının bitiminde İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Tamer Ergin, velilere "Eğitim ve Yaşam deneyimleri" konulu bir seminer verdi.
İnsan en çok kendi yaptığı hatalara gülüyor galiba. Tamer hoca anlattı, bizler 1,5 saat boyunca güldük. Hiç şahit oldunuz mu bilmiyorum ama bazı aileler çocukları bir hata yaptığında "Ne biçim çocuk yetiştiriyorsunuz?" diye okula çıkışır. Oysa çocuğu yetiştiren, okuldan önce ailedir. Çocuk, 0-2 yaş arasında annesinden, 4-5 yaş döneminde babasından, okul döneminde de öğretmeninden etkilenir, onu örnek alır. Tamer Hoca’ya göre 5. sınıftan sonra çocukların arkadaş sayısı azalır ama o arkadaşlar ailenin önüne geçiyor.
Çocukları yetiştirirken sayısız hata yapıyoruz. Çocukluk döneminde çocuğun yapması gerekenleri üstlenen ebeveyn yüzünden çocuk yetişkin olduğunda sorumluluklarını yerine getirmiyor. Yrd. Doç. Dr. Tamer Ergin "Ailelerle konuşurken çocuklarıyla birlikte ne yaptıklarını soruyorum. Baba ’Ben her hafta baskete götürüyorum’ diyor. Babanın bir şeyler yapmaktan algıladığı şey getirip götürmek. Çocuğa ’Babanla ne yapıyorsun?’ diyorum, ’Her akşam güreşiriz’ yanıtını alıyorum. Çocuklarda duygu deyince anneler devreye giriyor" diyor.
Çocuk ilgi ister
Çocuklara uyguladıkları test sırasında ilginç olaylarla da karşılaştıklarını anlatan Ergin, aileleri hem güldüren hem de düşündüren şu anekdotu paylaşıyor:
"Bir çocukla 1,5 saatlik dikkat testi yapıyordum. Test bitti ama çocuğun enerjisi bitmedi. Çocuğa testin bittiğini, gidebileceğini söyledim ama devam etmek istediğini belirtti. Biraz daha devam ettim. Sonra bana sarılarak ’Babama da bunları öğretir misin? Benimle hiç böyle oynamıyor’ dedi. Lütfen sponsor baba olmayalım. Sponsor babaları daha çok anneler kabulleniyor. Çocuğa ’Babanız ne yapıyor?’ diye sorduğumda anneler atılıp ’Babamız çalışıyor’ diyor. Bu noktada anneye ’Ben sizin babanızı değil eşinizi soruyorum’ diyorum. Adam herkesin babası oluyor. Ortada yok ama gölgesi yetiyor."
Çocuklar büyürken ilgi istiyor ve hak ettiklerine inandıkları ilgiyi söke söke alıyor. Tamer Hoca gibi ben de ebeveyn ile çocuk arasında yaşanması muhtemel irade savaşını kazanan yetişkin görmedim. Çocuklar her seferinde anne-babasının yumuşak karnını buluyor. Ergin, iyi bir örnek de veriyor:
"Doçent anne-baba yoğun çalışma ortamı nedeniyle çocuklarıyla çok ilgilenemiyor. Doktor oldukları için çocuk kabız olunca endişelenip, gelecekte sorun olmasın diye çocuğa yakın ilgi gösteriyorlar. 4 yaşındaki çocuk anne-babasının ilgisini fark edince gün içinde tuvaletini yapmıyor. Anne-baba ile tuvalette yarım saat sohbet edip sonra yapıyor. Çocuğu ve olayları o noktaya getirmemek lazım."
Yazmak daha önemli
Tamer Ergin, ailelerin en çok "hadi hadi" ile çocuk büyüttüklerini, dış disiplinle yetişen çocukların edilgen birer yetişkin olduklarını söylüyor. Ergin "El arabası iter gibi çocuk büyütüyorlar. Her şeyi ’mış’ gibi yapan ailelerin çocuklarının yaşamsal deneyimi de az oluyor. Anne-babasıyla birlikte kitap okuyanların kelime kapasitesi artıyor. Çocuklarınızı yazmaya teşvik edin. Yazma, okuma becerisinden daha önemlidir. Çocuk kendi deneyimlediğini yazar. Ortak yaşam alanınızı neyle doldurduğunuz çok önemli. Ailenin çocukla birlikte paylaştıkları azalınca kelime sayısı da azalıyor" yorumunu yapıyor.
Dış disiplinle büyüyen çocuklar acil durumda önemsiz ayrıntılara takılıyor. Mesela çok önemli sınavı olan bir çocuk oturup defter ve kitaplarını kaplayabiliyor. İşini son dakikaya bırakan bir öğrencinin babasına bakıyorsunuz mimar... Üç ayda bitireceği projeyi son bir haftada tamamlıyor. Çocuk babasını örnek alıyor.
Tamer Ergin, salonu dolduran velilere "Ne kadar şeyi çocuğunuzla birlikte yapıyorsunuz, ondan ne kadar kopuksunuz?" sorusunu sorup "Bugün çoraplarının yerini soran bir çocuk ileride çoraplarının yerini söyleyecek bir eş bulacaktır" uyarısını yapıyor.
Çocuğun yaşamsal deneyimi olması önemli... "Hadi"lerle yaşamını sürdüren bir çocuk ise neden hep yanlış yaptığını düşünür. Tamer Ergin, benim de çok inandığım şu cümleyle semineri bitiriyor: "Çocuklara yaşam disiplini kazandırmak için bazen kötü karakter rolü oynamak gerekiyor."