Paylaş
İşte sorularla o büyük tartışma:
ABD’nin hamlesi ne anlama geliyor?
ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai, salgını sona erdirmek adına üretim kapasitesini artırmak için fikri mülkiyet haklarının askıya alınmasını desteklediklerini açıkladı. Bu ABD açısından bir politika değişikliği anlamına gelirken Dünya Ticaret Örgütü bünyesindeki müzakerelerin seyrini de değiştirebilir. Olumlu bir yönde karar çıkarsa formüller paylaşılarak birçok ülkede aşı üretiminin önü açılabilir.
ABD’nin adımı nasıl yankılandı?
Biden yönetiminin ‘cesur’ diye anılan bu adımı dünyayı böldü. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, öncelikle aşı ihracatı önündeki engellerin aşılmasını gündeme getirse de patent muafiyetini görüşmeye hazır oldukları sinyalini verdi. Fransa ve Almanya’dan da ılımlı açıklamaların gelmesi umutları arttırdı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Zor bir zamanda tüm insanların esenliğini önceleyen tarihi bir karar” yorumunda bulundu.
ilaç şirketleri tepkili
Karara kimler karşı çıktı?
Uluslararası Farmakoloji Üreticileri ve Dernekleri, “Aşılar için patent muafiyeti getirmek üretimi arttırmaz ya da küresel sağlık hizmeti için gerekli pratik çözümleri sağlamaz” diye tepki gösterdi. Aşı şirketleri tek başına formüllerin verilmesinin yoksul ülkelerin yaşadığı aşı sıkıntısının aşmak için yeterli olmayacağı görüşünde. Bunun yerine ruhsatlı üretimin yaygınlaştırılmasından yanalar.
İlaç şirketleri niye mesafeli?
İşin elbette maddi bir boyutu var. Moderna 2021 için aşı satışı tahmini yüzde 4.3 arttırarak 19.2 milyar dolara çıkardı. Keza Pfizer 26 milyar dolarlık aşı satışı öngörüyor. Ancak muafiyet kararının risk alma ve inovasyonun önüne geçeceği iddiaları da var. Patent ve bilgi paylaşımı olsa da üretime geçmenin kolay olmayacağı görüşü de hâkim. Bunun için gerekli altyapı ve uzman kadrolara ihtiyaç olduğu, aksi halde üretimde yaşanacak hataların bedelinin ağır olacağı savları söz konusu.
160 ülkenin onayı şart
Bu savlarında ne kadar haklılar?
Zengin ülkeler koronavirüse karşı aşılamada nispeten yol alırken, yoksul ülkeler çok geride kaldı. Bu da salgın uzadıkça dünyayı yeni varyant virüs riskleriyle karşı karşıya bırakıyor. Afrika, yoksul Asya aşılanmadıkça, Avrupa için, Amerika için risk devam edecek. Dolayısıyla ilaç şirketlerinin de kendilerine göre haklı gerekçeleri olsa da üretimin hızlandırılması için ortak çözümler gerekiyor.
Patent muafiyeti sağlamak kolay mı?
AB ülkeleri bugün ve yarın Portekiz’de yapacakları zirvede bunu masaya yatıracaklar. Haziran ayı gibi de Dünya Ticaret Örgütü’nde ele alınması bekleniyor. ABD’nin politika değişikliği pazarlıklara yeni bir ivme kazandırabilir. Patent muafiyeti için örgütün 160 ülkesinin tamamının oluru gerekse de Dünya Ticaret Örgütü yetkilileri nispeten iyimser. “Masaya oturduğumuzda pragmatik bir yol bulunur” mesajı veriyorlar.
aşı kıtlığına çare olur mu
Onay çıkarsa ne olacak?
Dünya liderleri olağanüstü bir dönem diyerek olağanüstü bir karar alıp onay verirse, dünyanın çeşitli yerlerinde üretimin yolu açılacak. Bu tabii bugünden yarına üretime geçilebileceği anlamına gelmiyor. Hammadde temini, üretim tesislerinin kurulması ve uzman kadro gibi yerine getirilmesi gereken şartlar var. Mesela Pfizer, BioNTech ile ürettiği aşı için 19 ülkeden, 86 ayrı tedarikçiden 280 maddeye ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor (NYT’dan alıntı).
Salgına çözüm olur mu?
ABD, İngiltere, İsrail gibi paralı ülkelerde aşılarla salgını nispeten kontrol altına alınırken dünyanın dört bir yanında virüs olanca acımasızlığıyla can almaya devam ediyor. Acilen üretici şirketleri de küstürmeden salgını kontrol altına alabilecek yaratıcı ve cesur kararlara ihtiyaç var. Salgınla mücadelede patent muafiyeti belki topyekûn çare olmasa da aşı darboğazının aşılmasına katkı sağlayabilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Paylaş