Paylaş
Hastanede şifalı su satışı
Sosyal medyada Bilim ve Sağlık Haber Ajansı’ndan bir haber: Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kantininde Şifalı Dağ Tekke Suyu satışa sunuluyor. Su ambalajının üzerinde, ‘böbrek taşını düşürmeye yardımcı doğal kaynak suyu’ ibaresi dikkat çekiyor. Suyun 5 litresi 15 TL. İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hasta Hizmetleri ve Sağlık Otelciliği Müdürü Mehmet Övünç Zeytinci, “Bizim konuyla ilgili bilgimiz yok, ilgileneceğim. Sizden duyuyorum şu an” açıklamasında bulundu.
Doktorlar antidepresan kullanıyor
Doğan Haber Ajansı’ndan bir haber: Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgin, günde 100 hasta muayene eden hekimlerin üzerinde performans baskısı ve iş yükü fazlalığı olduğunu, birçok meslektaşının antidepresan kullandığını söyledi. Bilgin, “Bütün sağlık sorunlarının yüzde 85’i aile hekimlerinde halledilebilir. Planlama böyle yapılmalıdır” dedi.
Bonzai yaşı 11’e inmiş
DHA’dan bir haber daha: Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Uzm. Dr. Ülkümen Rodoplu, “bonzai” denilen sentetik uyuşturucu kullanım yaşının 11’e kadar indiğini söyledi. Rodoplu, bu acı tablo karşısında başta anne ve babalar olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin dikkatli olmasa gerektiğini vurguladı.
Hasta çocuklara oyun odaları
Ve de Deniz Sipahi gündeme taşıdı: Berna-Gökhan Öztin çifti, biricik oğulları Yalım’ı 11 yaşında sonsuzluğa uğurladı. Perişan olan çift, Yalım için bir şeyler yapmaya karar verdi. Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi Pediatri Kliniği’ne Yalım adına oyun odası yaptırdılar. Çiftle buluşan Sipahi, klinikteki çocukların oyun odasından duydukları mutluluğu da köşesine taşıdı. Ve İzmir Sağlık İl Müdürü Bedia Salnur, hastanelerde benzer oyun odaları kurulmasına destek vereceğini açıkladı Sipahi de, “Bu fikri kampanyaya dönüştürelim” diyerek, ülke geneline yayılmasına da öncülük etti.
Bu haberleri anımsatayım istedim. Sağlıcakla kalın...
-------------------------------------
ÇEŞME ÇOK İYİ SEZON GEÇİRSİN
Rezervasyon iptali
elbette olmasın ama...
Çeşme’de bir geminin kayalara oturarak yakıt sızdırmasıyla oluşan çevre faciasının olumsuzluklarının giderilmesi için çalışmalar sürüyor. Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da çalışmaları yakından izlediğini açıklamış ve ilçede turizm açısından endişeye gerek olmadığını vurgulamış, “Rezervasyon iptali yok” demiş.
Tabii ki olmasın, tesisler yerli, yabancı turist dolsun. Ama Dalgıç, herhalde Çeşme’deki turizm işletmecileriyle temastadır, onlardan almıştır rezervasyon haberlerini. Çünkü onlar endişeli gibi. Ilıca Oteli Genel Müdürü ve ÇEŞTOB Başkan Yardımcısı Yakup Demir’in, şu yakınmasını yinelemekte yarar var:
Cevapta zorlanıyoruz
“Kötü bir algı oluşturuldu. Birçok rezervasyon şu anda iptal olma noktasına geldi. Erken rezervasyon yaptığımız misafirlerimiz bizleri arayarak, ‘Bu duyduğumuz gerçek mi? Çeşme’deki petrol atığı hala denizde var mı? Bu yıl geldiğimizde, otellerin plajında, halk plajında ve beach clublarda denize girebilecek miyiz?’ diye soruyorlar. Misafirlerimize hala cevap vermekte zorlanıyoruz.
