TRT’de Opera’nın “Devre Arası”

Efendim, “Necip Türk Medyası”, şöyle görmüş geceyive şöyle vermiş haberi (Kaynak: TRT Haber):

Haberin Devamı

 

 

“...Aida Operası TRT 2'den canlı yayınla sanatseverlerle buluştu.

2 bin yıllık tarihi Aspendos Antik Tiyatrosu'nda sahnelenen Aida Operası ile

Türk televizyon tarihinde bir ilke imza atıldı... /

 

...Zengin içerikleriyle Türk televizyonuna yeni bir soluk getiren TRT 2,

(ki 1986 yılında yayına başlamıştı; soluğunu yeni hissedenlere selam olsun...)

bir ilki daha gerçekleştirdi.

İlk kez bir opera eseri sahnede ve sahne arkasında yaşanan tüm heyecanıyla,

canlı yayında ekrana geldi.

 26. Aspendos Opera ve Bale Festivali'nde sahnelenen Aida Operası'nın canlı yayınında,

40 kişilik bir ekip görev aldı. Yayın esnasında büyük bir naklen yayın aracı ve 9 kamera kullanıldı.

Haberin Devamı

Uzun bir hazırlık sürecinin ardından tarihi tiyatroda da titiz bir çalışma yapıldı.

Tüm teknik ayrıntılar defalarca gözden geçirildi.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen festivale, TRT'nin sunduğu katkı büyük takdir topladı.

"Konser Zamanı Aida Özel Yayını" ismiyle gerçekleştirilen yayın,

sanatseverlerden de tam not aldı.

 

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan,

canlı yayınların devam edeceğinin sinyalini vererek, şunları söyledi:

"Bizim için çok heyecan verici, çok özel bir gün.

Bugüne kadar zaten TRT 2 ile çok çalışmalarımız oldu.

Gerek Troya'da gerek diğer eserlerimizde her zaman yanımızda oluyorlar.

Şimdi başka bir noktaya taşıdık bu durumu.

Bundan sonra bunun devamı da mutlaka gelecektir."

 

Antalya Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen eserin perde aralarında da

TRT 2 ekranlarından yayın devam etti.

Sahne arkasında sanatçılarla röportajlar, özel konuklar ve yorumlar izleyiciyle buluştu...”

 

Haberi, “kelimesine dokunmadan” paylaştım sizlerle.

Haberin Devamı

Canlı yayını izleyenlerdenim. Emeği geçen herkesi kutluyorum.

Sahnelenen eserin “sanat açısından, ince değerlendirmesi”ni,

Opera eleştirmenleri yapar.

Benim altını çizmek istediğim ayrıntı, biraz farklı.

Her ne kadar, Sayın Genel Müdür (çok haklı bir heyecanla kurguya katılarak)

birinci perde bitince, sahneden içeri girer girmez kameraların karşısına geçip,

uzun bir röportaj verdiyse de,

bu resim, gördüklerimizin, “evrensel ölçülerde bir garabet” olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

 

Obua partisyonunda Timpani’yi gösteren resim seçici ve kameramanlara da alışığız ama,

“sanat izleyicisi” yetiştirmek konusundaki geri kalmışlığımıza,

“sanat yayınları medyası” konusundaki fukaralığımızı da eklemek gerekiyormuş.

 

Sanırsın, “maçın devre arası”;

Haberin Devamı

Obradoviç soyunma odasına gidiyor da,

yayıncı kuruluşa, parkelerin üstünde “cevap yetiştiriyor”.

Bir perde boyunca nefes tüketmiş başrol oyuncusuna,

yeni bir perdeye, hem teknik, hem de ruhen hazırlanması için bir soluklanma fırsatı verilmesi gerektiğinden habersiz spikerimiz, “teşekkül halinde işlenen bir cinayetin, mikrofon tutucusu” oluyor.

 

Ben de “hiç birşeyi beğenmiyorum” değil mi ?

Ne diyelim ?

“Alan razı, veren razı” deyip geçiştirelim mi ?

Bence öyle yapmayalım. Kutlayalım, teşekkür edelim ve daha iyisine tâlip olalım !

“İyileştirme fırsatları”na arkamızı dönmeyelim ki, yaptığımız işler “dünya ligi”nde alkışlansın.

 

Yazarın Tüm Yazıları