Paylaş
Cuma günü kadın hakları için çalışan örgütleri bir araya getiren Haklı Kadın Platformu’nun düzenlediği, kadın milletvekilleri ve 7 Haziran seçimlerinde seçilme şansı bulunan kadın vekil adaylarını buluşturan toplantının en can alıcı mesajlarından biri buydu bence...
Sahneye çıkan oyuncular Bennu Yıldırımlar, Seda Türkmen, Deniz Özerman, Ecem Üstündağ ve Nilgün Belgün, yukarıdaki kadın tiplemeleriyle ‘Sen neredeydin’ diye sordular.
Ve can verdikleri o sesler maalesef Hürriyet’in ‘Aile İçi Şiddete Son’ kampanyasının Acil Yardım Hattı’na gelen kadınların gerçek çığlıklarından derlenmişti.
*
HÜRRİYET Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’nın kurucusu olduğu Haklı Kadın Platformu’nun mecliste kadın vekiller arasında partiler üstü bir ağ kurulması fikriyle düzenlediği toplantıya dört büyük parti davet edilmişti.
CHP, MHP ve HDP’den vekiller ve vekil adayları toplantıdaydı.
Üç ayrı panelde kadın sorunlarına yaklaşımlarını aktarırken, etkinlik vatandaşa da açık olduğundan potansiyel seçmenle de buluşma fırsatı yakaladılar.
Altını çizdiğim bazı notlar şöyle:
MHP’li Ruhsar Demirel, “Erkekler eşlerinin bizim gibi olmasını arzu etmiyor. Karar verici kadınlar gibi. Gelinlerinin de bizim gibi olmasını istemiyorlar. Ama kızlarının bizler gibi olmasını istiyorlar. O yüzden kız babalarını en büyük umut kaynağı olarak görüyorum” diyor.
“Kadın sorunu siyasetler üstü, ideolojiler üstü, partiler üstü bir sorundur” diyen HDP’li Selma Irmak, “Kürt kadını da şiddet görüyor. Türk kadını da öldürülüyor. Kadının her alanda karar verici olması gerekiyor” diye ekliyor.
CHP’den aday olan Selin Sayek Böke, CHP’nin ekonomi ağırlıklı bir seçim programı belirlediğine işaret ederek “Ekonomiyi konuşuyorsak kadını konuşuyoruz” diyor.
Ekonomik kaygıların kadını doğrudan etkilediğinin altını çiziyor.
*
MHP’den aday Aybüke Topçubaşı Ekici, “Eğitim, eğitim, eğitim çok önemli. Şikâyet ettiğimiz erkeği yetiştiren de bir kadın.
Önce kadınların eğitimi ama erkeklerin de eğitimi çocuk yaşlarda eğitimi bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyor.
HDP’den Hüda Kaya, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 117 kişilik yönetici kadrosuna bakıldığında sadece 7’sinin kadın olduğunu aktarıyor.
“Kadının elini değmediği her yerde tek tipçilik, tek kimlikçilik hep devam edecektir.
Ne analar, ne kadınlar, ne diller özgürleşmenin önünü alacaktır.”
*
CHP’li milletvekili Aylin Nazlıaka, panelde evlendikten sonra kadınların ev işlerinin yüzde 49 arttığı, erkeklerin ise yüzde 38 azaldığı yolunda bir araştırmayı paylaştı.
Ezici çoğunlukla kadınların bulunduğu salonda kimlerin evinde cinsiyet eşitliği olduğu sorulduğunda neredeyse bütün eller havaya kalkmıştı.
Ancak kimlerin evinde iş dağılımında eşitlik olduğu sorulduğunda ellerdeki tereddüt doğrusu ilgi çekiciydi...
Öte yandan davetli kadın siyasetçilerin kadın sorunlarının çözümü konusunda verdikleri partiler üstü işbirliği mesajları ve kullandıkları yapıcı dil ise umut vericiydi.
Oturumlardan birinde kadına yönelik cinayetlerde iyi hal indiriminin kaldırılması yolunda fikir bile gelişti.
Umut edelim ki, platformda bir araya gelen kadın vekil ve adayları, meclis çatısı altında da siyasi duruşlarına rağmen birlik olup aile içi şiddet, kadın istihdamı, cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda el ele verip çalışabilsin.
*
HAKLI Kadın Platformu’ndan Çiğdem Aydın’ın paylaştığı rakamlara göre Haziran seçimleri için 20 partiden 7 bin 245 erkek aday gösterildi.
Kadın aday sayısı ise 2 bin 626’da kaldı.
YSK 7 Haziran seçimleri için yurt içinde 53 milyon 765 bin 231 seçmen bulunduğunu açıklamıştı.
2015 ile ilgili kadın-erkek seçmen dağılımı konusunda bir rakam açıklanmamış olsa da önceki seçimlere bakarsak kadın seçmen sayısı erkek seçmenden daha fazla.
Geçen yılki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın seçmen sayısı yaklaşık 679 bin daha fazlaydı.
Oysa hali hazırda TBMM’de 79 parlamenter ile kadın oranı yüzde 14. Genel seçimlerde bir önceki döneme göre kadın vekil sayısının artması beklense de toplumdaki cinsiyet dağılımıyla karşılaştırıldığında temsildeki büyük orantısızlık süreceğe benzer...
Seçimlerde yüzde 10 barajının indirilmesi ya da kaldırılması sık sık konuşulur ya, ben de diyorum ki; keşke bir de tercihli seçim listeleri gelse...
İsteyen istediği adayı seçse...
Eminim o zaman daha demokratik bir yapı olur, kadınlar partilerin inisiyatifine kalmaz meclise daha fazla girebilirdi.
Ve “Sen neredeydin” sorusu giderek daha az dillenirdi.
Paylaş