Herşey, bebekteki kitapçıdan eylül ayının Wired dergisini almamla başladı. Kapağında, ’müziğin yeniden doğuşu’ yazıyordu.
O günlerde, peri şarkısına animasyon bir klip yapıyorduk. Ömer Faruk Sorak çekmişti klibi ve Anima da üzerine animasyon yapıyordu. Şarkının klibi, şu ve bu nedenlerden çok gecikmişti. Geciktiği iyi olmuştu, çünkü fikri sağlamdı. Bir inanışa göre, kliplere fikir gerekmez. Benim inanışıma göre, her şeye fikir gerekir. Peri şarkısında ’o beni prenses peri sanıyor, ne hata yapsam geri sarıyor’ diyordu. Biz de önce beni yeşil bir fonda şarkıyı söylerken çektik. Ve üzerime animasyonla bir peri masalı dünyası yerleştirdik. ’Peri’ kısmı tamamdı. ’Sanıyor’ kısmı için klibin sonuna doğru bu animasyonu gitgite bozucak, arkadaki yeşil fonu göstermeye başlayacaktık. Böylece aslında benim periden ziyade, yeşil bir fonun önünde duran bir kızcağız olduğumu göstericektik. Şarkının demek istediği tam da buydu. Yani aşkın, ekleme çıkarmalarla karşındaki kusursuz hale getiren bir post produksiyon olduğu. Klip güzel olucaktı, yalnız sabretmek lazımdı.
’Müziğin yeniden doğuşu’ sayısını almamdaki neden, müziğin bildiğimiz dinlenme, üretilme ve pazarlanma şekillerinin ölmüş olmasıydı. Oyun ’reset’ edilip, yeniden yazılıyordu. Wired’da da bundan bahsediyordu işte. Myspace’e, Youtube’a müziğini, görüntünü yükleyince bitmiyordu iş. Dinleyicilerin de müziğin üretilmesine ve görüntüsüne karar vereceği bir yere doğru gidiyoruz. Şu anda orada değiliz ama çok yakın. Birkaç kere, periye remix yapmak için şarkının kanallarını isteyen dj’ler olmuştu. Ben de eski bir kafayla içimden ’ne münasebet, şarkının ham hallerini neden stüdyonun bilgisayarından çıkarıp, herkesin kafasına göre bir hale getirmesine izin vereyim ki’ diye düşünmüştüm. Fakat bu, o makaleyi okuduktan sonra eskiyen kafamdı.
Yeni kafamla, Sony müzikten Selim’i aradım: -Selim, naber?-İyilik Nil, senden?-Benden de. Bir şey diycem, Wired dergisinin son sayısında çok yakında müziğin kişiselleşmesi gerektiğini yazıyor. Yani beni dinleyenlerin şarkımı istedikleri hale getirebilmeleri gerek artık. Şarkının ’sadece vokal’ kanalını internete koymak istiyorum. İsteyen üzerine çello çalsın, isteyen remix yapsın. Olur mu?- Hmm...iyi fikir, satmaya kalkmadıkları sürece Sony açısından bir sakıncası yok!- Müzik artık satılmıyor ki Selim, paylaşılıyor!:)- Doğru, olabilir, güzel olur...-AAAAAAAAAA...SELİM AKLIMA BAŞKA BİRŞEY GELDİ! KLİBİ YEŞİL FONDA ÇEKTİK YA... NİYE ONU DA İNTERNETE KOYMUYORUZ? İSTEYEN BENİM GÖRÜNTÜMÜN HAM HALİNİ İNDİRİP, İSTEDİĞİ GİBİ KLİP YAPSIN! İSTERSE ÇİÇEK KOYSUN, BÖCEK KOYSUN, ÇÖP ADAM KOYSUN? NASIL İSTERSE ÖYLE YAPSIN!!!- dur bi dakika seni ariycam, güzel olabilir gerçekten. Ve telefonu kapattık. Fakat ben çoktan iç kanatlarımı çıkarmış uçuyordum. Hayatta, aklıma cesur bir fikir gelmesi kadar beni heyecanlandıran birşey yok! Yok ve olmiycak. Ama ne demişler, fikir bulanın değil, peşine düşenindir. Burada işin içine sihirli insanlar giriyor. Ekip olmazsa, hayatta hiçbir şey olmaz. Ben bu hayali gerçekleştirmemi sağlayan herkese, ona yol açan herkese ve bu animasyon oyununun ucuna en güzel bilgisayarını hediye olarak veren HP’ye, buradan çok teşekkür ederim.
Bugün yarın, www.periliklip.com’a girip, şarkının ses ve görüntü dosyalarını indirip, istediğiniz hale getirebilirsiniz. Klibin üzerine bir de masal yazdım. İster okursunuz, ister izlersiniz. Bu bizim perimiz, umarım beğenirsiniz.
MTV Türkiye bugün peri klibiyle açılıcak. Peri onlara da, hoşgeldin diyecek.