Paylaş
Öğreniyoruz ki, “...İzmir Büyükşehir Belediyesi, Halkapınar’dan sonra, metronun son durağı Evka 3’teki otobüs durak ve araç otopark alanının düzenlenmesi için açtığı ulusal mimari proje yarışmasını da sonuçlandırmış... 25 Şubat Cumartesi günü Kültürpark’ta düzenlenecek kolokyumla (küçük akademik tartışma toplantısı ile) birlikte yarışmada dereceye giren proje sahiplerine törenle ödülleri verilecek”miş.
Kente kazandırılacak mimari eserlerin yarışma yoluyla seçilmesi, kuşkusuz önemli, saygıdeğer ve hararetle desteklediğimiz bir tercih. Belediyemiz, “ne yapılması gerektiği” konusunda, fikir almayı sevmese de “nasıl yapılması gerektiği” konusunda, kabul etmek zorundayız; çoğulcu ve katılımcı davranıyor. Vapurlarımız, AASSM ve Opera binası gibi...
Mümkün olabilse (hiç değilse zaman zaman) bunun tersini (de) deneyimlemek, kentin yazgısını değiştirebilirdi... Basit anlatımla, “yağmur nasıl yağıyor?” sorusuna, “bilimsel bir yanıt bulmak, hiç de zor değildir.” Oysa, “yağmur neden yağıyor?” sorusunun tartışılabilmesinde gizli kıvılcımlar, bizi, “kentin felsefesi”ni yaratma ve yaşatma kavşağına çıkartır ki, o da “kent insanla yaşar” cümlesinin, bir başka açıklamasıdır. Yani aynı çeşitlemeyi, “meydan nasıl düzenlenmeli?” sorusunu önemsizleştirmeden, “meydan neden düzenlenmeli?” katılım ve paylaşımına da yöneltebilsek, İzmir bambaşka bir kent olabilir. Ama buna da şükür!
“...Bölgeye cazibe kazandırması hedeflenen proje yarışmasına ilgi büyük olmuş. Başvuruda bulunan 100 eserden 99’u uygun bulunarak değerlendirmeye alınmış. 6’sı mansiyon olmak üzere toplam 9 eserin ödüle layık görüldüğü yarışmada, Mimar Sıddık Güvendi (Ekip Temsilcisi), Mimar Barış Demir, Mimar Oya Eskin Güvendi, Peyzaj Mimarı Özge Dominguez Perez ve İnşaat Mühendisi Mehmet Ali Yılmaz’dan oluşan ekip birinciliği kazanmış. Yarışmada, birinci olan projeye 80 bin TL, ikinciye 60 bin TL, üçüncüye 40 bin TL, dördüncü, beşinci ve altıncıya ise mansiyon ödülü olarak 30 bin TL verilmesi ise ayrı bir sevinç kaynağı... Çünkü bu kentte, yerel yönetimlerin şiir yarışmaları için koyduğu ödül, (vergisini kazananın ödeyeceği ayrıntısı, şartnâmede belirtilmeksizin) brüt 4 bin lirayı geçemediği için, bu ayrıntı bile, (tasarımın sanat boyutunu asla ıskalamıyor olmamıza rağmen...) İzmir’de, bayındırlık ve sanata bakış açımızın tuhaf bir göstergesi olarak ayağımıza dolaşıyor. İster istemez, yerel yönetimlerin, yine, “nasıl sanat?” sorusuna yoğunlaştığı, “neden sanat?” sorusunun ayrıcalığını, ikinci sınıf bulduğu çıkarımıyla burun buruna getiriyor bizi.
Basın bülteninden, “...Çevreye duyarlı ve çoklu ulaşımın (yaya, bisiklet, otobüs, raylı sistemler) teşvik edilmesi amacıyla ‘Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik’ kavramının öne çıkarıldığı”nı; yalnızca bir ‘Aktarma Merkezi’ ve bununla entegre bir ‘Sosyal Merkez’ projesi değil, aynı zamanda kentsel alan ve mahalle yaşamıyla bütünleşecek, aktif bir kentsel çevre için gerekli önerilerin de, beklentiler arasında yer aldığını...” öğreniyoruz.
Ödül alan projenin görselleri, ortaya hoş bir resim çıkacağını müjdeliyor. Başta tasarımcılar olmak üzere, emeği geçenleri kutluyoruz. Evka 3’te yaşayan bir “hemşehri” olarak, Büyükşehir Belediyesi’ne samimiyetle teşekkür ediyoruz. Sadece, (önyargılardan uzak durarak) “yarışma ve ödül” sözcüğü, zihnimizin labirentlerinde “endişeli tortular” bırakmış olduğu için, hiç değilse bu sefer kazanan projenin, kentimize, “otoparktan konser salonuna ıslanmadan geçmeye ve göz ufkumuza korkuluklar girmeden, balkonun her yerinden sahneyi görebilmeye elverişli bir konser salonu...” kazandırabileceğini ummak istiyoruz.
Bir dakika, bir dakika... Lâfı uzatınca, her zamanki gibi; “ben yarışmaları karıştırdım” galiba! Oysa asıl sormak istediğim şuydu:
Kent insanla yaşar da... “Nasıl mı, neden mi?”
Paylaş