Paylaş
Her birini yıllarca, gün be gün değiştirip söylediğim, çekiştirip değiştirdiğim, saçlarını tarayıp tekrar tekrar söylediğim şarkılarımdan hangisi, hepsinin habercisi olacak? Ya da piyasa diliyle: Hangisi çıkış şarkısı olacak? İşte bu soru bir bulut gibi çöküyor üzerime. Bozuyor mevsimimi.
Tek tek hepsinin kalp ritmini ölçmeye, söylediklerini dinlemeye başlıyorum. Hangisini seversiniz siz? Sonra diyorum ki bu sorunun önemi yok... Hangisini seviyorum ben? Saçma bir soru. Hepsini seviyorum ben. Peki o zaman neye göre seçeceğiz? Yaz geliyor diye kalbi en hızlı atanı mı, hikayesini ağlayarak en güzel anlatanı mı yoksa şu köşede kalmış sorular soran erdemli olanı mı?.. Onlar benim on küçük zencim, yedi cücelerim, küçük kadınlarım. Birini diğerinden tek bir gün bile kayırmadım.
“Tamam o zaman başkaları karar versin madem seçemiyorsun” diyorlar, o zaman da “Niye onlar karar veriyormuş bunca yıl emek verdiğim şeye?” diyorum. Bir albümün bitişi, hep bir sevgilinin gidişi gibi. Aynı anda hem artık benim olmayacak, hem de hep benim olacak.
Sonra aklıma bir fikir geldi. Önce dedim ki, hepsinin 1’er dakikasını yapıştırıp, büyük bir video/film yapacağım. 8-9 dakikalık bir videoda hepsini kesik kesik duyuracağım.
“Yapma etme eyleme, hem sevilen şeyleri zaplayan biri gibi olursun hem de kimse internette o kadar uzun şeye sabretmez” dediler. Dinlemedim. Kestim yapıştırdım birleştirdim. Olmadı. Rahatsız edici, doyumsuz, aptala çeviren bir fikirmiş. Çöpe attım. Bulut üstüme çöktü yine.
Derken bir sabah başka bir fikrin heyecanıyla uyandım. Beni çekiştirip uyandırmaya çalışan bir çocuk gibi, bir şey söylemeye çalışıyordu içimde bir ses. Dinledim onu. “Hepsinden bir büyük film yapma.
Madem hepsini seviyorsun, hepsine video çek!” Evet! İşte herkese hepsini kısaca tanıtmanın yolu bu! Zor bir yol. Tek bir güzel video çekmek bile ne kadar maddi, manevi yatırım, nasıl bir fiziksel yorgunluk, yaşayan bilir. Peki bu mini-klipler nasıl olacak diye düşündüm, hepsine gücüm yok.
Hayat soruyu güzel sorarsan, sana muhakkak güzel bir cevap veriyor. Ben her birini çok beğendiğim insanlara teslim edeyim, nasılsa onlara en güzel dünyayı kurarlar dedim. Aldım kağıdı kalemi. Yazdım şarkılarımı alt alta. Sonra da yanlarına, onlara uyacağını düşündüğüm insanları yazdım. Hepsini tek tek arayıp, 40 saniye-1 dakika arası parçalar kestiğim şarkıları yolladım. Çok şanslıyım hepsi severek kabul etti. Voltran olabildim.
Hepsine tek tek bana kendi güzelliklerinden akıl, fikir ve emeklerinden kattıkları için teşekkür ederim: Uğurcan Ataoğlu-Selin Akıncı, Memed Erdener, Pelin Kırca, Baran Baran, Ali Taner Baltacı, Nermin Er, Tan Cemal Genç, Aslı Yazıcıoğlu. Hoş geldiniz, şeref verdiniz.
İlk ‘mini-klip’imizi yarın Twitter adresimden (@niltakipte) yollayacağım. Ardından kapıyı kapatacağım. Kapıya sırtımı dayayıp, gözlerimi kapatıp, derin derin nefes alıp vereceğim. Onu ve sonraki günler yollayacağım diğer 8 mini-klibi sevmeniz için dua edeceğim.
Şarkılar can kurtarır. Umarım vücudunuzu sallandırır, yüzünüzü güldürür, tatlı hüzünleriyle size de bana yaşattıkları his bombalarını yaşatırlar.
Amin.
Paylaş