Paylaş
Hiç söylemiyoruz, hatta hiç ihtiyacımız yokmuş gibi yapıyoruz.
Bunu söylemek bize fazla romantik geliyor belki.
Duygusal bile değil, duygu bulutlarıyla yüklü. Fakat çoğu zaman ihtiyacımız var işte. Doğruya doğru.
Kimden, nereden öğrendik bilmiyorum ama bu başını dik tutmak, kendi kendine yetermiş gibi davranmak bir gurur meselesi oluyor.
Ayağımıza dolanıyor sonra.
Hayat yağmurluyken, su birikintisine düştüğümüzde kalkmak için de, güneşli bir sabah serin bir denize girmek için de, gözlerimizden yaş gelene kadar gülmek için de, sevildiğimizi severek hissetmek için de, sevdiğimizi sevilerek yaşamak için de, bir sırrı boşluğa bırakıvermek için de, kendimize çekidüzen vermek için de, güzel bir haberi koşa koşa vermek için de, o şarkıda kalkıp dans etmek için de, kahvaltıda yumurtaya ekmeği banmak için de birine ihtiyacımız var.
İtiraf edelim başkalarına ihtiyacımız var. Ayıp değil, günah değil, azalmak değil bu.
Son yıllarda kimsenin birine bu cümleyi kurduğunu duymamıştım.
Ta ki, arkadaşlarımızla çıktığımız o yemeğe kadar.
“Neden bunu itiraf etmiyoruz” dedi. Bizim size ihtiyacımız var. Başka şehirlerde olsak da varlığınızı bilmeye, bu akşam burada oturup sohbet etmeye, gülmeye, zorlandığımız şeyleri anlatmaya, dalgasını beraberce geçmeye ihtiyacımız var.
Çocuklara bakması için sevdiğime, ben düşünce kaldırması için ellerine ve güçlü kollarına ihtiyacım var. Bunu söylesek öyle rahatlayacağız ki.
İnsanların bir yanı delik delik, bir yanı düğme
Ve kendi kendine iliklenemez kimse.
İliklenmek için birbirimize ihtiyacımız var. Delik yanıma düğmelerin geçmesine izin vermeliyim.
Aynı şekilde benim düğmelerim de başka deliklerden geçip, başka birisiyle birleşmeyi tatmalı.
İliklenmek dışında çaremiz yok.
Herkesin birilerine, birbirilerine ihtiyacı var. Peki bunu söylemesi neden bu kadar zor?
Sana şu an, bunun için ihtiyacım var.
Ne güzel cümle. Söyleyenin duygusuyla duyanı çalan, ruh okşayan bir çağrı gibi.
Gel beraber bir olup şunu yapalım der gibi.
“İliklenelim mi bi” der gibi. Üşümeyiz hem.
Bu cümlenin dudaklardan dökülmesi kolay değil ama.
Büyük kocaman harflerle yazılmış.
Hani çok kabarmış ekmekler vardır ya, öyle şişiyor ağızda.
Söylemeye kalkıyorsun, harfleri duyulmuyor. Dişlerine yapışıyor, dudakların tam kapanmıyor.
Ama denemeye değer.
Bir kere başlarsak söylemeye, bir düğmemiz daha kavuşur deliğine.
Bunları da bu hafta beraber tamamlayıp, söylemeye başlayalım mı?
Anne sana ... için ihtiyacım var.
Baba sana ... için ihtiyacım var.
Sevdiğim sana ... için ihtiyacım var.
Arkadaşım sana ... için ihtiyacım var.
Kardeşim sana ... için ihtiyacım var.
Komşum sana ... için ihtiyacım var.
Bunu okuyan, şarkımı dinleyen, konserime gelen, kitabımı alan sana ihtiyacım var.
Hep var ve çok var hem de.
Paylaş