Paylaş
Çünkü bu başlığı farklı kılan,
İçindeki “şehir” vurgusu,
ya da bir “orta öğretim” kurumu olduğunu anlatma niyeti değil.
Adını “Atatürk”ten alan okulların,
“bağımsızlık karakterimdir…” diyen ayrıcalıklı hallerini
anlatmak için kaleme alındı...
Hemen küsmeyin ! Herkesin okulu kendine “kuzgun” elbette !
Yetişkinlerin farkındalığı, sembollerle düşünme becerisi geliştikçe yükselir…
Birlikte “fikredelim…” ; ne kastetdiğimi anlayacaksınız.
Tartışmasız, bütün okullar özeldir; “çünkü eğitim ve öğretim” yuvasıdır.
Hepsinin adı değerlidir; bir “anlam, kişi ya da kavram”a yönlendirir sizi.
Bazısı, bulunduğu “semt”ten almıştır adını; bazısı bir “ilçeden, şehirden…”
“Kule”sinden bazısı, okulu kuran “Vakıf”tan bir diğeri.
Bazısı “yaptıranın ismi”yle anılır; “cinsiyet ya da meslek” iddiası vardır ötekinde…
“Yabancı bir ülke”den alır, bazıları adını…
Bir “Şair”den, “Sultan”dan, “Vâlide Sultan”dan,
bir “Derviş”ten, bir “Hristiyan Azizi”nden adını alan okullar vardır.
Bazısı “Saray”dan; bir “Paşa”dan, “General”den, “Şehit”ten, bazısı…
Adını, “çamlar”ından alan vardır; üstünde kurulu olduğu “Ada”dan…
Ama, doğaldır ki, konulmuş ya da seçilmiş her isim, sizi,
“çağrışımın uçsuz bucaksız labirentleri”nde ne kadar dolaştırırsa dolaştırsın,
dönüp geldiğiniz yer, çıktığınız noktadan farklı bir yer değildir çoğu zaman.
O isimle yatar, o isimle kalkarsınız; doğal olarak…
Aynı sebep-sonuç ilişkisiyle, adını “Atatürk”ten alan okullar;
farklı bir çağrışım ve sorumluluk yükler mezunlarına, eğitim kadrosuna.
Çünkü, temsil ettiği “ruh”, “fazilet”e sevdâlıdır.
Bağladığın yerde durmaz; “heyecan”ı, tükenmez, zayıflamaz…
Dahası, adını “Atatürk”ten alan okullar içinde öyle “birkaç tanesi” vardır ki;
1800’lerden beri, her dem yenidir; yaşları “geleneği” taçlandırır sadece.
Vesileyle, dikkatlerden kaçan bir “coğrafî müşterek”in de,
altını çizmek için yazıyorum bu yazıyı…
“Atatürk”ün adını alan “birkaç” okul
ve bu yazıda tariflemeye çalıştığım bu “ekol”,
tesadüfe (?!) bakınız ki, Osmanlının pâyitahtı’nda serpilip, boy atmamıştır.
“Anadolu İhtilâli”nin kalbi ve “Cumhuriyetin başkenti” Ankara ile
“İlk ve son kurşun”un namlusu,
“İstiklâl’in ünlem işareti” İzmir, sırtlanmış ve sahiplenmiştir bu ideali...
Zamandan ve mekândan bağımsız,
“çağrışımın ve yazgının rüzgârıyla, ne hoş iteklenmiş”
bir “devrimci ordusu”dur mezunları; bir bilseniz ?
Neferleri saymakla bitmez; isimleri de bu köşeye sığmaz…
Ben Ankara Atatürk Lisesi mezunuyum !
İzmir Atatürk Lisesi mezunlarıyla “ruh ikizi” olduğumuzu tekrar hissedecek
ve bunu yüksek sesle ifade etmemiz gereken günlerden geçiyoruz.
“Kaderde, tasada ve kıvançta”, onurla buluştuğumuzu ilân ediyorum !
Paylaş