FETÖ’cülerle, darbecilerle, darbeseverlerle UZ-LAŞ-MA-YA-CA-ĞIM

“Koronavirüse karşı ilaç” diye sunulan ve hakkında savcılığın usulsüz takipsizlik kararı verdiği akademisyen vakası ortaya çıkmışken, bir başkasının, “toplum sağlığına yararlı olabileceği” gerekçesiyle tahliye edilmesi gibi örnekler de yaşıyoruz. Bu tür garipliklerin devam edeceğini düşünüyorum.

Elbette ben de payıma düşeni yaşıyorum.

FETÖVİRÜS RAHAT DURMUYOR

Koronavirüs nedeniyle evlerde karantinada olmamız bizi her şeyden korumuyor. Koronavirüsten korunmak için eve kapansanız da başka mikroplar size ulaşıyor. Birkaç hafta önce telefonuma şöyle bir mesaj geldi:

“Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülmekte olan ve tarafı olduğunuz 2020/3482 sayılı dosyada uzlaştırma işlemlerini yürütmek üzere ... sicil No’lu uzlaştırmacı Bursa Cumhuriyet Savcılığı uzlaştırma bürosunca görevlendirilmiştir. Uzlaştırmacı en kısa sürede sizinle irtibata geçecektir.”

Çok önemsemedim. Eve kapanmış iş güçle uğraşırken geçen hafta telefonum çaldı. Adı bildirilen uzlaştırmacı arıyordu. Konuyu anlattı, “uzlaşma isteyip istemediğimi” sordu.

DARBE GECESİ UTANÇ TWEET’LERİ

Oysa, aynı konuda geçen ay Bakırköy Emniyet Amirliği’ne ifade vermiştim, uzlaştırmacıya da aynısını tekrar ederek, “uzlaşmayacağımı not etmesini” söyledim.

Şimdi gelelim konunun ayrıntılarına:

28 Ağustos 2018 günü, L.Ö. isimli bir kişi iki yıl önceki Kurban Bayramı sırasında benim de adımı katarak, “9 günlük tatilde en çok canı sıkılanlar” diye bir tweet attı.

Tanışmış olmasak da adı bana hiç yabancı gelmedi, 15 Temmuz gecesi darbecileri sosyal medyada destekleyenlerin başındaydı. Sanırım bana düşmanlığı da oradan geliyordu. O tarihte de bir yazı için bu konuda bir araştırma yapıyordum.

Dolayısıyla L.Ö.’nün “9 günlük tatilde en çok canı sıkılanlar” sözüne, yine Twitter üzerinden, “Yok hiç canım sıkılmadı, senin gibi FETÖ darbecilerinin y...ları eğlence için yetti” yazıp, altına 15 Temmuz gecesi attığı tweet’leri ekledim.

L.Ö., halk darbeye direnirken şu tweet’leri atmıştı:

“Uzun’un Beylerbeyi sarayında olduğu ve oradan kaçırıldığı bilgisi var.”

“Uzun kışkırtıyor. Kan dökülsün istiyor. SakınSokağaÇıkma”

“Polise iş düşüyor, sağduyulu olup askere karşı gelmemeli, tek dileğimiz kansız olması.”

“Bu ne yahu, bu saatte camilerde sela veriliyor, tekbir sesleri geliyor.”

L Ö.’nün beni de hedef alan tweet’ine verdiğim cevap, onun 15 Temmuz darbe girişimine destek olmak için attığı tweet’leri hatırlatmaktan ibaretti.

CEZALANDIRILMAMI İSTİYOR

Ben bunun neredeyse iki yıl öncede kaldığını zannediyordum. Bu yazışmanın üzerinden bir yıl geçtikten sonra L.Ö., beni Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyet etmiş. Tartışmanın devam eden bölümlerine de yer vererek, benim hakkımda Türk Ceza Kanunu’na göre soruşturma açılmasını, iddianame düzenlenmesini ve cezalandırılmamı istemiş.

Avukatları dilekçede benim kendisine “FETÖ örgütüne üyeliği hakkında ithamda” bulunduğum yalanını yazmışlar. L.Ö.’nün bu konuda yargılandığını ve beraat ettiğini belirtmişler.

EVET, O BİR ‘DARBESEVER’

Son sözüm: Birincisi, benim şikâyetçi olan kişi hakkında herhangi bir örgüt üyeliğiyle ilgili bir ithamım olmadı. Sadece attığı tweet’leri örnek vererek “darbesever” olduğunu yazdım. Nitekim yalnız o değil, herhangi bir örgütle ilgisi olmayan birçok kişi, halka darbecilere direnmemeleri ve sokağa çıkmamaları konusunda çağrıda bulunmuştu. Darbeye direnmek yerine, darbecilere umut bağlayan birçok kişi vardı. O da bu zavallılardan birisiydi.

İkincisi, bu kişi hakkında hangi konuda dava açıldığı, nasıl yargılama yapıldığı ve nasıl verildiğini bilmediğim dava kararı hakkında yorum yapmadım.

Mahkeme kararı ne olursa olsun o alçakça tweet’leri ortada duruyor. Ama ben tespitimi tekrarlayayım: Yazdığı birçok rezil tweet yanında, 15 Temmuz gecesi “Polise iş düşüyor, sağduyulu olup askere karşı gelmemeli, tek dileğimiz kansız olması” diye yazan kişi, “darbe şakşakçısı, bir darbeseverdir”, nokta.

Yazının başına döneyim: Savcılığın atadığı uzlaştırmacıya da Emniyet’teki ifademdeki cümlelerimi tekrar ettim, “L.Ö.’ye yazdıklarını hatırlatmaktan öteye gitmeyen mesajlarımı 15 Temmuz şehitleri ve gazileri adına tekrar ediyorum.”

Hakkımdaki savcılık soruşturması devam ediyor. Yargıdaki duruma bakarsak, belli ki ilerleyen süreçte benzer durumları bolca yaşayacağız. Hakkımızda iddianameler düzenlenecek ve davalar da açılacak. Ama bugünden hepsine “son sözüm” olarak toplu bir cevap yazayım: “15 Temmuz ihanet gecesini herkes unutsa ben unutmayacağım. Yalanlara karşı hep gerçeği söyleyecek, canını veren 251 şehidimizin, 2 bin 193 gazimizin ve ihanete uğrayan milletimizin hakkını savunacağım. Ne FETÖ’cüleri, ne kumpaslarını ne de darbesini unutacağım. FETÖ’cülerle, darbecilerle, darbeseverlerle asla ve asla UZ-LAŞ-MA-YA-CA-ĞIM.”