Paylaş
Bugün size niye bölgenin bir kez daha savaş alanına döndüğünü anlatacağım.
*
FİLİSTİN. 2006 yılında Hamas’ın kazandığı seçimler sonrasında iki başlı bir yönetime sahipti. Batı Şeria’yı El Fetih, Gazze Şeridi’ni ise İslami direniş örgütü Hamas kontrol ediyordu.
Ancak hem dış, hem iç şartlar tarafları uzlaşmaya zorladı. Haziran başında El Fetih ve Hamas, yedi yıl sonra ilk kez uzlaşma hükümeti kurdu.
Kolay iş değildi yaptıkları. Altı ay içinde Filistin’i seçimlere götüreceklerdi. Öncelikle Hamas döneminde işe alınan 40 bin memurun maaşlarının ödenmesi gerekiyordu. Fakat maaşlar ödenemediği gibi İslami Cihat benzeri radikal unsurlar dizginlenemedi. ABD ve AB, uzlaşma hükümetine olumlu yaklaşsa da İsrail, bu yakınlaşmaya baştan karşı çıktı. Filistin hükümeti henüz sadece 10 günlük iken 3 Yahudi gencin ortadan kaybolması yeni bir krizi tetikledi.
*
İSRAİL, varlığını kabul etmeyen Hamas ile işbirliğini kesinlikle reddediyor. Sağcı bir hükümet işbaşında.
Başbakan Netanyahu’nun iktidar ortakları kendisinden daha radikal bir çizgide. Yahudi Evi Partisi lideri Naftali Bennett, bağımsız bir Filistin’e şiddetle karşı. Keza Evimiz İsrail Partisi’nin lideri ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, hükümetten çekilme kartıyla Netanyahu’yu Gazze’de daha şahin politikalar uygulamaya zorluyor.
*
SAVAŞ. Son kriz görünürde üç Yahudi gencin 12 Haziran’da kaybolduktan 18 gün sonra ölü olarak bulunmasının ardından patlak verdi. İsrail, bu yönde delil olmamasına rağmen Hamas’ı suçladı. Hamas reddetti.
İsrail’in ilgili ilgisiz birçok kişiyi tutuklaması, bu arada Filistinli bir gencin intikam olarak kaçırılıp öldürülmesi ve de Filistinli radikal grupların İsrail’e füze yağdırması üzerine olaylar tam anlamıyla kontrolden çıktı.
*
ATEŞKES. İsrail neredeyse bir haftadır Gazze’yi vuruyor. Füze rampalarını hedef alıyor. Evleri yerle bir ediyor. Silah deposu diye camilere bomba yağdırıyor. Nokta operasyonlar düzenliyor. Hamas’ın yanında siviller de yanıyor.
İnsan cansız minik bedenleri, onlara sarılmış anne, babaları gördükçe isyan ediyor; “Gazze’de daha kaç çocuk ölmeli.”
Uluslararası toplumun tarafları ateşkese, barışa zorlaması için daha kaç çocuk bedeni üzerinden yürüyüp geçmemiz gerek?
*
ARABULUCU. 2012 yılında da İsrail ve Hamas arasında benzer bir kriz yaşanmıştı.
O zaman Mısır’da iktidar olan Müslüman Kardeşler (MK) destekli Devlet Başkanı Mursi, Hamas üzerindeki nüfuzunu kullanarak ateşkesin sağlanmasında önemli rol oynamıştı. 2013’de darbeyle devrilen Mursi şimdi hapiste. Yerinde onu deviren General El Sisi var. Hali hazırda uluslararası kamuoyunda ateşkes için yoğun bir baskı oluşmuş değil. Bu nedenle İsrail çekinmiyor. Hamas ile doğrudan görüşmeyi reddeden ABD, bu kez El Sisi’den medet umuyor.
Sisi, MK gibi Hamas’a da sıcak bakmıyor. Ancak Mısır halkının baskısıyla süreçte daha aktif rol alabilir.
Öte yandan Filistin lideri Abbas’ın cuma günü İstanbul’da olması planlanıyor. Başbakan Erdoğan ile görüşecek. Erdoğan, son Gazze operasyonunun ardından İsrail ile normalleşme sürecinin rafa kalktığını ilan etti. Anlaşılan ateşkes olmadan şartlar yerine gelmeden süreç kolay kolay raftan inmez.
*
HER hâlükârda Gazze’de ateşkes acil önceliktir. Operasyonun bir amacı da Filistin’i bölmek, uzlaşma hükümetine darbe vurmaktır. Dolayısıyla ateşkes sürecinde Filistin’in birlik hükümetine sahip çıkılması da önemlidir.
Ama bölgeyi iki yılda bir tekrarlanan bu sarmaldan kurtarmak diğer bir öncelik olmalıdır. Bunun yolu da kalıcı barıştan, iki devletli çözümden geçer. Yoksa ne İsrail, ne Filistin, ne de Ortadoğu coğrafyası rahat eder.
Paylaş