Paylaş
Kabus yolda yine hayal
kırıklığı yaşamayalım
BIKMADAN SÖZ EDERİM
Yıllardır olduğu gibi, yine böyle başladım Tire-Belevi yolunu yazmaya. Çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği 20.5 kilometrelik o yol. Hiç bıkmadan gündeme getirdim, çoğu kez aynı şeyleri yazdım, yazarım. Beş yıl önce dönemin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, yolun temelini atmış, Tire’nin kurtuluş günü olan 4 Eylül 2018’de açılacağını bildirmişti.
TAHMİN BİR TÜRLÜ TUTMADI
Ama Kamu İhale Kurumu’na yapılan itirazlar yolu aksattı. Bakan bu kez de yeni yükleniciyle sözleşme imzalandığını, 6 Ekim 2017’de yer teslimi yapılıp çalışmaların başladığını, yolun 2019’un son çeyreğinde tamamlanmasının hedeflendiğini açıklamıştı. Ancak bir türlü olmadı.
Bu yolla ilgim, başta da aktardığım bir acı olaydandır. O fidanı yitirmemizden bu yana sekiz yıl geçti. O kabus yol tamamlanamadı. Bu yolla ilgili kimi zaman umutlarımı aktardım. Kimi zaman etkililere, yetkililere teşekkür ettim. Ama bir türlü, ‘Ve o yol yapıldı, artık sürücüler güvenle kullanabilir’ diyemedim. Genelde hayal kırıklıklarını paylaştım.
AÇIKLANAN SON HEDEF:2022
Son olarak CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in soru önergesini, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu yanıtlamıştı: “31 kilometre uzunluğundaki Belevi - Tire yolunun 20.5 kilometrelik kesiminin 8.2 kilometresi ‘bitümlü sıcak karışım kaplamalı bölünmüş yol’ olarak tamamlanmış ve trafiğe açılmıştır. Kalan kesimlerde yol yapım çalışmaları devam etmekte olup çalışmaların 2022 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.”
BELKİ DE MİNİ TESELLİ OLUR
Sonuç olarak yolun bu yıl tamamlanabileceği söylendi. O zamandan bugünlere gelişme nedir, çalışmalarda aksama var mı, salgın illeti, ekonomik gelişmeler etkili oldu mu, bilemiyorum. Yapacak da bir şey yok, bekliyoruz. Yine hayal kırıklığı yaşamamayı, yolun tamamlanmasını, bu arada kaza olmamasını, canların yitirilmemesini umuyor ve diliyorum. Acımız kolay hafiflemese de, “O yol tamamladı, şu tarihte açılıyor” denmesi minik teselli olabilir belki de. Umuda devam mı, kararsızım doğrusu...
BİR EGELİ SERGİ DUYURUSU
Özçakır İstanbul’da
‘Soyut İzler’ diyor
“RENK dünyasında coşkulu bir gezgin...” Ressam Coşkun Özçakır’dan söz ediyorum. İzmir Koleji’nden (Bornova Anadolu Lisesi) sınıf arkadaşım. İlk sergisini 1970’te, İzmir’de açtı. Yüksek öğrenimini ABD’de tamamladı, grafik tasarımcı ve art direktör olarak çeşitli reklam ajanslarında çalıştı. 1979’da kendi ajansını açtı, 2009’da ABD serüvenini tamamlayıp Kuşadası’na yerleşti, sanat çalışmalarını buradaki atölyesinde sürdürüyor. ABD ve Türkiye’de kişisel sergiler açan Coşkun’u dinleyelim:
KALBİMİN SESİNİ DİNLERİM
“Eserlerimi yapaylıktan uzak, ruhumun ve kalbimin sesini dinleyerek ortaya çıkarıyorum. Hayal gücümle doğallığı kucaklayıp soyut bir anlayışla renkleri tuvalime aktarıyorum. Amacım, izleyicide sürpriz heyecanlar ve bilinçaltında bazı ezgiler uyandırarak, onların ruhlarına dokunabilmek. Sanatçının ortaya koyduğu eserin etkileme gücü sanatın mükemmellik ölçüsüdür. Bugün Türkiye’de en az konuşulan konu sanattır. Umarım eğitimle başlayarak, halkla sanatın bütünleşmesine olanak sağlayacak gelişmeler olur.”
25 MART’TA MAJİ ART’TA
Ve sevgili Coşkun, 25 Mart Cuma günü İstanbul’da, “Soyut İzler” adlı sergisini açıyor. Maji Art Gallery’deki sergi 15 Nisan’a kadar açık. Adres: Vali Konağı Cad. Sinoplu Şehit Kemal Sok. No 4-B Teşvikiye, Tel: (0212) 230 33 00
Coşkun’a sergisinde başarı, bol renkli, coşan resimler diliyorum... Fırçası hiç durmasın, kolay gelsin!
Paylaş