Bazı çocuklar öğrenme konusunda engelli değil, biz onlara öğretme konusunda engelliyiz. Parlak öğrenciler zaten kolay öğreniyor. Ama performansı düşük çocuklara farklı yöntemler uygulamak gerekiyor.
Her akşam evde aynı tantana... Küçük hanım ödevin yarısında salona geliyor, o dakikadan itibaren çıt çıkmasın istiyor. Abartmıyorum, annemle sohbetimizin neredeyse her cümlesinin arasına giriyor. "Kızım rahatsız oluyorsan odanda çalış" cümlesi de onun için bir şey ifade etmiyor. Yok, ödevlerine salonda devam edecek ve hiçbirimiz sesimizi çıkarmayacağız. Nerede böyle bolluk! Annemin "Biz misafirin yanında, gaz lambasında ders çalışırdık, gıkımızı çıkarmazdık. Şimdi evde küçük çocuk olsaydı ne yapacaktın?" sözleri de hayır etmiyor. Biz söylüyoruz, biz dinliyoruz.
Nehir’i anlamaya çalışıyorum, ders çalışma stiline karışmak istemiyorum, ama beni çileden çıkardığı zamanlar oluyor. Benim kızım ne ’analitikler’ ne de tam olarak ’globaller’ grubuna giriyor. Onun iki düşünme biçimi arasında gelgitleri yüzünden ben de şaşkına düşüyorum.
Ben, olayları algılama ve düşünme biçimimle globalim. Biliyor musunuz, insanın hangi grupta olduğunu bilmesi çok önemli. Bunu bilirseniz başarı oranınız o kadar yüksek oluyor, zor ve yeni bir bilgiyi daha kolay öğrenebiliyorsunuz. Hatırlarsanız geçen yıl "Çocuğunuzun öğrenim stilini keşfedin" başlığı altında dünyada çok konuşulan öğrenme stilleri teorisinden bahsetmiştim. Bu teorinin mimarı Prof. Dr. Rita Dunn, Ekim ayında İstanbul’daydı. Önümüzdeki aydan itibaren Türkiye’de Öğrenme Stilleri Merkezi olacak Bilfen Okulları’nda düzenlenen sempozyumda 500 kişiye konuştu. Ama ben yazmaya ancak fırsat buldum.
79 yaşındaki Prof. Dr. Rita Dunn, 40 yıllık biriminde geldiği noktayı öyle güzel özetledi ki, 2 saat boyunca salonda bir kişi bile uyuklamadı. 50 yıl önce öğretmenliğe başladığında öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklardan bahsedildiğini söyleyen Dunn, uzun bir süre gözlem ve deneylerle öğrencilerin nasıl öğrendiklerini belirlediklerini anlattı. Sempozyumda öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum, çünkü en azından hem kendinize hem de çocuğunuza yararlı olacağına inanıyorum.
Çocuğunuz size benzemeyebilir
Anaokulundan üniversiteye kadar herkes öğretilenleri dinliyor ama herkes öğrenemeyebiliyor. Çünkü herkesin öğrenme stili farklıdır. Yeni ve zorlayıcı bilgi, yanlış bir stille öğretilemiyor. Bizler genellikle farklı öğrenme stili olan kişilerle evleniyoruz. Genellikle analitik düşünen bir kadın, global düşünen bir erkekle evleniyor ya da tam tersi oluyor. İki çocuğunuzdan biri size, diğeri eşinize benziyor.
Eğer çocuğunuzda öğrenme sorunu varsa, durup nedenlerini düşünün. Acaba bilgiler doğru şekilde öğretiliyor mu? Çocuklarımıza genellikle "Eve git, parlak ışık altında, sessiz bir ortamda, sandalyede dik oturarak çalış" diyoruz. Ama bu yanlış bir öneri.
1979 yılında yapılan bir araştırmada, her öğrencinin bir öğrenme stili, her öğretmenin de öğretme stili olduğu belirlenmiş. Öğrenci ve öğretmenin eşleştiği sınıflarda başarının daha yüksek olduğu görülüyor. Genel bir durumdan söz edersek, öğretmenlerin yüzde 65’i analitik, öğrencilerin ise yüzde 85’i global... Ne yazık ki, analitik öğretmenler global öğrencilere ders veriyor. Bu nedenle ortaya kötü sonuçlar çıkıyor. Bazı çocuklar öğrenme konusunda engelli değil, biz onlara öğretme konusunda engelliyiz. Parlak öğrenciler zaten kolay öğreniyor. Ama performansı düşük çocuklara farklı yöntemler uygulamak gerekiyor.
Kızlar ve erkekler farklıdır
Mesela analitik çocuklar ışığa ve sessiz ortama ihtiyaç duyduklarından, onlar için sessiz bir ortam yaratmak gerekir. Global düşünen çocuklar ise ses isterler. Bu nedenle ders çalışırken müzik dinlemek onların öğrenmelerini olumsuz değil, tam tersine olumlu etkiler.
