Paylaş
İtibarlı biriydi, güvenilirdi, inançlıydı, devrime inanmak ne kelime, ‘Devrimin vücut bulmuş haliyim’ dese yeriydi.
Ama bir ara hataya düşmüş, yeşilin olmadık bir tonuna destek vermişti. Ve birkaç gün önce anlaşıldı ki, eski dava arkadaşları onu asla affetmediği gibi, artık onu bir tehdit olarak göreceklerdi.
***
SÖZ ettiğim kişi Ali Ekber Haşimi Rafsancani. 1979 yılındaki İran İslam Devrimi’nin mimarlarından biriydi. Dini lider Ayetullah Humeyni’ye en yakın isimlerdendi.
Humeyni’nin ölümünün ardından Şii inancına göre Kayıp İmam’ı temsil edecek, ‘velayeti fakih’i sürdürecek uygun kişi arandığında Rafsancani devreye girmişti. Büyük İmam’dan halef olarak Hamaney’in adını duyduğunu söyleyerek yeni dini lider için yolu açmıştı.
İşte bugün o Ayetullah Hamaney’in kontrolündeki mollalar, Rafsancani’ye cumhurbaşkanlığına giden yolu kapattılar.
***
14 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimleri için 30’u kadın 686 kişi aday adayı olmuştu. İki kez peş peşe cumhurbaşkanlığı yapan Mahmut Ahmedinejad, bu kez yarışamıyordu. 12 şeriat hukukçusundan oluşan Muhafız Konseyi, geçtiğimiz günlerde seçime katılabilecek sekiz adayın adını açıkladı.
İkisi dışında hepsi mollaların muhafazakâr kanadına yakın isimlerdi. Bunlar arasında Rafsancani ve Ahmedinejad’ın desteklediği dünürü Rahim Meşai’nin adı yoktu.
Niye reddettiklerini açıklamadılar. Zaten böyle bir zorunlulukları da yoktu.
***
Şİİ inancındaki 12’nci Kayıp İmam’ın yakında geri döneceğine inanan Mehdici kanattan olan Meşai’nin ülkeyi muhafazakârdan milliyetçi bir çizgiye taşıyacağı endişesi vardı.
78 yaşındaki Rafsancani için önce ‘Bu görev için yaşlı’ fısıltısı yayıldı.
Ama en büyük kusuru, 2009 seçimleri sonrasında patlak veren reform yanlısı yeşil hareketin kanlı bir şekilde bastırılmasını eleştirmekti. Mollaların affedemediği de buydu söylentilere göre.
***
2009 seçimlerinde Hamaney’in desteği Ahmedinejad’dan yanaydı. Rakipleri ise daha reformcu kanattan olan Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi’ydi.
Sandıktan Ahmedinejad çıktığında, reform yanlısı gruplar hile yapıldığını öne sürüp sokaklara dökülmüştü. Rejim de isyana şiddetle karşılık vermişti.
O zamandan bu yana rejimin sıkı takibinde olan Musavi, eşi Zehra Rahnavard ve rakibi Kerrubi, 2011 yılında Arap baharını desteklemek için gösteri çağrısı yapınca ev hapsine alındılar. Ve tutukluluk halleri hâlâ devam ediyor.
İran seçimleriyle ilgili geçtiğimiz günlerde bir durum değerlendirmesi yapan Human Rights Watch isimli insan hakları grubunun Ortadoğu direktörü Sarah Leah Whitson, “Muhalefet liderleri demir parmaklıklar ardındayken ve insanlar istedikleri gibi konuşamazken nasıl özgür seçimler yapılabilir” diye soruyor.
***
ASLINDA bu soruyu İran’da bazı çevreler de kendi kendine sormuyor değil. Nitekim Humeyni’nin kızı Zehra Mustafavi, Ayetullah Hamaney’e yolladığı mektupta, Rafsancani’ye yönelik seçim yasağının kaldırılmasını talep ederek “Diktatörlüğe izin vermeyin” dedi. Tek adamdan medet umdu.
Ancak konuşulan şu ki, İran, 2009 seçimleri sonrasında olduğu gibi bir ayaklanmaya yol açacak bir zemine mahal vermek istemiyor. Bir yandan interneti yavaşlatıp gazeteci ve blogcuları hapse atarken, öte yanda en elit güvenlik güçleriyle olası sokak dalgalanmalarını engellemek için tatbikat yapıyor. Suriye krizi ve nükleer programla ilgili ekonomik yaptırımların İran’ı ne kadar yorduğu sır değil. İşte böyle karışık bir ortamda mollalar işi şansa bırakmıyor.
Paylaş