Biyolojik anne-babalığa HAYIR!

Bir kampanya başlatalım. Kampanyamızın adı "Biyolojik anne-babalığa hayır!" olsun.

Adam gibi anne-babalık yapanlar çocuk doğursun. Bu konuda tereddütte olanlar ya doğum kontrolü yapsın ya da kendini kısırlaştırsın.

Nehir, Nergis, Nilgün, Nesrin, Nur, Nihan, Nil, Nagehan, Nükhet, Nurcan... Sizce tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran 17 aylık N.N.B’nin adı bunlardan hangisi? Talihsiz bu çocuk bizim çocuklarımızla adaş ama ya yaşadıkları?

Nedense bu ülkenin insanları balık hafızalıdır. Hatırlasanıza, üç-dört ay önce babası ve üvey annesi tarafından dövülerek öldürülen bir başka çocuk için ah-vah etmiştik. Sonra annesi tarafından üzerinde sigara söndürülerek işkence edilen başka bir çocuğa daha üzüldük. Ama ağzından bırakmadığı emziğiyle tanıdığımız 17 aylık N.N.B’ye yapılanlar hepsinin üzerine tuz-biber ekti.

Anneler, babalar, büyükanneler, büyükbabalar, çocuk sahibi olmayanlar bile minik kıza yapılanlar karşısında büyük tepki gösterdi. Ama gördüğünüz gibi hepimizin eli kolu bağlı. Anne önce kayboldu, sonra yeniden tutuklandı. Pardon o kadına "anne" dememek gerekir. Çocuklarına karşı bu kadar vicdansız olan kadınlar karşısında kanım donuyor. Mantıklı düşünemediğim gibi o kadınları (anne diyemiyorum) bir yere oturtamıyorum. N.N.B’yi doğuran kadını şimdi ölüm korkusu sarmış. Tek kişilik hücrede kalmak istemiş. Kendisine işkence yapılmasından korkuyor.

Çocuklarına bu işkenceyi yapanlar, yapılmasına müsaade edenler, çocuklarını terk edenler, gay rimeşru doğurdukları birkaç günlük çocuklarını çöp kutusuna atanlar... Bu kadınlar hangi vicdanla bunu yapıyorlar bilemiyorum ama herkes anne-baba olmamalı.

Çocukları üzerinde hiçbir sorumluluk hissetmeyen babaları "biyolojik baba" diye yerden yere vururken, 17 aylık N.N.B’nin annesini de aynı kategoriye koyuyorum. "Biyolojik anne"...

Bu ülkede büyük travmalar yaşayan kaç çocuk vardır? Ya da kaç "biyolojik anne-baba"? 17 aylık N.N.B’nin olayında cezaevine konulan babalardan birinin 17 yaşındaki kendi öz kızını erkeklere pazarladığı için daha önce gözaltına alındığını öğrendik. Düşünün henüz çocuk yaştaki kızını başka erkeklere pazarlamakta beis görmeyen bu adam (baba diyemiyorum) başkasının çocuğuna neler yapmaz? Ya da ne kadar vicdanlı davranır?

Utandıran tablo

Bu olay bizim için milat olmalı. Takkeyi önümüze alıp düşünmemiz gereken bir yerdeyiz. İnternette arama motorlarında çocuk pornosu (child porn) yazıp arayan ülkeler arasında Türkiye, Türkiye’de de üç kent ilk üç sırayı paylaşıyor. İzmir, İstanbul ve Ankara... Bu üç kenti Yeni Zelanda’da Auckland ile Amerika’da Seattle izliyor. Bu aslında utanç tablosudur.

Bu ülkede çevrelerinde iyi huylu, kibar olarak tanınan, yüksekokul mezunu, çoğunluğu bekár, bilgisayar ve internet bilgisi yüksek, maddi durumları orta veya yüksek kişiler çocuk pornosuna meraklı. Bu bilgiyi Emniyet’teki Bilişim Suçları Büro Amirliği veriyor. Çocuk pornosuna meraklı bir adamın nasıl bir baba olacağını tahayyül bile edemiyorum.

İzmir Karşıyaka Çocuk Yuvası’nda vücudundaki yaralar gün geçtikçe iyileşirken ruhundaki yaralar tam aksine derinleşen N.N.B’nin yaşadıkları belki bu ülkede bazı dengelerin değişmesine neden olur. "Bir musibet bin nasihatten iyidir" derler. N.N.B, bu ülkenin yaşadığı son musibet olsun.

