Paylaş
Ben kendime, üstüme başıma halime filan biraz geç baktım.
Göbeğimin pörtlekliğini, ruhumun ödlekliğini filan geç gördüm.
Ha, şunu da gördüm ama, önemli olan bunları görünce ne yaptığınmış.
Onları görür görmez kıskıvrak yakalarım.
İçimdeki türlü kaçak yapılanmayla hep savaşıyorum.
Tez bir anlaşma yolluyorum tespit ettiğim açığa.
Diyorum sizin koşullarınız nelerdir?
Benim de bazı koşullarım var.
Ruhun zihin üzerindeki otoritesinden korkarak, hemen imzalıyor mecbur.
Değişim başlıyor.
Dışarıya yılda dört kez geliyorsa bahar, benim içime beş altı kez bazen 10 kez geliyor.
Pencereleri açıp havalandırmalarım, kutulara koyup atmalarım, foşur foşur yerleri yıkamalarım çok benim.
Fikrimi de çabuk değiştiriyorum ve bununla övünüyorum da.
Bazen karşımdakine var gücümle bir şeyi savunurken, savunmanın ortasında, askerler taraf değiştirmeye başlıyor ve ben çaktırmamak için bin dereden su getiriyorum. İnsanın kendi çelişkilerine sürecek güzel cümleleri olmalı.
Bu cümlelerden biri: ‘Kendimle mi çelişiyorum, ne güzel, demek içimde türlü zenginlik barındırıyorum’dur.
Walt Whitman bunu diyerek, defalarca yardımıma koşmuştur.
(Bu köşede
yıllardır yazmamın ardındaki hayal de, motivasyon da, elinize anahtar cümle sıkıştırmaktan başka şey de değil aslına bakarsanız...)
Neyse işte karşımdaki ben fikrimi, tavada krep çevirir gibi çevirince, birden şok olmasın diye, sanki yavaşça ikna oluyormuş gibi yapıyorum.
Bunların hepsi oyunculuk gerektiren şeyler ve bu konuda da kötü olduğuma eminim.
Fark etmez, kabuk değiştirir gibi fikrimi değiştirdiğimde tazelenirim.
Eğer karşımdakinin dediğine ruhum, zihnim, bedenim aynı anda heyecanla titreştiyse; dediği şey içimdeki ışıkları açtıysa ben oraya gider yerleşirim.
Sizden etraf kendinizle sürekli
aynı fikirde olmanızı bekler.
Çünkü insan, şaşırtılmayı sevmez.
Çevresindekilere beklenti yörüngeleri çizer ve onlar orada dönüp durduğu sürece rahatlar.
Ama işte bazen bu, yörüngedekinin işine gelmez.
Değişmek dönmek değildir, kendi kanunlarında evrilmektir.
Seni kolaycacık ikna eden bir şey varsa, o senin için iyi demektir.
Neden onu eski harabelerinle savaştırasın?
İnsan en başta, mütemadiyen ‘inşaat halinde’ olduğunu kabul etsin.
Hele bir alnına o levhayı assın. Sonra bakarız manzaralı dairelerin nereye bakacağına.
Ha ne diyordum, makamım endişe.
Olsun, hep bir bahar ve değişim var güftesinde.
Hep bir gazel.
Paylaş