Çocuğunuz ders çalışırken aynı zamanda bir şeyler de atıştırdığında ona sinirlenmeyin ya da engellemeyin. Çünkü çocuğunuz global (bütünsel) düşünüyorsa, bir şeyler yeme ihtiyacı hissedecektir. Analitikler ise çalışırken bir şey yemek istemezler. Analitik düşünenler ışığa global düşünenlerden daha çok ihtiyaç duyarlar.
Kızlar ve erkekler arasında da stil farklılıkları vardır. Küçük kız çocuklarının motor koordinasyonu aynı yaştaki erkek çocuklara göre erken gelişiyor. Kızlar daha fazla kelimeyle konuşuyor. Unutmayın, milli öğrenme stili diye bir şey yok ama çocuklara kendi stillerini öğretmek gerekiyor.
Analitik öğrenenler
Bu tür öğrenciler adım adım öğrenir; önce parçaları görmeyi tercih eder.
Mantığa dayalı olarak öğrenmeyi tercih eder.
Detaylar üzerine odaklanır.
Çalışma alanı düzenli ve organizedir.
Bazen detaylarda kaybolup bütünü fark edemeyebilir.
Renklere sadece bakar, hoşlanır.
Otoriteye saygı duyar.
Sorumluluk sahibidir.
Kendini motive edebilir.
Planlı-organizedir.
Sabah saatlerinde çalışmayı tercih eder.
Global öğrenenler
Öncelikle konunun bütününü (büyük resmi) görmek ister.
Konunun genel çerçevesini gördükten sonra detayları daha iyi öğrenir.
Detaydan başlandığında konuya adapte olmakta güçlük çeker ve bazı detayları kaçırabilir.
Çalışma alanı dıştan dağınık gibi görünür ama kendisine özel bir düzeni vardır ve bu düzeninin bozulmaması önemlidir; o karışıklık içinde aradığını bulur.
Bazen orta düzeyde stres altında daha verimli olur, çünkü stres dikkatini daha uzun süre odaklamasını, daha iyi konsantre olmasını sağlar.
"Neden bunu öğreniyoruz?", "Bu önemli mi?", "Bunu daha sonra yapsak olmaz mı?" gibi sorular yöneltir. Bu tip öğrenci itiraz ediyor zannedilebilir, oysa onun öğrenme yolu budur.
Globaller için resim ve renkler çok önemlidir, renklere ihtiyaç duyar.
Risk alabilir.
Dışarıdan motivasyona ihtiyaç duyar.
Aynı anda beş işi birden yürütebilir.
Evde nasıl bir ortam yaratılmalı?
Geleneksel yaklaşıma göre, öğrencilere ders çalışırken veya sınavlara hazırlanırken başarılı olmaları ve verimli çalışmaları için birtakım şartlar öne sürülür. Örneğin; çalıştığı masanın veya odanın düzenli olması, masada ve sandalyede oturarak ve uzun süre kalkmadan ders çalışması, odanın sessiz olması veya müzik dinlememesi, ders çalışırken bir şeyler atıştırmaması... Öğrenciden bu koşullara uygun davranması beklenir. Evde ve okulda öğrencinin doğasına uygun olmayan bu tarz yaklaşımlar, uzun vadede öğrenmenin hızını kesen en önemli nedenlerdir. Oysa çocuğunuzun nasıl düşündüğünü bildiğinizde, onun başarısı için uygun ortamı yaratmanız mümkündür.
Çocuklar 2007’nin yıldızlarını seçiyor
3. Jetix Çocuk Ödülleri Türkiye için aday belirleme süreci başladı. Jetix kanalı, çocuklar, www.jetix.com.tr sitesini ziyaret ederek müzik, spor ve TV dünyasından sevdikleri ünlüleri aday göstermeye davet ediyor.
Türkiye’de ilki 2005 yılında düzenlenen Jetix Çocuk Ödülleri için sanatçılar, ünlüler heyecanla oylamanın sonucunu bekliyorlar. Çünkü seçimler tamamen çocukların tercihiyle yapılıyor. Herhangi bir öneri ya da önceden belirlenen bir aday listesi olmaksızın çocukların kendi tercihlerini yazmasıyla ortaya çıkan liste oylamaya konuluyor.
Geçtiğimiz yıl tam 100 bin çocuk Jetix Çocuk Ödülleri için oy kullandı. Böylesine büyük bir katılımla gerçekleşen seçim sonuçları sanat, televizyon ve spor dünyası tarafından ciddiyetle karşılanıyor.
Ünlülerin seçilme süreci iki aşamadan oluşacak. İlk aşamada çocuklar www.jetix.com.tr sitesini ziyaret ederek toplam yedi kategoride oylamaya dahil etmek istedikleri ünlüleri aday gösterecek. 5 Aralık’ta son bulacak ilk aşamada her bir kategori için beş aday belirlenecek. Oylamanın ikinci aşaması ise 08 - 31 Aralık 2007 tarihleri arasında gerçekleşecek. Ödüller şubat ayında İstanbul’da yapılacak törenle sahiplerini bulacak.