Komplo teorilerine meraklı bir milletiz. Üstüne üstlük çocuklar söz konusu olunca anneler daha paranoyak davranışlar sergiler. Hatta biz annelerin paranoyasını tetikleyen küçük bir haber, markaları zedeleyebilir.
Çocuklar söz konusu olunca anneler arasındaki fısıltı iletişimi inanamayacağınız bir hızla kurulur. Anneleri etkilemek istiyorsanız, doğrudan bilgi vermek yerine fısıltı haberleriyle etkileyin. Mesela X alışveriş merkezinin tuvaletinde bir çocuğa tacizde bulunulduğu yönündeki bir haber fısıltıyla hızlı ve değişerek yayılır. Taciz tecavüze döner, sayı üçe-beşe çıkar ve X alışveriş merkezinin adı Y alışveriş merkezi olur.
Anlayacağınız bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz misali, ortaya atılan bir fısıltı haberini yalanlamak için kırk takla atılır ama işin içinden çıkılmaz. Zaten komplo teorilerine meraklı bir milletiz. Üstüne üstlük çocuklar söz konusu olunca anneler babalara göre daha paranoyak davranışlar sergiler. Hatta biz annelerin paranoyasını tetikleyen küçük bir haber bile bir markanın imajını zedeleyebilir.
Komplo teorilerinin sonuncusu çocukların meyveli yoğurt diye yediği peynir markası Danino üzerinden yapıldı. Komplo teorisyenlerine göre, Danone markasının ürettiği Danino ürünlerine çocukların zihinsel ve bedensel gelişimini etkileyecek bir madde katılıyormuş. Daninolar 2-12 yaş arasındaki çocuklar tarafından tüketildiği için tam gelişim zamanlarına denk geliyormuş. Fransızların hedefi Türkiye’deki gelecek nesillerin zeki olmasını engellemekmiş.
Bu komplo teorisi elektronik posta ile milyonlara ulaştırıldı. Ama enteresan olan bu haberin fısıltı yoluyla daha çok yayılması... Danone, bu söylentiyle ilgili bir araştırma yaptırmış. Türkiye’de toplam 6,3 milyon kişi Fransızlara ait peynirlerin Türk çocuklarının zihinsel gelişimini etkileyen bir madde içerdiği iddiasından haberdarmış.
1 milyon kişi internet yoluyla, bir milyon 800 bin kişi medya aracılığıyla, 3,5 milyon kişi de fısıltı yoluyla öğrenmiş. Fısıltının gücü ise şaşırtıcı... 2005 Kasım ayında annelerin yüzde 2’si bu haberlerden etkilenip Danone ürünlerini kullanmadığını söylerken, Aralık 2006’da etkilenip ürün satın almayan annelerin oranı yüzde 24’e çıkmış.
Görüldüğü gibi fısıltı haberleri anneleri etkiliyor. Aslında kafalarında soru işareti kalması normal. Ya bu haberler doğruysa!
Bu nedenle Danone, kafasında soru olan anneleri birkaç ay önce Kırklareli’ndeki fabrikaya götürüp üretim aşamasını gösterdi. Geçen hafta da gazeteci anneler hedefteki tesisleri gezdi.
Firma yöneticileri sütün köylü üreticilerden alınıp, paketleme aşamalarına kadar yüksek standartlarda el değmeden nasıl peynire dönüştüğünü gösterdiler.
Türk yöneticiler anneleri olumsuz etkileyen bu karalamayı ortadan kaldırmanın yollarını arıyorlar. Bana göre bu işin çözümü çok basit. Kendilerine de söyledim. Yapacakları tek şey sorunu kökünden çözer. Uğur Dündar’ın çocuklarına bu ürünü yedirirken gösteren bir fotoğrafı, Türkiye’yi ikna etmeye yeter de artar bile!
Fonksiyonel ürünler
Anneler, doğduğundan itibaren çocuklarının zihinleri daha iyi gelişsin diye araştırıyor ve öğrendiklerini uyguluyor. Bu istek çocuklar okul çağı geldiğinde daha da artıyor. Çocukları daha iyi beslensin, en iyi okullara gitsin, sağlıklı olsun diye mevcut şartlarını zorluyor. Ancak şartları zorlayan yalnızca anneler değil.
Çocuk üzerine çalışan markalar da daha fonksiyonel gıdalar için kafa yoruyor. Bu markalardan biri de Unilever. Çocukların zihin gelişimlerini artırmak için "Aklın Gıdası" sloganıyla "Amaze" adında yeni bir ürünü piyasa sürdüler. "Amaze" nereden geliyor derseniz, "Amazing"den geliyor. "Amazing" ya da "Amaze", şaşırtan, hayran bırakan demek. Unilever, özellikle okul çağındaki çocukların beslenme çantalarına "Aklın Gıdası"ndan birinin konmasının çocukların zihinsel gelişimine katkı sağlayacağı görüşünü savunuyor. Nehir’in bebeklik döneminde gelişimine katkıda bulunan vitamin ve mineralleri alsın diye dört dönmüştüm. Şimdi bilim adamları çocukların ihtiyacı olan vitaminleri bir üründe vererek annelere büyük kolaylık sağlıyor.