Normal koşullarda kız çocukların 1.5, erkek çocukların ise en geç 2 yaşında konuşması gerekiyor.
Gecikmiş konuşmaya bazı psikiyatrik hastalıklar, çocukluk hastalıkları neden olabildiği gibi işitme kaybı da neden olabilir. Uzmanlar zihinsel kapasite ile konuşma arasında da bağlantı olduğunu belirtiyor.
Gazeteci arkadaşım Şükran Pakkan beş aylık hamile. Bu hafta sonu dört boyutlu ultrasona girecek. Bebeğinin iç organlarının gelişimini tamamladığını görecek olmanın heyecanıyla içi kıpır kıpır. Bu heyecanı atlattıktan sonra bebeğiyle ilgili başka heyecanlar duyacak (Tecrübe konuşuyor).
İlk uykusu, ilk gazı, ilk kakası, ilk dişi, ilk ateşlenmesi, ilk kelimeleri, ilk adımı... Bir anneyi heyecanlandıran ilklerin zamanında yaşanması çok önemli. Ancak bazen bu ilkler tam zamanında gerçekleşemeyebiliyor. İlk kez söylenecek "baba" veya "anne" kelimesi için üç-dört yaşı bekleyen, umutsuzluğa düşen aileler var. Haklılar da... Çünkü günümüz koşullarında bir çocuğun konuşmaya başlama yaşı 18 aya indi. Eskiden çocuk 3 yaşında konuştuğunda bu normal karşılanıyordu. Uyaranların, çevresel faktörlerin çok fazla olması erken konuşma üzerinde oldukça etkili. Kız çocukların 1.5, erkek çocukların ise en geç 2 yaşında konuşması gerekiyor.
Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi psikologlarından Leyla Aslan, söz konusu aylar civarında konuşmanın gerçekleşmemesi durumunda ailenin dikkatli olması gerektiğinin altını çiziyor. Aslan, çocuğun ses üretiminde, konuşmaya ilişkin motor olgunlaşmasında, kavram geliştirmesinde yaşıtlarına uymayan konuşmanın "gecikmiş konuşma" olduğunu söylüyor.
Psikolog Leyla Aslan’a göre çocuk 18 aylıkken ortalama 50 kelime kullanmıyorsa, 3.5 yaşında dilin gramer yapısına uygun konuşmuyorsa bu gecikmiş konuşma sayılmalı. Aslan "Gecikmiş konuşmaya bazı psikiyatrik hastalıklar, çocukluk hastalıkları neden olabildiği gibi işitme kaybı da neden olabilir. Bu nedenle duymanın sağlam olup olmadığına bakılmalı. En önemlisi etrafta uyarıcıların yeterli olup olmadığına bakmak lazım. Çünkü dinlenmediği zaman konuşma öğrenilemez" yorumunu yapıyor.
Gecikmiş konuşma tembellik değildir
Peki, zihinsel kapasite ile konuşma arasındaki bağlantı var mı? Leyla Aslan bu soruya "Zihin konuşmayı öğrenmede etkili. İnsan önce algılar, sonra hafızaları, zihinleri ve dilleri gelişir. Dilden sonra düşünce ve duygular, devamında ise kişilik gelişir. Böyle bakınca algıdaki bir bozukluk, sonrasında zihinsel bozukluğa veya konuşma bozukluğuna neden olabilir. Konuşma zihnin en üst düzeydeki işlevidir. Gecikmiş konuşmayı tembellikle açıklamak mümkün değil. Ama çocukta depresyon varsa bu konuşmayı etkiler" yanıtını veriyor.
Konuşmanın gecikmesi için en az orta düzeyde zihinsel yetersizliğin var olması gerektiğinin altını çizen Leyla Aslan "Örneğin 0-25 arasında zekáya sahip bir çocuk konuşamaz, cümle kuramaz. Zekásı 45-65 arası olanlar konuşur ama çok uzun cümleler kuramaz ve konuşmaya düşüncesini katamaz. Okumayı da konuşmayı da kusurla öğrenir. Down sendromlu olanlar kelimelerdeki ekleri kullanamaz. Ama bazıları çok iyi bir eğitimle üniversiteye gidebilir" diyor.
Oğlu 3 yaşına kadar konuşmadığı için yakın bir arkadaşımın neler çektiğini çok iyi biliyorum. Yaptırmadığı test, gitmediği uzman kalmadı. Bu mücadeleden 6 ay sonra çocuk kendiliğinden konuştu. Şimdi susturabilene aşk olsun. Psikolog Leyla Aslan, zeká ve konuşma ilişkisini gösteren bir tablo hazırladı. İlginizi çekeceğini düşündüğüm için yazımı kısa kesiyorum.
Zeká puanı ve konuşma ilişki tablosu
0-25 arası zeká: Çok ileri derece zihinsel yetersizlik durumudur ve konuşamazlar.
25-45 arası zeká: İleri derecede zihinsel yetersizlik durumudur ve kavram oluşturmada güçlükleri vardır. Sesleri düzgün çıkartabilir. Emir cümleleriyle konuşur. Kendi ihtiyacı kadar konuşur.
45-65 arası zeká: Orta derecede zekáya sahiptir. Okuma yardımıyla konuşur. Konuşma gelişebilir. Ancak, geç konuşur. Kavram oluşturmada güçlük çeker. Geç okur. Konuşmanın duyguları ifade etme bölümünde genelde çocuksu kalır.
65-75 arası zeká: Hafif derece zihinsel yetersizlik olarak tanımlanır. Konuşma kusuru çok fazla olmaz. Daha çok bazı sesleri çıkartma da sorun yaşar. "K, S, Z, R" gibi sesler bozuk çıkar. Artikülásyon bozukluğu görülebilir. Genel bir olgunluk eksikliği vardır. Yaş ilerledikçe bu durum daha çok ortaya çıkar. Geç okur, yaşıtlarını bir yıl geriden takip eder.
75-100 arası zeká: Donuk normal zihinsel durumdur. Konuşmayı çok fazla etkilemez.
100-115 arası zeká: Parlak normal zeká durumudur. Rahat konuşur ve kavram geliştirir.
115-125 arası zeká: Süper normal bir zeká düzeyidir. İyi konuşur, hızlı konuşur ve düşünür. Kesik kesik konuşmayıp, arka arkaya çabuk düşünüp konuşur. Zeki insanlar söylemek istediklerini çok net söyler. Bunlar da öyledir. Yalnız zeká düzeyi çok ileri olanlarda konuşma biraz bozulur. Mesela 125-130 arası bir zekáda konuşma çok hızlanır.
132-160 arası zeká: Süper zeká yani dahidirler. Düşünce sistemi anlaşılamayan bu dahi çocuklar çok hızlı düşünüp komut alır. Konuşma tarzı gerçekten farklıdır. Çok hızlı düşündükleri için konuşma sistemleri düşünce ağırlıklıdır. Düşünceleri önde olur. Düşünce hızında konuşur ve tonlama yapmaz.