Kabus sona ermeli
Sanıyorum, bu sorun bitinceye kadar da zorlanmaya devam edeceğiz. Dileriz, bu petrol atığı en kısa zamanda Çeşme’nin denizinden tamamen temizlenir, yaz geldiğinde de hiçbir misafirimize petrol atığının yansıması söz konusu olmaz. Bu kötü algıyı da hızlı bir şekilde Çeşme olarak üstümüzden atmayı diliyoruz.”
Yineliyorum… Dilerim Çeşme bu kabustan kurtulur ve çok parlak turizm sezonu geçirir. Ama turizmcinin endişeli olduğu da bir gerçek.
ÖRNEK DUYURU
Bugünlerde sokak hayvanlarına eziyet haberleriyle kaynıyor ortalık. Gaziemir Belediyesi, sokak hayvanlarıyla ilgili bu pankartı asmış. Umarım, sokak hayvanlarına yan gözle bakanlar gerekli mesajı almıştır.
SÖZ SİZİN
KÜLTÜRPARK ÜZERİNDEN BİR İZMİR YORUMU
Yeşil alan çoğalsın
Yazılarınızda Kültürpark ile ilgili yazılan, çizilenler için her iki tarafın da hoşgörü ile karşılanması şeklinde makul bir görüş sunmuşsunuz. Ben Kültürpark’ın şehrin simgesi olarak yeşil oranının çok daha fazla yükseltilmesi taraftarıyım. Her ne kadar Büyükşehir Belediyesi’nin şehre yeşil kazandırmada çabalarını takdirle karşılıyorsak da, halihazırda İzmir’de kişi başına düşen yeşil alan 12.68 metrekare gibi küçük bir rakam. Özellikle aşağıdaki tabloda gösterilenlerle mukayese edildiğinde ve bilhassa adı anılan şehirlerde yaşayan nüfusun İzmir’e göre ne kadar daha düşük yoğunlukta olduğu dikkate alınırsa.
Nüfus patlamasına doğru
Malum olduğu üzere İzmir son zamanlarda güneyden gelen mülteci göç dalgası, buna ilaveten, yaşanmaz hale gelen İstanbul’dan taşmalar ve Türkiye’nin her yerinden Batı’ya yüzü dönük yaşamayı arzulayan insanların akınıyla durdurulamaz bir nüfus patlamasına doğru gittiği hepimizce malumdur. Bunu teyit eden bir unsur da inşaat sektörünün konut talebi için yaptığı yatırımlardan da rahatça görülebilmektedir. Bunların sonucu olarak, İzmir’in 5-10 yıllık bir zaman aralığında nüfusunun 10 milyonlara yaklaşacağı aşikardır.
Nasıl katkıda bulunacak
Özellikle gittikçe artan sıcaklıklar ve kuraklıklarla, bir yeşil alan altına sığınıp serinlemek isteyen İzmir’in bu büyük nüfus kütlesine mevcut sınırlarını yüksek istimlak bedelleriyle genişletemeyeceğimize göre ve sadece bir tane olan Kültürparkımız ne kadar katkıda bulunacak ve nasıl hizmet edecektir? Şehirleşme oranının bütün dünyada bile OECD gibi organizasyonlarca önümüzdeki 20-25 yılda yüzde 75’lere varacağı kolayca tahmin edildiği bugünlerde biraz daha vizyoner olmamız gerekmiyor mu?
Nihat Gündüz
BİR KÜÇÜK KIYASLAMA
Kişi başına düşen yeşil alan (metrekare)
İzmir: 12.6, Stockholm: 87.5, Roma: 45.3, Londra: 26.9, Amsterdam: 45.5.
BİR ALINTI
Engin Yavuz’dan
Gerçek dost gölgeye benzer. Eğilsen de, doğrulsan da, düşsen de asla peşinden ayrılmaz. (Halk deyişi.)
Paylaş