Paylaş
EGE Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, “Tane Tane Kapakları Toplayalım Engelleri Aşalım” sloganıyla Mayıs 2010’da başyatılan mavi kapak toplama kampanyasını sona erdirdiğini açıkladı. 280 ton kapak toplanıp 1769 engelli aracı alınan kampanyanın neden sonlandığı tartışılır. Gerisinde yatan nedenler mutlaka vardı. Nitekim projenin koordinatörü Prof. Dr. Nurselen Toygar, kampanyadan vazgeçilmeyeceğini bildirdi, “Kapak toplamaya devam” dedi.
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan da projenin öksüz kalmasına izin vermeyeceğini, “Bundan sonra projenin sahibi benim. Konak Belediyesi olarak projeyi üstlendik” diyerek açıkladı. Buraya kadar tamam, hiç itirazım yok.
Ama geçen cumartesi günü, Yenigün’de, “Ortada zaten ihtiyaç yoktu” başlıklı haberi okudum. İzmir Valiliği Engelliler Koordinatörü Rıza Mutkilioğlu, tekerlekli sandalye için böyle bir kampanya gerekmediğini buyurmuş, “Engellilere karşı toplumda acıma ve merhamet duygusunu öne çıkaran bu kampanyayı zaten başından beri başarılı bulmuyoruz. Çevrecilik açısından, belki kapakların geri dönüşümünü, doğaya kazandırılmasını sağlayabilir. Ancak engelliler açısından asla başarılı bir proje olmadığını düşünüyorum” demiş.
Valiliğin koordinatörüne sormazlar mı:
“Mayıs 2010’dan beri neredeydiniz? Proje başarısızdı da neden sesiniz çıkmadı? Çocuğundan en yaşlısına, öğrencisinden sokaktakine her kesimden bu denli ilgi gören toplumsal bir kampanyayı daha önce gördünüz mü? Toplumun duyarlılığı çok mu kötü oldu?”
Halıcılar dertli: Sanayi sitesi kuracağız belediyelerden ilgi yok
İZMİR Halıcılar ve Yer Döşemeciler Derneği (HALIMDER) Başkanı Naci Ölçen’i zaman zaman konuk ederim burada. Ölçen son olarak halıcılar için sanayi sitesi için çabalıyor. Özellikle halı yıkamacıların toplanacağı bir site. Burada yer ve duvardan duvara döşemecilerle turistik halı satıcıları için bir gösteri merkezi de planlanıyor.
Sözü Ölçen’e bırakalım:
“Halı yıkama işleminde kimyasal madde kullanılmaktadır. Halı yıkama işletmelerinin kent içinde, sokak aralarına sıkışması doğru değildir. Halı yıkama işletmelerini, kentsel dönüşüme de uygun, İzmir çevresinde, merkeze ulaşımın kolay olduğu bölgelerde konuşlandırmayı planlıyoruz.
Kayıtdışı önlenir
? Bugün İzmir’de binin üzerinde halı yıkama işletmesi var. Ama kayıtlı olanlar bir elin parmaklarını geçmiyor. Siteyle bu işletmelerin çoğunluğu kayıt altına alınacak. Tüketiciler memnun kalmadıkları işlerde şikayet edecek yer bulamıyor. Denetimsizlik yüzünden fiyat anarşisi yaşanıyor. Site fikri hayata geçince tüketicilerin hakları daha sağlıklı korunabilecek.
Dayanışma sağlanır
? Bugün İzmir’de halı dokuma ve yıkama sitesinin bulunmaması büyük kayıp. Sitede sadece halı yıkamacıları değil, koltuk, sandalye gibi oturma mobilyaları ve perde yıkamacıları, hatta oto yıkamacıları da yer alabilecek. Sitede oluşturulacak büyük şovrumda ise merkezde çalışan laminat, yer döşemeci ve duvardan duvara halı firmalarımızın tanıtımı yapılacak. Tüketici de her türlü ihtiyacını bir merkezde karşılama imkânına kavuşacak.
Arsa arayışı devam
? Arsa, üye ve kooperatif altyapısı hazır olmadan net ve belirleyici görüşmelere geçilemiyor. Daha önceden havalimanına yakın bir bölgede çok uygun alanlar tespit etmiştik, ancak İZSU’nun su havzası nedeniyle istediğimiz olmadı. Menderes, Gaziemir, Bornova, Karabağlar veya Çiğli’de uygun araziler üzerinde fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz.
Ve en büyük sıkıntı
? En büyük sıkıntımız, yerel yönetimlerden ilgi göremememiz. İlçe belediyelerinden görüşme için randevu talep etmemize rağmen ya geri dönüş bile olmadı, ya da önem verilmedi.
Bu çalışmaları görmezden gelip, yarın yıkamacıların kent dışına taşınması için yetersiz süre verilmesine asla razı olamayız. Yerel yönetimlerin işleri planlı yapıp bu sektörlere öncülük etmesi gerekirken, sektörlerden gelen çalışmalara ilgi göstermemesi anlaşılır gibi değil.”
Paylaş