Habersiz bandosu

Yapmışlar yapmışlar. Çocuk değilim artık ama böyle doğum günü görmedim.

Haberin Devamı

Habersiz diye WhatsApp grubu kurmuşlar. Şu saatte şurada olalım demişler.
Bilmesin demişler. Anlamayayım diye sabahtan itibaren, hep yaptıkları gibi doğum günümü kutlamışlar.
Akşamüstü pasta üflemişim, tepemde üç beş balon.
Zaten çocuk muyum fazlasını isteyeyim demişim içimden.
Hediye almışım üç beş.
Sarılmışım, öpmüşüm.
Bir yaşıma daha güzel girmişim şükür...
Derken, kazın ayağı öyle değilmiş.
Toplanmışlar.
Bir terasta buluşmuşlar.
Hatta öyle acele etmişler ki, ben asansöre binmeden bir iki tanesi zor kapatmış kapısını asansörün görmeyeyim diye.
Ben gecenin karanlığında yemek yiyeceğimiz yerin terasına doğru yürürken, gözüm seçmeye başladı tanıdıkları.
A... Alize değil mi şu?
Saçını maviye mi boyamış...
Aaaa Kıvılcım, Levent, Emre, AAAA annem babam kardeşim, A A A Ali, Ömer, Emine...
Derken, sanki bir rüyadaydım da, perdeler lahana yaprakları gibi kalkıyordu önümden ve birileri çıkıyordu sislerin içinden.
Katman katman, gördüğümde boynuna sarılmak istediklerim çıktı ben yürüdükçe karanlıktan.
Boş verin sürpriz parti lafını, boş verin doğum gününü, mumu pastayı.
Şu ‘görünce boynuna sarılmak istediklerim’ var ya...
Onlar işte hediye. Onlar iyi ki doğduk ya dedirten.
Onlar sen sevin diye bir şey saklayanlar. Onlarmış benim hazinem.
Bir kere daha anladım.
Yıllarımız geçerken, insan biriktirmeli eşya değil. Biliyorsunuz WhatsApp grubu diye bir şey var ve her şeyin bir WhatsApp grubu var.
Geçenlerde üç kişi bir konuyu çözemedik de, WhatsApp grubu kurunca çözüldü.
Neymiş bu! Eskiden napılırmış. Yerine ne varmış?
Herkes birbirini arayıp, sen de şuna şuna tembihle mi denirmiş?
Çoğu tanıdığım, sırf şu grupların sürekli dikkat istemesinden sıkılıp, WhatsApp’tan çıktı.
Ben de bazen düşünüyorum...
Mesela şu an telefon değiştirdim ve Instagram’ım yok. Şifremi unuttum...
Oh be. İçim havalandı, gönlüm ferahladı. Arada bir içim, birkaç doz ‘başkalarının hayatları’ndan istediğinde, ‘aaa doğru ya çalışmıyo bu’ diye telefonu elimden bırakıp, kendi hayatına bakmak gibisi yok.
Bu doğum günü sürprizi bana, en büyük hediyenin sevdiklerin olması dışında bir şey daha gösterdi.
Yahu ben bu insanları görmek istiyorum. Kanlı canlı. Kahkahalı, yemeli içmeli, bir yerlere gitmeli görmeli. Tartışmalı, sohbetli, sessizlikli. Hepsi telefonuma kayıtlı da, günlük hayatıma da kaydolsalar.
Ki düşünün ben sosyal birisi değilim. İnziva iyi geliyor bana.
Ona rağmen hayatta dosta susadığımı fark ettim.
Daha çok zaman ayıracağım, zaman isteyeceğim artık. Keşke toplanma nedenleri biten WhatsApp gruplarının yavaş yavaş odayı terk edişi gibi, dağılmasa şu habersiz bandom. Benimle sinemaya gelseler. Gitarla çaldığım yeni şarkıma bir şey deseler. Rüyamı dinleseler.
Kahvaltıda yumurtanın sarısında beraber ekmek banıp patlatsak. Neyse ki ve şükür ki, bandonun şefi hep yanımda.
Bu bandoyu toplayan öbür yarım.
İyi ki yarım doğmuşum da, seninle tamamlanmışım.

Yazarın Tüm Yazıları