Herkes tepkisini bir şekilde ortaya koydu. Ben ise hálá kaskatı durumdayım. Tepkiliyim ama çözüm önerilerim de mevcut. Öncelikle cezaevinde tutulanlarla ilgili... Bu işe karışanlara verilmesi gereken cezalarla ilgili iki görüş mevcut. Bazıları bu vicdansızların cezasının mahkemeler tarafından verilmesinden yana. Bazıları da bu adamlar için cezaevi raconunun uygulanmasını istiyor. Ben de raconun uygulanmasını isteyen bazıları arasında yer alıyorum.

Şefkatli kollar kucaklamalı

N.N.B devlet koruması altına alındı. Hastanede üçüncü gününde kollarını açıp birilerini kucaklamak istediğini öğrendik. Galiba minik N.’nin derin yaralarını devletin şefkatli kollarından çok çocuk özlemi içinde yanıp tutuşan, biyolojik anne-baba olamamış birilerinin şefkatli kolları daha çabuk iyileştirir. Çünkü devlet, Çocuk Esirgeme Kurumları’nda kalan binlerce çocuğu şefkatli kollarıyla kucaklamaya çalışıyor. Biyolojik annenin neden olduğu ağır travmayı ancak daha özel bir sevgi tedavi edebilir. Tabii devlet buna izin verirse...

Bu olay kendi anne-babalıklarımızı da sorgulamamıza zemin hazırladı. Kızım benden izinsiz bahçeye çıktığı için pencereyi kapatıp cezalandırdım diye günlerce içim içimi yemişti. Yaptığım bu eşeklik yüzünden kendimi aylarca affedememiştim. Kızım, en güvendiği kişi tarafından, kendini en güvende hissettiği evine alınmamıştı. Kim bilir bu olay Nehir’de nasıl bir travma yaratmış, bu eşekliğim minik kızımın koca yüreğinde ne tür bir yara açmıştı?

Zaten yetersizlik duygusu hiç yakamı bırakmaz. Sürekli kendimi, anneliğimi didiklerim.

Kızımın gözünde gördüğüm en ufak bir ışıksızlık beni günlerce bedbaht ederken, kendi doğurduğu, süt verdiği kızına işkence ve tecavüz edilmesine bir annenin nasıl göz yumduğunu anlayamıyorum. Tepkilerin şiddetine ve yoğunluğuna bakarsak, galiba anlayamayanların sayısı oldukça fazla...

Bir kampanya da biz başlatalım. Kampanyamızın adı "Biyolojik anne-babalığa hayır!" olsun. Mesajımız ise gayet net; Adam gibi anne-babalık yapacaksanız çocuk sahibi olun. Bu konuda tereddütünüz varsa ya doğum kontrolü yapın ya da kendinizi kısırlaştırın. Günahsız yavruların hayatını karartmayın.

Yaraları hızla iyileşiyor

İzmir Karşıyaka Çocuk Yuvası’nda kalan minik N.N.B’nin yaraları hızla iyileşiyor. Aynı talihsizliği belki de başka çocuklar yaşıyor. Eğer çevrenizde böyle vakalar varsa www.cocukistismarinionleme.org adresinden bilgi ve yardım alabilirsiniz.

Fiziksel istismarın çocuklar üzerindeki etkileri

* Fiziksel ceza gören çocuk kaygı yaşar, içine kapanır.

* Çocuğun kendisine saygısı azalır.

* Şiddet, çocukta saldırganlık ve şiddet davranışlarına yol açar.

* Şiddetli fiziksel ceza ile karşı karşıya kalan çocuk korkar, kendisini çaresiz ve değersiz hisseder.

* Çocukluklarında fiziksel ceza gören insanlarda, ilerike yaşamlarında yoğun kaygı, depresyon ve olumsuz sosyal ilişkiler görülür.

* Bir yetişkin olarak gelecekte aynı davranış kalıplarını kendi çocukları üzerinde uygular.

* Şiddetli cezaya maruz kalanların kendi çocuklarını istismar etme olasılığı, bu tür davranış görmemiş çocuklardan 5 kat daha fazladır.

* Babanın anneye saldırgan davranışını gören çocuklar, şiddet kendilerine yönelmese bile kurban durumundadır.
Yazarın Tüm Yazıları