Göz açıp kapayıncaya kadar

Gözümü açıyorum, Antakya’dayım. Arabasının benzini bitmiş Bülent, babasını kucaklamış mezarlığa taşıyor.

Haberin Devamı

Kapıyorum, o amca 6’ncı gün hâlâ enkazının başında, sanki evinde gibi yatağını yapıp yatıyor.

Açıyorum, bir bebek. Avucunda annesinin saçı.

Kapıyorum, bir çocuk. “Annemin sesi kesildi, ona bakın” diye sesleniyor derinlerden.

Açıyorum, yığınların arasında bir adam, elleriyle moloz kaldırıyor. “Kardeşimi kaybettim, annemi arıyorum bulamıyorum” diyor.

Kapıyorum, o kayıp bebekli aileyi arıyorum. Kül mü oldular, kaçıp kurtuldular mı...

Açıyorum, bilezik çalmak için kaldırımda ölü yatanların bileklerini kesiyorlar.

Kapıyorum, ‘Derinden Derinden’ şarkısı çalarken, yıkık apartmanların arasında bir parkta bir kız çocuğu, neşeyle salıncakta sallanıyor...

Açıyorum, Bülent annesini de buluyor üç gün sonra. Onu da aynı yere gömüyor.

Kapıyorum, bir baba, yıkıntılar altındaki yatağında cansız yatan kızının elini bırakmıyor.

Haberin Devamı

Açıyorum, ilk depremde dışarı çıkanlar, üşüyüp evlerine giriyorlar. İkinci depremi bilmiyorlar.

Kapıyorum eksi 17.

Açıyorum gelen bir ses, gelmez oluyor artık, kapıyorum.

Açıyorum, kapıyorum, açıyorum, kapıyorum.

Gün geceye devriliyor, birazı gerçek oluyor birazı hayal.

Hayat akıyor bir yandan.

103 saniyede 200 bin can, hayatının en acı hikayesini yazdı ve yaşadı.

Yazıyor ve yaşıyor.

Öfkemi elimde sımsıkı tutarak, bunu nasıl tamir edeceğimi düşünüyorum gözlerim açılıp kapanırken?

Bir gün bir tebessüme sebep olmam mümkün olur mu?

103 sene sürecek olsa da bu, söz veriyorum.

Kalbi bu kadar tedbirsizce acıtana hesabını soracağım.

Kalbi bu denli ağrıyanı bulup sarılacağım.

Yazarın Tüm Yazıları