Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

PKK’yı protesto etmek isterken

ALMANYA. Göçmen ve İslam karşıtı Pegida hareketinin toplumda azımsanamayacak bir destek bulmasının şokunu yaşıyor.

Haberin Devamı

Dresden’den çıkan ve her pazartesi akşamı eylem düzenleyen Pegida hareketi bugün Köln’de sokağa dökülecek.
Ve kentin en önemli merkezlerinden biri olan Köln Katedrali yönetimi, anlamlı bir karar alarak protestoyu protesto etmek için gece ışıklandırma yapmayacağını açıkladı.

*

PEGİDA. Almanca ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar’ ifadesinin kısaltılmışı.
Aslında çıkışı da ilginç. PKK Dresden’de terör örgütü IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını kınamak için eylem düzenliyor. O dönemde ülkenin çeşitli yerlerinde terör örgütü PKK yandaşlarıyla Selefiler arasında çatışmalar yaşanıyor. Pegida da Ortadoğu’daki ‘vekâleten savaşın’ Almanya topraklarına taşınmasını protesto etmek bahanesiyle ekim ayında sokaklara çıkıyor. İlk başta sayıları 200-300’ü geçmiyor.
Ve derken; Pegida bir anda Almanya gündeminin en önemli satır başlarından biri haline geliyor.

*

LİDERİ. Pegida’nın başında Lutz Bachmann (41) isimli eskiden sosis satıcılığı, şimdi ise reklam işi yapan bir isim var. Bachmann, soygun, uyuşturucu, alkollü araç kullanmak gibi suçlamalar nedeniyle sicili kabarık bir kişi. Ancak bu durum onun toplumda destekçi bulmasına engel olmuyor.
25 yıl önce Doğu Almanya’da anti-komünistlerin, Berlin Duvarı’nın yıkılmasına kadar varan eylemlerinde kullandıkları ‘Biz Halkız’ sloganlarıyla hareket ediyorlar.
Dikkat çekici yanı ise şu... Eylemlere katılım giderek artıyor. Artık sadece Dresden’de değil; Bonn, Düsseldorf, Kassel gibi kentlerde de her pazartesi binlerce kişi sokaklarda mülteci ve İslam karşıtı slogan atıyor, bayrak sallıyor.

*

UYARI. Alman Stern dergisinin yayınladığı anketteki rakamlar Pegida’nın önemli bir destek bulduğunu gösteriyor. Ankete katılanların mesela yüzde 29’u İslam’ın Almanya’da çok fazla etkisi olduğunu, dolayısıyla Pegida gibi sivil hareketlere hak verdiğini belirtiyor. Yine yüzde 13, yaşadıkları yere yakın Pegida gösterisi olursa buna katılabileceğini söylüyor.
Almanya’da yüzbinlerce Türk’ün yaşadığını göz önünde bulundurursak, daha önce de Türklere karşı ırkçı eylemler düzenlendiğini hatırlarsak bu rakamlar ciddi rakamlardır.

*

MERKEL. Anlaşılan Almanya Başbakanı Angela Merkel de bunu önemsiyor ki, yılbaşı mesajında Pegida’ya geniş yer ayırdı. Pegida’ya katılanların ‘Kalplerinde nefret vardır’ demeye getirdi, halkı onlara destek vermemeye çağırdı.
Başbakanın sözleri Almanya’da siyaset sahnesini de böldü. Merkel’in kabinesinden Kalkınma Bakanı Gerd Müller, Pegida tartışmalarının nesnel bir şekilde ele alınması gerektiğini savunarak “Ekonomi iyi durumda olsa da Almanya’da milyonlarca yoksul aile var. Mülteci akını özellikle büyük şehirlerde rekabet olarak görülüyor” dedi.

*

YORUM. Pegida bir anlamda 11 Eylül saldırılarından bu yana Batı’da tırmanışa geçen yabancı karşıtlığı ve İslamofobi söyleminin son halkası. Şöyle ki, Fransa’da, Danimarka’da, Hollanda’da aşırı sağcı partilere desteğin artması ve iktidarların ayrımcı politikaları yüzünden giderek daha fazla Avrupalı Müslüman kendini dışlanmış hissetti. Bu da radikalleşmeye zemin hazırladı. Avrupa’dan binlerce göçmen asıllı gencin hayatlarını sıfırlayıp IŞİD’e katılmasının nedenlerinden biri İslamofobi ve yabancıların toplumdan ayrı düşmesidir. Bu da kendi içinde bir kısır döngü yarattı.
IŞİD gibi radikal örgütlerin ortaya çıkması, din adına vahşi katliamlar gerçekleştirmesi İslam’ın imajına büyük zarar verirken, Avrupa’da da bu dine karşı korku ve nefreti büyüttü.
Radikal örgütlerin vahşeti Pegida gibi örgütleri besledi.

*

TÜRKİYE. Uluslararası politikada IŞiD-Pegida fasit dairesi birilerinin işine yarıyor olabilir. Ancak Almanya ve Türkiye’nin işine yaramayacağı kesindir.
Almanya’da yaşayan 2.7 milyon Türkiye kökenli itibariyle yakın olmak zorunda olan bu iki ülke bu sarmalın kırılması için birbiriyle işbirliği içinde olmalıdır.
Öte yandan Ortadoğu’daki krizlere çözüm bulunmaması halinde Avrupa’daki toplumsal istikrarsızlıkların giderek büyüyebileceğini de unutmamak lazım.

Yazarın Tüm Yazıları