Paylaş
CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu gelip, ‘İnce ayar çekti’ ya. ‘İsyancı’, ‘Cellat’, ‘Derviş’, ‘Görüntülü CD’li rapor’ gibi sözler, açıklamalar bitiverdi. Kılıçdaroğlu, tüm medya kanallarına yansıyan konuşmasında Başkan Aziz Kocaoğlu’na tam destek çıktı. Sonradan da öğrendik ‘ağabey’ Kocaoğlu, herhangi bir ayrıma girmeden tüm ‘kardeş’ ilçe belediye başkanlarıyla sık sık buluşacak, ‘hizmetler, yapılacak işler, yatırımlar’ konuşulacakmış. Daha önce genel başkana rapor sunacağını açıklayan il başkanı da, ‘iç çekişmelerin kamuoyuna yansıtılmayacağını’ açıkladı. Diyecek bir şey yok. Olması gereken budur mutlaka. Ve geliyorum, İzmir’de politika haberciliği denilince akla gelen ilk isimlerden olan, bizim Elif Demirci’nin iki haberinden alıntılara
* * *
Öncelik yine CHP’de... İl Başkanı Tacettin Bayır’ın, ‘Seçimde iyi çalışmadıkları, çalışanı engelledikleri, üzerine yürüyüp dövmeye kalkıştıkları’ iddialarıyla Karabağlar İlçe Başkanı Birol Ağırbaş ile Ödemiş İlçe Başkanı Emin Öztürk’ü ihraç istemiyle il disiplin kuruluna verdiği malum. Kurul, Öztürk’ü beraat ettirdi, Ağırbaş’ın uyarılmasına karar verdi. Bu karar sonrası, ‘Bayır’ın güç kaybına uğradığı, görevden alınabileceği’ konuşulmaya başlanmış. Yerine isimler de yakıştırılıyormuş. Atilla Mutman, Hatice Tatlı, Yekta Varnalı, Türkan Miçoğulları, Yücel Özen ve Cihan Türsen...
Ve son dakika.. Bayır hedef alınarak cep telefonlarına, “Elini vicdanına koy ve söyle. İzmir’in kaderini sayesinde cümle alemin maskarası olduğumuz böyle bir il başkanına ve saz arkadaşlarına teslim etmeye gönlün razı mı” diye mesaj çekiliyormuş. Fazla söze gerek yok. Anlaşılan o ki, CHP’de bir kriz bitiyor, yenisi başlıyor. Ben yine de CHP’de, sözüm özellikle belediyelere, yapılanları ve yapılacakları, projeleri, yatırımları, hatta hayalleri yazmaya hazırım.
AK Parti’de son durum
AK Parti’de de İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’a kendi yönetiminden rakip çıkabileceği söyleniyormuş. Eeee, ne de olsa AK Parti İzmir’de Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay gibi iki ağır top olunca, diğer milletvekilleriyle yöneticilerin pek sesi çıkmıyor doğal olarak. İki bakan da Yıldırım’ın deyimiyle, ‘Usta Recep Tayyip Erdoğan’ın koyduğu hedef doğrultusunda, çırak olarak projeler için çalışıyor.”
* * *
Veee Akay’a, yönetim kurulu üyesi Mustafa Seyhan’ın rakip çıkabileceği konuşuluyormuş. Seyhan, iddiaları yalanlamamış, “Şu an böyle bir çalışmam yok, ancak genel merkez öneride bulunur ve görev verirse ‘hayır’ demem. Kendimi hazır hissediyorum. Ben istemem, görev beklerim. Görev verilirse de kaçmam” diyormuş. Ne diyelim, bakalım daha neler duyup öğreneceğiz.
Doğal Yaşam Parkı’nda doğal olmayan hareketler
BİRAZ konuyu değiştirelim. Şimdi de söz ekonomi editörümüz Ergül Satıç’ta:
“Görmeyi çok istediğim halde bugüne kadar bir türlü fırsat yaratamadığım Doğal Yaşam Parkı’na, Ramazan Bayramı’nın 3. günü gitmeyi başardım. Gidenler çok eksik anlatmış. Büyükşehir Belediyesi harika bir alan yaratmış. Bitki örtüsünden düzenlemeye kadar, her şey çok güzel düşünülmüş. Normal koşullarda sorun yaşamanız mümkün değil. Kapıdan girişte planı alıyor, rotanızı kafanızda çiziyor ve park sakinlerini izleyerek ilerliyorsunuz. Arada kafeteryalarda mola verip, birşeyler yiyip içme olanağı da var.
Ama bir de madalyonun diğer yüzü var ki... Belki bayramın etkisiyle kalabalık bir günde, çok tatsız sahnelerle karşılaştım.
Şaka gibi ama değil
Özellikle insanların hayvanlara davranışı. Hayvanların seyredildiği camlı bölümün hemen her tarafında bulunan ‘lütfen cama vurmayın’ yazılarına rağmen ellerindeki su şişesiyle camlara vuran yetişkinler, yırtıcı kuşların üstüne gerili ağa kocaman cisimler atarak onları ürkütüp, hareketlenmelerini sağlamak isteyenler, ‘lütfen çitin diğer tarafına geçmeyin’ uyarısına rağmen çocuklarını o bölüme gönderip fotoğrafını çekmeye çalışanlar, ‘bitkilere zarar vermeyin’ tabelasını görmezden gelip ağaçtan parçalar koparıp atlara uzatarak birlikte fotoğraf çektirenler, ‘Yapmayın’ diye uyaran vatandaşlara (ki biri de ben oluyorum) ‘Sana ne, seni bekçi mi tayin ettiler’ cevabı vererek, bu asil eylemlerine devam edenler.
Özetle; “İzmir’e harika bir eser kazandıran Büyükşehir Belediyesi’nin doğal yaşama kavuşturduğu parkın sakinlerini koruyacak önlemler alması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa yazık olacak.”
Paylaş