Paylaş
Çocukluğumuzda “gazozuna maçlar” oynardık.
Ben bu hazırlık maçlarını onlara benzetiyorum.
“Sırtımda yumurta küfesi yok” maçları bunlar.
Ya da “dünya yansa yorganım yok içinde” müsabakaları...
“Bitse de gitsek” turları veya…
“Bir elinde cımbız bir elinde ayna / Umurunda mı dünya ?” halleri.
“Peki gazozu neden Brezilya kazandı” sorusunun yanıtına gelince, onu,
yaz aylarına ait bir gazete manşetinde bulabilirsiniz:
“FIFA 2014 Dünya Kupası’na hem ev sahibi hem de en büyük favori olarak başlayan Brezilya, turnuvayı 4. sırada tamamlarken 2 maçta yediği 10 golle de tarihe geçti. Brezilya’ya 2002 yılında Güney Kore - Japonya ortaklığında şampiyonluk yaşatan Luiz Felipe Scolari, 2014 Dünya Kupası’nda aldığı kötü sonuçların ardından, sözleşmesi devam etmesine rağmen görevinden istifa etti…”
Bu ne demek oluyor ? Şu demek oluyor:
Bu tarihi hezimetten sonra,
“Cakalanmadı Scolari…
Ağzını burnunu devirip, terslemedi kimseyi.
Cümle âlemle inatlaşmak için fantezi kadrolar sürmedi sahaya.
- Kimse maaşımı soramaz benim.
Muhasebeci mi kesildiniz başıma- demedi.
Poz yapmadı kameralara.
- Sorduğun soruya dikkat et.
Sen bana böyle soru soramazsın- diye
Azarlamadı gazetecileri...
Bütün bir ülkenin zekâsıyla alay etmedi.”
Ya ne yaptı? İstifa etti...
Maçın skoru başlıktaki gibi olurdu da, daha fazla atmak istemedi misafirlerimiz. Yayıncı kuruluş da vaziyetin vahametini anlamış olmalı ki, ben bu satırları yazarken, ekranda Roberto Carlos’a soruyorlardı: “yeni Brezilya takımını nasıl buldunuz?” diye...
Durun, durun! Yazı bitmeden Fatih Hoca da çıktı ekrana. Hayrettir, pek neşeli?
“Brezilya’yı ve dünya starlarını seyrettirmiş olduk, fena mı?” diyor.
“Biz de seyrettik takım olarak” diye ekledi. Zaman zaman böyle sonuçlar iyi olurmuş.
Vizyonumuz yetersizmiş. Gerçekleri hepimiz görmeliymişiz.
Seyircinin kültürü de değişmeliymiş (ki haklıdır...)
Geleceği bu gerçekler üzerine yapılandırmalıymışız.
Şunları söylemeyi unuttu herhalde; ben ekleyivereyim:
“Ben hariç herşeyi değiştirmemiz lâzım...
Bir de, yokluktan bunlar hep yokluktan!
3 milyon Euro’ya ancak bu kadar oluyor.
Azcık açın kesenin ağzını,
bakın şapkadan ne tavşanlar çıkartıyoruz?”
Paylaş