Ciddi ciddi yaşıyorum. Özellikle son hafta, öyle bir ciddiyetle yaşadım ki, aklınız durur. ‘Bugün harikalar yaratıcam’ diye kalktım, birkaç sabah.
Vallahi de kendi çapımda neler hallettim, geciktirip durduğum nelere başlangıç yaptım aklınız durur. Bence insan her hafta, hafta diyorum bakın vaktimiz yok aya falan, ona zarar birşeyi bırakmalı, ona fayda birşeye başlamalı, denemediği birşey denemeli, birine çok sevdiğini söylemeli sarılmalı, hergüne teşekkür etmeli, sahip olduğu herşeye şükretmeli, birisine susmalı, birşey yapmalı ve kesinlikle kahkahası duyulmalı.
Bu hafta, size kendimden örnek verebileceğim bir haftaydı bu anlamda. Sağlığım iyi mi diye doktorla kontrole başladık. Gitar, piyano ve bilgisayarda müzik programı öğrenme derslerine başladım. (Evet yakında tüm müziğimi ele geçiricem.) Nefes derslerine devam ettim. Mesela, sağ burundan ‘solar’, sol burundan ‘lunar’ enerji giriyormuş içeri. Sağ altın, sol gümüş; sağ güneş, sol ay gibi düşünün. Her sabah bakıyorum, sağ burnum açıksa çakı gibi kalkıyorum. Sol açıksa, daha düşük enerjim. Ya da ben deli olduğum için, her duyduğuma inanıyorum. Her duyduğuma inanmak gibi bir özelliğim var, nasıl geçer bilmiyorum. Neyse... Hmm nefes. Onu yazmıştım zaten geçen hafta. Sonra, bir şamandan ‘throat singing’ dersi aldım. Bütün Cuma günü boyunca. Sabah 10’dan akşam 6’ya kadar yemeden içmeden, tuhaf sesler çıkarıp, tuhaf hareketler yaptım. Beni öyle görmenizi istemem. Ama inanılmaz birşeydi. Kendimi ayı gibi, deve gibi, keçi gibi, keçe gibi, su gibi, rüzgar gibi, ateş gibi, ışık gibi sesler çıkarırken buldum. Toplam beş kişiydik. Ben, direk adamı maymun gibi taklit etmenin ve kendini tamamen unutmanın, o günü geçirmenin tek yolu olduğunu daha ilk dakikalarda anladım. En şaşırtıcısı, adam aynı anda iki ses ve melodi çıkartabiliyor. ınanılmaz birşeydi! Bence, bana yeni bir ses çıkarma şekli gösterdi. ‘Dişlerden ses çıkarın’ falan gibi şeyler söyledi. Hayvanlar bunu yaparmış. Tabi ki hemen inandım buna. (Beni biliyorsunuz artık.) Hmm başka, evet bir beste yaptım. Sadece soru soruyor ama. Bir ara nakaratta falan cevap verse iyi olur yani. Bizim gruptan kalbi kırılan birinin kalbini kazandım. Eskisinden de sağlam oldu dostluğumuz.
Yeni çıkacak Türkiye Vogue’un yüzleşme köşesinde, tam binbeşyuz kelime boyunca kendimle yüzleştim. Evlilik ve tek taş meselesi ve beni çelişkili bulanlara cevaben bir yazı.
Bunu gördüm: Doug Aitken. şunu duydum: Melody Gardot.
Sizi sevdim. Sizi seviyorum. Pazartesileri beni okuyorsunuz, ‘seviyorum sevmiyorum’ şarkısına karaoke yapıyorsunuz.