Paylaş
BÖYLE bir matem haftasının sonunda, sizler bu yazıyı okurken, “daha önce neler söylenmişse” onlar, yine söylenmiş olacak... Ben konuşanlara diyebilsem ki;
“...baksan gözlerindeki balkondan
güvercinler uçar
yüzündeki yorgun rüzgâra...
yırt at.
yalanı!”
Aslında kimsenin yüzüne bakamayacak haldeki “diriler”, “ölülerin arkasından”, yine “cek”ler ve “cak”lar serenadıyla ağlaşacak... Diriler arasında, “kılavuz”u karga olanların hali malûm! Hani ağlayanlara diyebilsem ki;
“-rüzgârın söyledikleri-
dön aynana bak
geride bıraktıklarına!
iyilik kötülük fidanlarına...”
Benim dilim dönmedi ama neyse ki Şair, demiş diyeceğini... (benim hisseme de aşağıdaki dizeler düşmüş hattâ...)
“aynana yaslan,
yansıyan ben’ine.
içindeki sevgiyi hatırla!
kalbin yolları...
kabuğun bereketi...
eşikte otur bir derviş gibi!”
Kim derdi ki, değerli dost Hakan Cem’in son kitabını, “utanmışlığımızın dorukla buluştuğu günlerde”, başım önde tanıtacağım?
Kitabın arka kapağında, “Derinlik sadelikte, aydınlıktadır; insana giden, hakikate götüren yol bizi doğrudan, sapa yollara uğramadan oraya götürür, işte elimizdeki ‘Ölüler İçin Kılavuz’ böyle bir şiir. Aslında ölülerden çok diriler için. Hakan Cem’in genellikle kısa, haiku tadında sade, aydınlık şiirleri böyle şiirler. Haiku tadının şiirde bunca ustalıkla kullanılması çok şairde görülmez, hem anlatım ve hem de sözü etkili kılmak açısından. Ölümü izlek edinen, yaşama bu dolayımda bakan, insan gerçekliğini bu mercekten gören şiirler. Hakan Cem güç olanı başarmış, karmaşık, bütün dinlerin, felsefenin uğraştığı ve insanı derinden ilgilendiren bir konuyu, ölüm temasını hakkını verecek bir biçimde şiirleştirmiştir” diyor, Metin Cengiz.
Kitap raflara henüz dizilmişti ki, M. Sunullah Arısoy 2014 Şiir Ödülü’ne lâyık görüldü. Böyle “görkemli bir dosya”dan, okuyucu için şiir seçmek zor, hem de çok zordu... İmdâda, yazının başındaki tekerleme yetişti: Böyle bir matem haftasının sonunda, sizler bu yazıyı okurken, “daha önce neler söylenmişse”, yine, onlar söylenmiş olacak... Ben okuyanlara diyebilsem ki,
“-gecenin övgüsü-
ey gezgin! / cismin solmuş. /aydınlığın kıymeti /karanlıkta!
şüphesiz ruhu ölümle ovdular /huzura nefreti müjdelediler.
karanlığın kıymeti / aydınlıkta!”
Paylaş