Paylaş
“Bu görüşme sonrası Mehmet Durakoğlu, Elazığ’a döndüğünde kendisine neler konuşulduğunu sordum. Mehmet Kocatürk ile beraber Kamil Bakum ile de görüştüğünü, ayrıca Gaziantep ilinde örgütün ‘hâkim ve savcı sorumlusu’ ile de görüştüğünü söyledi. O dönem Muhsin Yazıcıoğlu dosyasına bakan soruşturma savcısı olan ve halen Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı olan Habip Korkmaz’ın yabancı biri olmadığını, bizim abilerimizden biri olduğunu, kendisine örgütün ‘Gaziantep hâkim-savcı bölge sorumlusunun’ ilettiğini söyledi.”
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı 27 Temmuz 2020’de, Kahramanmaraş Savcılığı ise 24 Kasım 2020’de Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na gerekli incelemenin yapılması için başvuruda bulunmuştu. Şu anda Kocaeli Başsavcısı olan Habip Korkmaz, gerekli incelemenin sonunda gerçeğin ortaya çıkacağını belirtirken, süreç ile ilgili şu yazılı açıklamayı yaptı:
“Başsavcı’nın açıklaması
25/03/2009 tarihinde Muhsin Yazıcıoğlu ve yanındakilerin ölümüne neden olan helikopter düşmesi olayının soruşturması 02/03/2011 tarihine kadar yaklaşık 2 yıl Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcısı Uğur Koç tarafından yürütülmüş, müşteki vekillerinin talepleri üzerine hazırlanan fezlekeyle eylemin Ergenekonvari bir örgüt tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği düşüncesiyle evrak Malatya (Özel Yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş olup şüpheliler arasında NTV Spikeri Mirgün CABAS ile 7 kişi bulunmaktadır.
FETÖ üyeliğinden daha sonra ihraç edilen Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Özden DOĞAN ve Cumhuriyet Savcısı Şeref GÜRKAN soruşturmayı birlikte yürütmüşler, özel yetkili savcılıkların ve mahkemelerin kaldırılması üzerine dosya 21/03/2014 tarihinde yetkisizlik ile Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na geri gönderilmiştir. Yaklaşık 3 yıl soruşturma yürüten bu iki savcının 13 klasör olan soruşturma evrakını ilgisiz alakasız bilgi ve belgelerle 133 klasöre çıkardıkları, helikopterden parça söken askerleri gözaltına alıp tutuklanmışlar ise de kısa süre sonra serbest bırakılmışlardır.
Usulsüz dinlemelerle şüpheli sayısını 132’ye çıkarttıkları, getirttikleri delil torbalarını açmadan 2 yıl beklettikleri ve dosyada delilleri tamam olan iddialar yönünden hiç bir karar vermedikleri görülmüştür.
YARGI 5 YIL KARAR VERMEDİ
Terör ve Örgütlü Suçlar Kahramanmaraş Savcısı olarak tarafıma tevdii edilen dosyaya tayinimin çıkması nedeniyle görevden ayrıldığım 23/06/2014 tarihine kadar 3 ay süreyle tarafımdan bakılmış, dosyanın tümünün tasnifi, inceleme ve tespitlerimin dosya inceleme tutanağıyla UYAP’a kaydedilmesi, kapalı torbalarda bulunan ve 2 yıldır el vurulmayan delillerin açılıp incelenmesi bizzat şahsım tarafından yapılmıştır.
2009 yılındaki olayın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen yargının bir karar vermemesi sebebiyle oluşan kamuoyu baskısı, helikopterden parça söken askerlerin görüntülerinin sık sık medyada yer alması ve Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün olayla ilgili sözleri nedeniyle;
1) Helikopterin düşürüldüğü ve olayın cinayet olduğu iddiası,
2) Arama kurtarma çalışmalarının kasten geciktirildiği iddiası ana dosyada soruşturulmaya devam etmiştir.
Ancak delilleri toplanmış ve yapılacak hukuki bir işlem kalmamış, beklemesinde hukuki bir yarar bulunmayan helikopter parçalarının sökülmesi ile ilgili şüphelilerin evrakı ile gerçeğe aykırı bilgi notu hazırlayan Emniyet Amiri Dursun ÖZMEN’in evrakını zamanaşımını da dikkat alarak tefrik ettim.
İLK DAVAYI BEN AÇTIM
Tefrik evrakı ile ilgili o tarihteki delil durumuna göre;
1) Dursun ÖZMEN hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 01/04/2014 tarihinde K. Maraş 2. Sulh Ceza Mahkemesine görevi kötüye kullanma suçundan dava açtım, olayla ilgili
ilk dava bu oldu.
