Paylaş
İlk ciddi kriz haberi Suudi Arabistan’dan geldi. Riyad’ın İran’a yakın Şii din adamı Şeyh Nimr’i diğer 46 kişiyle birlikte idam etmesi Ortadoğu’da barış umutlarına hizmet etmeyecek nitelikte.
*
İRAN
Tahran; Irak, Suriye, Lübnan ve diğer ülkelerdeki Şiilerin hamisi durumunda. Yaz aylarında BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya ile nükleer anlaşma yapan İran, geçen hafta zenginleştirilmiş uranyumunun büyük bir kısmını Rusya’ya teslim ederek anlaşmanın önemli maddelerinden birini yerine getirdi.
Nükleer programının sınırlanmasına izin veren Tahran, yakında uluslararası yaptırımların da kalkmasıyla hem doğalgaz hem de petrol üreticisi olarak piyasalarda arzı endam edecek. Hem de bu ülkeye yönelik yaptırım yasakları kalkacak. Bu da İran’ın ekonomik anlamda elinin rahatlayacağı anlamına geliyor.
Şimdi soru şu: İran bu ekonomik gücünü ne yönde kullanacak. Halkının refahını yükseltmek için mi, yoksa Ortadoğu’daki taraftarlarını daha fazla silahlandırmak için mi?
Yine bu bağlamda İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ABD’nin yeni yaptırım tehdidi karşısında füze programının hızlandırılması yolunda talimat verdiğini hatırlamakta da fayda var.
*
SUUDİ ARABİSTAN
Sünni ekseninin başı olarak görülüyor. İran’ı jeopolitik anlamda zorlayabilmek için kendi ekonomisini krize sokma pahasına piyasalara ucuz petrol pompalamaya devam etti. 2014’te bir varil petrol 100 doların üzerinde satılıyordu; şimdi ise 40 doların altında.
Açıklanan Suudi bütçesine göre, yeni yılda da petrol fiyatlarında ciddi bir artış beklenmiyor, bütçe açığının ise devlet harcamalarının kısılarak küçültülmesi öngörülüyor. Suudlar, böylece İran’ın işlerini de baltalamayı umuyorlar.
Bir de terörle mücadele adı altında çoğu Sünni İslam ülkeleriyle ittifak oluşturulması için girişim açıkladılar. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan’a giden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Riyad’da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız” diyerek bu oluşuma destek verdi.
*
EKSEN SAVAŞ
Şiiler ile Sünni bloğu, Irak, Suriye ve Yemen’de kendi taraftarlarına destek vererek güç kavgasını sürdürüyor. İran ile yapılan nükleer anlaşma, Rusya’nın beklenmedik bir şekilde Esad’ın yardımına gelmesi Suriye’de savaşı daha da karmaşık hale getirdi.
Suriye ve Irak birçok savaşın aynı anda yürütüldüğü bir alana dönüştü: Rusya Devlet Başkanı Putin ve Şiilerin Esad’ı ayakta tutmak için verdiği mücadele. Öte yanda Sünni destekli muhaliflerin Esad’dan kurtulmak için verdiği savaş. Bir yanda da uluslararası koalisyonun IŞİD’i bitirmek için savaşan yerel güçlere destek çıkmak için havadan düzenlediği saldırılar.
*
ŞEYH NİMR
Cumartesi idam edildiği açıklanan Şii din adamı Şeyh Nimr el-Nimr’e (56) gelince. İran’a yakın Suudi vatandaşıydı. Esad dâhil despotlara karşı çıkan, şiddeti desteklemeyen, ancak Arap baharı sırasında Suud Hanedanı’na yönelik Şii ayaklanmalara arka çıkan bir din adamıydı.
New York Times Gazetesi’ne göre 2012 yılında Şeyh Nimr, bir vaazında dönemin İçişleri Bakanı Prens Nayif bin Abdülaziz’i hedef almıştı. “Mezarında kurtlar yiyecek, kabrinde cehennem azabı çekecek. Bize korku ve terör yaşatan adam, öldükten sonra nasıl huzura erer” demişti. İçişleri Bakanı bu arada öldü. Nimr’in idam emrini ise Prens Nayif’in şimdiki Veliaht Prens olan oğlu Muhammed bin Nayif verdi.
*
NİYE ŞİMDİ
2012 yılının temmuz ayında tutuklanan Şeyh Nimr için idam cezası verildiğinde bunun gerçekleşmemesi için uluslararası kampanya yürütüldü. İran ‘bedeli ağır olur’ diye uyardı. Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz, Şeyh’i affedebilir ya da cezasını hafifletebilirdi. Ancak Selman, belki de Batı âleminin yılbaşı rehavetini de göz önünde bulundurarak infazlara onay verdi.
Kral tahta çıktığından beri çeşitli söylentilerin odağında. Hatta Yemen’deki savaşı yürüten oğlu Prens Muhammed bin Selman’ın yerinde gözü olduğu yönünde bile haberler var. Kral’ın güçlü bir lider imajı için idamlara onay vermiş olabileceği söyleniyor.
*
SURİYE
İnfazın ardından Tahran yönetimi ile diğer ülkelerdeki Şii gruplar sert tepki gösterdi, Suudi Arabistan’ın bu ülkedeki temsilcilikleri saldırıya uğradı. İlk tepkilerden anlaşılan o ki, Şeyh Nimr’in idam edilmesi, bölgedeki mezhep yangınını daha da körükleyecek gibi.
Ve işin daha da kötü yanı bu kararın tam da Suriye savaşının çözümü için bir geçiş sürecinin gündeme geldiği bir döneme denk gelmesi. İnsan ister istemez soruyor: ‘Birileri Suriye’de barış için hazır değil mi?’
Paylaş