Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

10 maddede Sudan krizi

SUDAN’da 30 yıllık Ömer el Beşir iktidarı devrildi, ancak kavga bitmedi.

Haberin Devamı

Bu kez Beşir’in devrilmesinde önemli rol oynayan barışçıl göstericiler, yönetimi ele geçiren cuntanın ve milislerin kurbanı oluyor. Ve ülkeden gelen haberler, krizin yakın zamanda yatışabileceğine dair umut işaretleri içermiyor.

*

ARALIK ayında ekmek fiyatlarındaki artış ve hayat pahalılığı şikayetleriyle başlayan barışçıl eylemler, 11 Nisan’da Beşir’in ordu darbesiyle devrilmesinde etkili olmuştu. Ancak o günden bu yana Askeri Geçiş Yönetimi ile protestolara devam eden eylemciler arasında yönetimin sivil iradeye devredilmesi konusunda gerilim sürüyor.

*

ASKERİ Geçiş Yönetimi’nin başında General Abdül Fettah el Burhan bulunuyor. Yemen’de İran destekli Husilere karşı savaşan Suudi Arabistan ordusuna destek veren Sudanlıların komutanıydı. Cuntanın iki numarası General Muhammed Hamdan ‘Hemeti’ Dagolo, büyük aşiretlerden birinden geliyor ve vakti zamanında Darfur’da katliamlar düzenleyen Cancavid milisleriyle bağlantılı olduğu iddia ediliyor.

*

Haberin Devamı

İŞTE pazartesi günü ordu karargâhının önünde eylemi sürdüren barışçıl göstericilere karşı ateş açılması ve çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesinin ardından milisler yine gündemde. Ateş açanların asker değil, milis güçleri olduğu iddiası söz konusu. Her halükârda protesto liderlerine göre 100’den fazla kişi öldü. Sudan Sağlık Bakanlığı’na göre ise can kaybı 46.

*

İNGİLİZ BBC’ye göre Hemeti’yi güçlü kılan bir diğer unsur, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin desteğini arkasına alması. Mayıs ayında protesto liderleriyle yapılan üç yıllık geçiş dönemi anlaşmasının ardından bu üç ülkede temaslarda bulunan cunta liderleri, Riyad ve Abu Dabi’den 3 milyar dolarlık maddi yardım taahhüdüyle ülkeye dönmüştü.

*

MÜSLÜMAN Kardeşleri kendi iktidarlarına yönelik bir tehdit olarak algılayan Arap ülkeleri Sudan’da kendi yörüngelerinde bir yönetimin oluşması için kesenin ağzını açmışa benziyor. Nitekim cuntanın ilk icraatlarından birinin gösterilerle ilgili yayın yapan merkezi Katar’da bulunan Al Jazeera kanalını susturmak olması dikkat çekici. Bu ülkelerin El Beşir iktidarıyla Türkiye arasındaki yakın ilişkiler ve ülkenin kuzeydoğusundaki Sevakin Adası ile ilgili anlaşmadan rahatsız olduğu da sır değil.

*

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın 2017’de Sudan’a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında, iki ülke arasında Osmanlı’dan kalma bir liman olan Sevakin’in aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmesi için anlaşmaya varılmıştı. Türkiye’nin Katar ve Somali’den sonra Kızıl Deniz’in stratejik noktalarından birinde daha askeri üs kuracağı haberleri gündeme gelmişti. Ve Beşir’in devrilmesinin ardından nisan ayında Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Sudan ile anlaşmaların iptal edilebileceği iddialarını yalanlamıştı.

*

SUDAN’da kriz giderek ölümcül bir hal alırken uluslararası oyuncular da pozisyonlarını alıyor. Salı günü Sudan krizini görüşmek üzere olağanüstü toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden Rusya ve Çin’in itirazları nedeniyle ortak bir kınama kararı çıkmadı. Sadece BMGK’daki Avrupa ülkeleri ölümleri kınarken Sudan’da sivillerin önderliğindeki bir geçiş sürecinin, özgür ve adil seçimlerin desteklendiği vurgulandı. ABD’den de benzer bir açıklama gelirken Rusya ‘yabancı müdahale olmaması konusunda’ uyarıda bulundu.

*

Haberin Devamı

ÖTE yandan ABD’nin Sudan’da pasif kalarak generallere arka çıkan müttefiki Suudi Arabistan ile ortaklarından yana tavır aldığı öne sürülüyor. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da Suudiler tarafından öldürülmesi, Yemen’de Riyad liderliğindeki askeri koalisyonun askeri operasyonunda çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine rağmen Trump Yönetimi, Suudilerle işbirliğini sürdürüyor. Öyle ki, Riyad’a silah satmak için ABD Kongresi’ni bile baypas ediyor.

*

SUDAN’daki kriz de görüldüğü gibi demokrasi isteyen eylemcilerin, cuntaya  isyanından çok daha öte bir kriz. Arka planda birçok aktörün bulunduğu kıyasıya bir nüfuz savaşı söz konusu, en kötüsü de bu kavganın Ortadoğu coğrafyasını yeni bir iç savaşa sürükleme riskinin bulunması.

 

Yazarın Tüm Yazıları