2) a- Aralarında Aydın ÖZSICAK ve Davut UÇUM’un da bulunduğu Malatya 2. Kara Havacılık Alay Komutanlığı’nda görevli 8 asker hakkında nitelikli hırsızlık suçundan K. Maraş 1. Asliye Ceza Mahkemesine 14/05/2014 tarihinde açtığım dava FETÖ’cülerin etkisiyle ‘davanın Göksun’da açılması gerektiği’ gerekçesiyle iade edildi. Yargılama engellendi.
b- Aynı dosyada şüpheli 8 asker, 3 sivil havacılık kaza kırım heyeti ve 8 köylü vatandaştan oluşan 19 şüpheli hakkında ise bir kısım müşteki avukatları ve FETÖ’cü basın yayın organlarının o günlerde iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü bağlantısını tespit taleplerini dikkate alarak silahlı terör örgütü üyeliğinden delil yetersizliği nedeniyle verdiğim ek takipsizlik kararı itiraz üzerine FETÖ üyeliğinden daha sonra ihraç edilen Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet MADEN tarafından kaldırıldı, dolayısıyla ayrılan hırsızlık ve örgüt üyeliği dosyası benden sonra dosyaya bakan savcı tarafından ana soruşturma dosyasıyla birleştirildi.
Böylece dosyanın asıl konusu olan ‘helikopterin düşürülerek suikast iddiası’ ve ‘arama kurtarma faaliyetlerinde kasıtlı ihmal ile ölüme sebebiyet verme iddiaları’ ile ilgili 113 şüpheli hakkında tarafımdan herhangi bir karar verilmemiştir.
FETÖ BENİ HEDEF GÖSTERDİ
Verdiğim bu ek karar sebebiyle günlerce FETÖ medyası şahsımı dosyayı kapatmakla suçladı, hatta Çorlu’ya Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanmam sebebiyle defalarca Zaman ve Bugün gazeteleri ‘Hükümetin adamı, dosyayı kapatan savcı başsavcı yapıldı’ gibi manşetlerle şahsımı hedef gösterdiler.
Şikayetim üzerine Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık TOROS ve Bugün TV İnternet Sitesi Genel Yönetmeni Bekir KOÇ Çorlu Asliye Ceza Mahkemesince memura hakaret suçundan para cezasına mahkum edildiler.
Müştekiler vekili Av. Selami Ekici’nin aynı isnatları içeren şahsımla ilgili şikayeti 2010 HSYK’sı tarafından inceleme izni verilmiş; müfettişlerce incelendikten sonra yeni oluşan 2014 HSYK işlem yapılmasına yer olmadığı kararı vermiştir.
132 SANIK HAKKINDA TAKİPSİZLİK VERİLDİ
Ayrıca Abdullah Önder’in ifadesinde adı geçen FETÖ üyesi Av. Mustafa Atalar’ın babası Ahmet Atalar 20.02.2020 tarihinde mektup yoluyla beni tehdit etmiş, halen soruşturması Kocaeli C.Başsavcılğında devam etmektedir.
Kahramanmaraş’tan ayrıldığım 23/06/2014 tarihinden sonra dosyaya bakan Cumhuriyet Savcısı Necati KAZAK ve Mevlüt KISIR tarafından 20/06/2016 tarihinde 132 şüpheli hakkında ‘olayın pilotaj hatası ve kaza olduğu, arama kurtarma çalışmalarının hava şartları nedeniyle geciktiği, herhangi bir örgütlü yapının bulunmadığı’ düşüncesiyle takipsizlik kararı verilmiştir.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM
Parçaların helikopterden sökülmesi hususuyla ilgili şüphelilerin evrakı ise tekrar tefrik edilerek Göksun Cumhuriyet Savcılığına gönderilmiştir.
Olaydan 9 yıl sonra tanıklık yapan FETÖ üyeliğinden halen yargılanan Abdullah Önder ve eşinin Elazığda C. Başsavcısı olduğum dönemde FETÖ üyeliğinden tutuklanmaları ve cezalandırılmaları nedeniyle şahsıma kin ve husumet duyarak aleyhime ifade verdiğini, iftira attığını düşünüyorum.
Abdullah Önder’in hakkımdaki iddiası doğru olsa dosyada hiç karar vermeden Malatya’daki FETÖ üyesi savcılar gibi 3 ay bekler, tayin olur giderdim. FETÖ üyesi Hakim Ahmet Maden verdiğim ek takipsizlik kararını kaldırmaz, FETÖ medyası beni hedef alan haber ve yorumlar yapmazdı.
Abdullah Önder hakkında iftira ve yalan tanıklıktan Kahramanmaraş C. Başsavcılığına yaptığım şikayet ve HSK tarafından hakkımda yapılacak inceleme ile hakikat tecelli edecektir.
Hülasa; 6 yıl evvel dosyadaki delillere göre verdiğim karar nedeniyle önce sözde ‘Ergenekon terör örgütünü tespit edemediğim için’ ‘hükümetin savcısı’ şimdi de ‘FETÖ bağlantılı savcı olarak yaftalanmanın’ bir hukuk adamı için tarifi imkansız üzüntü ve eleme neden olduğunun, kul hakkına dikkat eden herkesin hassasiyet göstermesi gerektiğinin bilinmesini isterim. Saygılar.
Habib Korkmaz Kocaeli C. Başsavcısı”
Paylaş