Masadaki o rapor

PKK ile YPG ilişkisinin ortaya konduğu, FETÖ’nün adının geçirildiği Türkiye, İsveç, Finlandiya arasında imzalanan mutabakat öncesi yapılan dörtlü zirvede masanın üzerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde bir rapor duruyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in katıldığı dörtlü görüşme masasında duran o rapor, “PKK/KCK Terör Örgütü’nün Suriye Kolu PKK/PYD” başlığını taşıyor.

TEM DAİRE BAŞKANLIĞI RAPORU

Geçen yıl Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından, Türkçe-İngilizce, Türkçe-Fransızca, Türkçe-Almanca ve Türkçe-Arapça olarak hazırlanan rapor Türkiye’deki 130 ülkenin büyükelçiliğine yollandı.

“PKK/KCK Terör Örgütü’nün Suriye Kolu:PYD-YPG” başlıklı rapor Türkiye’deki yabancı temsilciliklerin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı üzerinden Türkiye’nin yurtdışında bulunan 580 dış temsilciliğine ulaştırıldı.

Yalnızca dörtlü zirvede değil, NATO üyesi tüm üye ülkelerin temsilcilerine dağıtılan o raporda PKK’nın kuruluşu, daha sonra çatı yapılanması, KCK ve Suriye’deki kolu PYD/YPG arasındaki bağlantılar belgeler ve fotoğraflarla anlatılıyor. Mahkeme kararları ile PKK’lıların verdiği ifadelere dayanarak, NATO ülkelerinin terör örgütü olarak görmediği PYD/YPG’nin PKK ile ilişkisi tek tek sıralanıyor.

ABD’NİN ARACI PKK/PYD

Raporun çarpıcı kısmı, NATO’da başı çeken Amerika Birleşik Devletleri’nin PKK ile Suriye kolu PYD’nin arasındaki bağlantıyı yine Amerikalı yetkililerin açıklamaları ve belgeleriyle ortaya koyması.

Madrid’de yapılan NATO toplantısına Türkiye kadar hazırlıklı hiçbir ülkenin gitmediği ortada. Türkiye’nin dağıttığı rapora tek itiraz eden olmadı. 110 sayfanın tamamı değerli bilgilerle dolu raporun en önemli kısımlarından birisi sonuç kısmı.

ABD’NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ ANLATILIYOR

Daha önceki bir yazımda da alıntı yaptığım raporun sonuç kısmında, “Terörle mücadele” adı altında teröristlere destek veren Amerika’nın ikiyüzlülüğü şu satırlarla anlatıyor: “Türkiye’de gerçekleştirdiği kanlı terör eylemleri ile çok sayıda vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına sebep olan PKK/KCK terör örgütü, Suriye’de oluşan otorite boşluğundan istifade ederek gözünü Suriye topraklarına dikmiştir. Suriye’deki uzantısı PYD/YPG aracılığıyla ülke topraklarının dörtte birini işgal eden örgüt, tesis ettiği tahakküme meşruiyet sağlamak amacıyla DEAŞ ile mücadele kisvesini kullanmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede, uluslararası terör örgütleri listesinde bulunan PKK/KCK ile PYD/YPG-YPJ/SDG isimli yapılanmalar arasında herhangi bir bağlantı olmadığı teması sürekli olarak işlenmeye çalışılmaktadır.

ABD’Lİ BAKAN İTİRAF ETTİ

PYD/YPG-SDG tarafından oluşturulmak istenilen ‘PKK/KCK ile PYD/YPG farklı örgütlerdir’ algısı, her iki örgüt arasındaki organizasyonel ilişkiye dair deliller, örgüt mensuplarının itirafları, ele geçirilen görsel/yazılı örgütsel dokümanlar, bağımsız kuruluşların tanıklıkları ve belgelendirilen insanlık suçları neticesi bertaraf edilmiştir. PYD/YPG’nin, PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olduğu hususu ABD Savunma eski Bakanı Ashton Carter’ın basın-yayın organlarına da yansıyan ABD Senatosu’nda yaptığı bir konuşmada da açıkça ifade edilmiştir.

‘TERÖR SİZİ DE VURACAK’

Bölgesel çıkarlar sebebiyle PYD/YPG üzerinden PKK/KCK’nın meşrulaştırılmaya çalışılması, terörizmle topyekûn mücadele eden ülkeler açısından son derece talihsiz bir durumdur. Kaldı ki, PYD/YPG’nin PKK/KCK terör örgütünün yalnızca Suriye’de faaliyet gösteren yapısına verdiği bir isim olduğu gerçeğinin, bu çalışmada ortaya konulan deliller göz önünde bulundurularak inkâr edilmesi mümkün değildir.

Terör ve terörizm, kim tarafından yapılırsa ve kime karşı uygulanırsa uygulansın bir insanlık suçudur. Terör ve terörizmin doğası gereği, PKK/KCK terör örgütü gibi PYD/YPG’nin de ilerleyen dönemde terör faaliyetleri ile Türkiye ve Suriye haricindeki ülkelere de zarar vereceği aşikârdır.

Sonuç olarak, terörizm ile mücadele eden ve insan haklarına saygılı tüm ülkelerce, bu gerçeğin bilinmesi ve PYD/YPG gibi terör örgütlerine karşı gerekli önlemlerin alınması insan hakları ve güvenli yaşam için önemli bir adım olacaktır.”

Bu rapor bize, en büyük terör destekçisi ülkenin ABD olduğunu; PKK/PYD ve FETÖ’yü kullanmaktan vazgeçmedikçe İsveç ve Finlandiya’nın teröristlere desteği kesmesinin de zor olduğunu gösteriyor. Nitekim, İsveç ve Finlandiya’da siyasetçilerin ve medyanın tepkisi, mutabakata uymayacaklarını gösteriyor.