Demirtaş’ın ‘terörist Öcalan’lı ‘uzaktan açılım süreci’
“... HDP’nin başarısı ki Sayın Öcalan’ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir.”
“Biz PKK’yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990’dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamadı” diyen Selahattin Demirtaş, son yazısında,
“Tekrar belirtelim, kesişen sosyolojiye rağmen HDP, PKK’nin uzantısı ya da siyasi kolu değildir” diyerek yalan söylemiş.
Her ağzını açtığında önüne gelene ahlak dersi veren bu sahtekâr tutuma, yine bir HDP milletvekili olan Erol Katırcıoğlu’nun PKK-HDP ilişkisini özetlediği şu itirafı yeterli olur sanırım:
“Bir annenin, bir babanın çocuğuyla arasına mesafeyi nasıl koyarız biz? PKK uzaydan gelen insanlar tarafından oluşturulmuş bir yapı değil. Buralı insanlar. Çoğu bizim seçmenlerimizin çocukları. ‘Aranıza mesafe koyun’, ya neyin arasına mesafe koyacağız. Bir annenin, bir babanın çocuğuyla arasına mesafeyi nasıl koyarız biz?”
TÜRKİYE AÇILIMI MASALI
Demirtaş kısa süre önce de “Eğer diğer muhalefetten Kürt açılımı bekliyorsak biz de HDP olarak Türkiye açılımı yapmak zorundayız” demişti.
Kimilerinin kulağına hoş geliyor. Hele, seçimlerde HDP’nin yönlendireceği oylarla iktidar olacaklarını planlayanların ağzını sulandırıyor.
Ama geçen hafta basına yansıyan sözleri tuhaf bir etki yarattı. Tam CHP’li Gürsel Tekin’in, “HDP’ye de bakanlık verilebilir” açıklaması ve İYİ Partili yöneticilerin tepki gösterdiği bir ortamda, Demirtaş yargılandığı mahkemedeki ifadesinde şunları söyledi: “Çözmek için birilerinin cesaretli davranması gerekir. Özgürlüğünden feragat etmesi gerekecek. Korkak ve kaypak siyasetçilerle bu iş yürümez. Bize fedai siyasetçiler lazım. Terörist yaftası yemeyi göze almanız lazım. Çözüm için Abdullah Öcalan yetkilidir. Türkiye Cumhuriyeti demokrasi karşılığında Öcalan ile görüşmelidir.”
HDP’nin sosyal medya hesaplarından da paylaşılan haber kısa süre sonra hem haberi yazan internet sitelerinden hem de HDP’nin hesaplarından silindi.
YİNE TERÖRİST ÖCALAN’I ADRES GÖSTERDİ
Ardından, Demirtaş Twitter hesabından bir yazılı açıklama yaptı. Yine “Kürt sorunu” dedikten sonra, şu ifadeleri kullandı: “Kürt sorununun farklı başlıkları ve boyutları bulunuyor. Çözüm, anayasal ve yasal zeminde gerçekleşmek durumundadır ve doğal olarak bunun yeri TBMM’dir. Burada da HDP başta olmak üzere siyasi partiler çözümün muhataplarıdır.
Bununla birlikte sorunun tüm boyutlarıyla kalıcı şekilde çözülebilmesinin yegane yolu, tüm tarafları yasal zeminde çözüme dahil etmektir.
Bu anlamda Öcalan’ın çözümdeki rolünü yadsıyan, yok sayan politikaların başarı şansı yoktur.”
Gördüğünüz gibi, değişen bir şey yok. Anayasal zeminde faaliyet gösterdiklerini söyleyip Kürtleri de katleden PKK terör örgütü kurucusu terörist Öcalan’ı adres gösteriyor.
Sadece Öcalan’ı değil, örtülü biçimde dağdaki teröristleri de şu cümlelerle işaret ediyor: “Çözümün sağlanması için her aktörün farklı düzeyde rolü ve önemi bulunmaktadır. Aktörlerin herhangi birini yok sayarak karşılaştırılmaya çalışılarak aranan çözüm, çözüm değil, ya saf hayal ya da art niyettir.”
‘UZAKTAN AÇILIM SÜRECİ’
Demirtaş, bazı CHP’lilerle yürüttüğü “uzaktan açılım süreci” ile 2013’e dönmeyi hayal ediyor. Özellikle Kılıçdaroğlu yönetimi, HDP oyları için bu hayali besliyor.
2013 hayali 2015’teki gerçeklerin duvarına çarpıp parçalandı. PKK/HDP etki alanını genişletti, 10 bine yakın kişi terör örgütüne katıldı. PKK/KCK yönetiminin talimatıyla 8 Ağustos 2015 ve 10 Ekim 2015 arasında 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan edildi. Tüm bunların sonucunda hendek çukur eylemleri ile ülkeyi bölmek istediler. Demirtaş dahil HDP’liler de PKK’lı teröristlerin yanında durdular ve desteklediler. Sonunda 800’e yakın vatan evladı şehit oldu.
HDP, 25 EYALETE BÖLÜNMESİNİ İSTİYOR
Nasıl AKP’nin yaptığı açılım büyük bir hataysa şimdi HDP ve Demirtaş, Kılıçdaroğlu yönetimiyle CHP’yi aynı yanlışa doğru sürüklüyor.
HDP’nin asıl amacının ne olduğunu da o açılım sürecinde CHP milletvekili olan Engin Özkoç, suç işleme pahasına şöyle anlatmıştı: “...Barış süreci diye adlandırılan süreç TBMM’de bir kere görüşüldü. Bu görüşme basına ve kamuoyuna kapalı bir biçimde, kapalı oturum şeklinde yapıldı. Kapalı oturumda yapılan konuşmalar bir milletvekili tarafından bile açıklanırsa o suçtur. Ben de bu suçu işliyorum. HDP’nin grup başkan vekili çıkmıştır ve orada demiştir ki: ‘Biz Türkiye’nin 25 eyalete bölünmesini istiyoruz. Eyalet başkanlarının TBMM’ye gelmesini istiyoruz. Her eyaletin yeraltı zenginliğinin kendisine ait olmasını istiyoruz. Eyaletlerin özerlik haklarının saklı olmasını istiyoruz. Türkiye’de iki tane kurucu unsur olmasını istiyoruz. Birisi Türk kurucu unsuru, diğeri Kürt kurucu unsuru.”
Hâlâ anlamayanlar varsa HDP milletvekili İmam Taşçıer’in sözleri: “Kürtler on binlerce yıldır yaşadıkları topraklarında kendilerini yönetmek istiyor.”
Kürtler, bu milletin üyeleri olarak zaten her alanda ülke yönetiminde yer alıyor.
HDP’liler ise emperyalistlerin maşası PKK terör örgütünün siyasi ayağı olarak bölünme istiyor, nokta.
