Paylaş
Millî Eğitim Bakanlığı, “Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği“ndeki “Güzergâh” maddesini tartışmaya açmış ve “bence bu yönetmelik eksik ! Acilen şöyle bir madde eklenmeli” diye ironi yapmıştım:
“...Direksiyon eğitimi vermek ve sınav yapmak üzere, il/ilçe millî eğitim müdürlüğünce belirlenerek ilgili mevzuatı doğrultusunda gerekli izinlerin alınmış olduğu alan ve yollar, bir kez belirlendikten sonra, bir daha hiç gözden geçirilmemeli... Bu sınavlar, sonsuza kadar, hep aynı parkurda yapılmalı... / ...Yıllarca aynı parkurda yapılmalı ki, ‘eğitim ve sınav araçları’, günün her saatinde bu parkurda seyir halinde bulunabilsinler, cirit atsınlar, bir süre sonra bu semtte yaşayan insanlar-sürücüler, evlerine, işlerine, okullara, hastanelere vs. giderken, araç kullanamaz hale gelsinler; sürücü adayları, arka arkaya, ‘tırtıl ailesi’ görünümünde, akan trafiği yavaşlatacak ve bir süre sonra da tehlikeye düşürebilecek bir yoğunluk oluşturabilsin... / ...Bu, sosyal ihtiyacın giderilmesinden doğan kaos, güvenlik açığı ve eziyet, hep aynı mahallede yaşansın. ‘Kaderde, tasada, kıvançta ortak’ olanlar arasında makul süreler (seneler) halinde paylaştırılmasın...”
Eylül ayının sonlarında ise, “Ört Üstümü Öleyim...” başlıklı yazıda, “ironiden mizah ve hiciv”e terfi ederek”, “...pazartesi yazısına bir dönüş oldu; bir dönüş oldu, anlatamam...” cümlesiyle dozu arttırmış, “Millî Eğitim Bakanlığı, İl Millî Eğitim Müdürlüğü, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, İl Trafik Müdürlüğü, İlçe Trafik Müdürlüğü, İzmir Valiliği, Bornova Kaymakamlığı, Bornova Belediye Başkanlığı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İzmir Ticaret Odası, İzmir Şoförler Odası, İzmir Minibüsçüler Odası, İzmir Taksiler Odası, İzmir Otobüs ve Servis Araçları Odası, İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları Esnaf Odası, İzmir Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Derneği, Özel Sürücü Kursları Konfederasyonu, EVKA 3 Muhtarlığı, Ege Özel Okullar Derneği ve necip yerel medya... (ve daha adını sayamadığım) onlarca, yüzlerce kurum ve kuruluştan, telefon, mail, faks, telgraf, teleks, SMS, WhatsApp, Linkedin, Facebook, Instagram vs. aracılığıyla geri-bildirimler geldi; gösterdikleri ilgi ve duyarlılıktan gözlerim yaşardı...” tekerlemesiyle, alay etmeye varmadan, bir tık öncesinde direkten dönmüştüm.
Üzerinden tam 1 yıl geçti. (Yazıyla bir yıl...)
Bu bir yılda kimsenin kılı kıpırdamadığı gibi,
yukarıda özetlediğim tablo, “sıkıntı olmaktan çıkıp, terör halini” aldı.
Hayır abartmıyorum !
Terör ya da yıldırıcılık, “siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim” olarak tarif edildiğine göre; abartmak ne kelime ? Aksine “cuk” oturuyor ! Yani, başlığı “EVKA 3’te “Sınav Aracıyla Mobbing-Taciz...” diye atmış olsam, hafif kalacak; o derece...
İzmir’de, “her kimse” bu işin muhatabı, ona bir kez daha soruyorum:
(Bu bölgede...) “EVKA 3’ün sokak ve caddeleri dışında,
adayların çalışabileceği, sınava girebileceği, başka hiç güzergâh yok mudur ?
Bu semtin sâkinleri,
‘sabah, akşam, hafta içi, hafta sonu, bayram, seyran, aydınlık, karanlık, güneş, yağmur vs.’ demeden, daha kaç yıl, bu yoğunluğu çekmeye mahkûm edilmişlerdir; söyler misiniz ?
Bu güzergâhın ilk belirlendiği tarihten bu yana,
‘EVKA 3’teki nüfus ve araç yoğunluğundaki artış,
okul adedi ve servis aracı sayısındaki patlama,
sürücü belgesi almak için başvuranların, önlenemez yükselişi’
gibi bir çok unsur, kıyamete kadar bir daha gözden geçirilmeyecek midir ?
Bu köşeden,
‘kaza, kavga, yaralanma, can kaybı...’ gibi,
‘hiç istemediğimiz bir gazete haberi’ne atıfta bulunup,
‘Halis Medine Kınası’nı kime göndermemiz gerektiğini sorana kadar’, bekleyecek misiniz ?”
Paylaş