Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Ankara’nın işi çok zor

2013 yazını ABD, kimyasal saldırı sonrasında Esad rejimini vuracak mı diye bitirmiştik.

Haberin Devamı

Bu yaz dönemi ise ABD, Suriye’deki IŞİD mevzilerini yok etmek için Irak’taki operasyonunu genişletecek mi tartışmasıyla sona eriyor...
İyi de Suriye’de IŞİD’e müdahale bölgeye huzur getirecek mi? Ve tüm bu adımlar Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

*

2011 itibariyle tüm askerini Irak’tan çeken ABD Başkanı Barack Obama yaz başında West Point Askeri Akademisi’nde yaptığı konuşmada dış politika önceliklerini anlatmıştı. “En iyi çekice (askeri güce) sahibiz diye, bu bütün çivilerin (bizim için) problem olduğu anlamına gelmez” diyerek artık dünyanın polisi olmak istemediklerini vurgulamıştı. Ancak bir kez daha Washington’ın hesabı, dünyaya uymadı.
IŞİD’in haziran başı Musul’u alması, oradan Irak Kürt Yonetimi’ne doğru ilerlemesi, binlerce Ezidi’nin kaçmaya zorlanması üzerine Amerikan çekici bir kez daha Ortadoğu’ya inmeye başladı.
Irak’ın önemli su kaynağı ve petrol yollarının tehlikeye girmesi, akabinde Amerikalı gazeteci James Foley’nin öldürülmesi ABD’nin askeri gücünü daha da geniş bir şekilde kullanmasını gündeme getirdi.

*

ŞİMDİ Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey dahil, ABD’nin önde gelen isimleri harekatın Suriye’ye de genişletilmesi görüşünde... ABD’li yetkililere göre, IŞİD; acil tehdit oluşturan bir örgüt.
ABD, IŞİD’e karşı birçok seçeneği masaya yatırmış durumda. Irak’ta Sünnileri de kapsayan geniş tabanlı bir hükümet kurulması. Suriyeli muhaliflerin askeri teçhizatla güçlendirilmesi, Iraklı Kürtlerin silahlandırılması gibi olasılıklar ele alınıyor.
ABD kara gücüyle sahaya geri dönmek istemiyor. Hava operasyonları ve İHA’lar ile IŞİD liderliğinin vurulması gibi savaş alanındaki yerel güçleri destekleyecek saldırıların yapılması planda...
Diyelim ki, ABD’ye bir kez daha savaş stoğunu eritip silah sanayisini canlandırmak için bir fırsat çıktı. Operasyon anlaşılan Suriye’deki iç savaşı bitirmeye yönelik olmayacak. Ortada siyasi çözüme yönelik bir irade olmadığından da Beşar Esad kalmaya devam edecek.
Dolayısıyla IŞİD’e yönelik sert bir müdahale, Batı’nın dışladığı cihat sempatizanı gençlerin bölgeye akışını güçlendirecektir.

*

NİHAYETİNDE Türkiye sınırında kronikleşmeye aday ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Çünkü Batı’nın müdahalesi sorunun daha da kemikleşmesine katkıda bulunmaktan başka bir şeye yaramayacaktır.
Sınırımızın öte yakasında yaz başından beri yaşanan sürpriz gelişmeler Türkiye için ciddi risk oluşturuyor. Irak’ta ABD’nin geride bıraktığı silahlarla da güçlenen terörist IŞİD zaten başlı başına bir tehdit. Ayrıca Batı, şimdiden Türkiye’ye sınırdaki kontrolü sıkılaştırması için baskıyı arttırmaya başladı. Batı basınına yapılan açıklamalardan bunları anlamak mümkün.

*

ÖTE yanda Fransa ve Almanya başta olmak üzere Batı ülkeleri IŞİD’e karşı Kürtlerin silahlandırılması için düğmeye basıyor.
Alman Parlamentosu çarşamba günü bu konuda kritik bir görüşme yapacak. Bu silahların Türkiye’yi barış sürecine rağmen düşman görmeye devam eden PKK’nın eline geçme olasılığı yok mu? Var.
Ayrıca Suriye’de Batı ile ittifak yapacak bir PKK’nın terör listelerinden çıkarılması için baskı da oluşuyor.
Bu siyasi değişim de Türkiye’nin PKK ile hayata geçirmek istediği barış sürecine baskı uygulama potansiyeline sahiptir.
Sözün özü... Türkiye kendi iç siyasi dengelerine ayar vermeye çalışırken, yanı başımızda önceden pek kestirilemeyen hızlı gelişmeler yaşanıyor.

*

İNGİLİZ Avam Kamarası’nın istihbarat komitesinden Sir Menzies Campbell, Türkiye’nin sınır güvenliği karşılığında AB üyeliğinin hızlandırılması gibi bir diplomatik inisiyatif başlatılabileceğini söylüyor. Demem o ki, IŞİD konusunda Türkiye üzerinde baskı önümüzdeki günlerde artacak gibi duruyor. Bu Ankara’yı daha da köşeye sıkıştıracaktır. Hele hele IŞİD’in elinde 49 rehinemiz varken...

Yazarın Tüm Yazıları