Paylaş
Çünkü, Karşıyaka Belediyesi Opera ve Tiyatro Sahnesi, o sezonu “Beethoven Sezonu” olarak ilân etmişti. Biz de Borusan Quartet’in, “sezon içerisinde gerçekleştireceği dört konserle, ünlü bestecinin yazdığı 16 kuartetin 12’sini yorumlayacağı”nı duyurmuştuk. Şimdi sıkı durun... On yaşında tanıdığı Beethoven için , “Bu çocuğa iyi bakın, bir gün tüm dünya onu tanıyacak...” diyen Usta; yani “Mozart da, Alsancak’a yerleşmeye karar vermesin mi ?”
Eminim; o tarihte olduğu gibi, “bir kısım okuyucu” içinden diyordur ki, “Memlekette ortalık toz duman, adam kalkmış Mozart anlatıyor…” Ben, nefesim oldukça yazacağım da; Dağlarında çiçekler açan İzmir’in, “Manhattan ilân edilen Bayraklı’ya, Urla’ya, Germiyan’a, Alaçatı’ya yatırım yapan İstanbul’lularla değil, “asıl böyle komşular”la güzele evrileceğini, “o bir kısım okuyucu” acaba ne zaman fark edecek?
Bu “kira kontratı”nın öyküsü şöyle: “...Mozart Akademi, KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Ali Hoca’dan, 2015 yılında, konusu ‘Mozart’ olan bir opera bestelemesini talep eder... Besteci, ‘Oratoryo’nun librettosunu yazması için İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Viyolonsel sanatçısı Hakan Cem’e teklifte bulunur. Şair’in 17 şiirinden oluşan libretto 2017’de, ‘Mozart Oratoryosu’ 2018 Nisan ayında tamamlanır. İşte bu oratoryonun ‘Dünya Prömiyeri’ de, 31 Mayıs 2018 tarihinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi’nde İzmir’de yapılır... / Oratoryoda, 5 solist’e, ‘Soprano Nurdan Küçükekmekçi, Alto Seda Güç, Tenor Caner Akın ve Bas Tevfik Rodos’a, Mozart Akademi Çoksesli ve Çocuk Koroları da eşlik eder... Orkestrayı Besteci yönetir...”
Hakan Cem’in şiirleri ve özellikle “Haiku”su, “meraklısı” için bilinmeyen değildir... Ama “Mozart’ın hayatını, doğumundan ölümüne, hattâ ölümsüzlüğüne kadar, 17 bölümden oluşan tek bir şiirle anlatabilmek için; dahası, “Magnum Opus” ölçeğindeki böyle bir eseri kaleme almak için, “çok biriktirmiş olmak” gerektiğinin hakkını teslim etmek zorundayız... Libretto’da, Besteci’nin hayatını bilenler için; köşelere, kıvrımlara gizlenmiş ayrıntılar, çok etkileyici... Bilmeyenleri de meraka yönlendirecek ip uçları var satır aralarında... Ve çok “özlenmiş”, yoğun bir edebî kalite... Eserin müzikal rengine dair, benim fazla bir şey söylemem gerekmiyor. Ali Hoca, (önceki eserlerinde dinlediğimiz kompozisyon ve tasarım çizgisine sâdık, teknik hakimiyet ve düzey endişesinden ödün vermeyen...) sanatseverlerin bildiği Ali Hoca... Finale yerleştirdiği “Mozart esintisi” ise, nasıl da estetik ve vurucu...
“Ölüm doğmakla başlayacak” denildiğinde orta yere bırakılan “soru işareti”, “...Tanrım! yine bir şaka, yine bir şaka! kahkahalar ormanında sessizlik” diyerek büyütüldü imgelemimizde... “...Elbette ki biz, ürkek kuşlar, dalın sevinci, kadim su sesiyiz...” diye teskin edilen hayretimiz, “...İnce, ipince, tiz bir sesin peşinde...” olduğumuz telkinine karıştı... “Hokkadan çıkan sesler – uzakların şarkısı yazılıyor” diye haber verdi birisi... Yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra...
“Mahcup öldü! toprağı işlenmemiş bulundu –
yer altı sularının yanında olduğu söylenir!
(…)
değil mi ki yüzünde masum bir çocuk taşır
ve kendini ele verir vaktinden önce ölen…”
diye hatırlattı Şair; “gözden kaçırdıklarımızı”.
Proje için, Mozart Akademi’ye ve ucundan tutan herkese teşekkür ediyorum. Gönül isterdi ki, İzmir, bu prömiyeri, dünyadaki “Mozart Lobisi”ni ayağa kaldıracak bir gürültü ile yapabilsin. İşi böylesine büyütebilmek için, “yerel yönetimlerin ve kentlinin ufkuna” muhtacız hâlâ...
Önce Beethoven, sonra Mozart... Neden İzmir’den ev kiralıyorlar ? Önce bir deneyecekler... Beğenirlerse yerleşecekler... Cevap hazır: Tramvay bile var bu kentte; daha ne istiyorlar ?
Paylaş