Çok fena sallandık canlarımız yandı

BİRİ “6.6” diyor, diğeri “6.9”. Dışarıdan gelen rakam: “7”. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın ertesi günüydü. Sokak bir anda doldu, evler boşaldı. Ayılanlar, bayılanlar, telefonlara sarılanlar. Siren sesleri geldi peş peşe. Camiden anons yapılıyor, “Aracınızla trafiğe çıkmayın. Yoğunluk yaratıp ambulans ve benzeri araçları engellemeyin, yolları tıkamayın” diye.

Haberin Devamı

 

ÖYLE BİR SALLANDIK Kİ
“Geçmiş olsun” diye birbirlerine sarılanlar var. Gözler yaşlı. Kimi korku, kimi sevinç yaşları... Söylentiler yayılıyor. Kimi yakınlarıyla aracına doluşuyor, “Çeşme’ye/Urla’ya/Foça’ya, özetle yazlığa kaçıyoruz” diyor. Evet, 30 Ekim’di, cuma günü saat 14.51’de sallandık. Kim, “Ben korkmadım, etkilenmedim, hazırlıklıyım” diyorsa helal olsun!

BÖYLESİNİ YAŞAMADIM
Bunca yıllık yaşamımda böyle deprem yaşamadım. Sarsıntı ne zaman sona erecek diye bekledim. Korkmak ne kelime? Tırstım... Hani, “Yaşamım film şeridi gibi geçiverdi” denir ya... Ona bile fırsat bulamadım. Sarsıntı durunca karımla haberleştik. Bu gibi durumlarda ilk aşamada bencil oluyor insan, çocukların, yakınların iyilik haberlerini aldık, rahatladık. Sokağa indim ben de. Çok yararı olacakmış gibi. Her taraf bina.

Haberin Devamı

ACININ MERKEZİ BAYRAKLI
Ve haberler, duyumlar... Felaketin merkezi Bayraklı. Yıkılan apartmanlar var. Can pazarı kurulmuş, acil yardım ve kurtarma ekipleri olabilecek hızla orada. Vali uyarıyor: “Uzman olmayanlar enkaza çıkmasın!” Sonradan Bakan Bey geliyor enkazın üstüne, bir görevliden telefonu alıyor, aşağıdaki Buse’yle konuşuyor. Hemen arkasında takım elbiseli, kravatlı bir görevli var.

PROF.’TAN İLGİNÇ YORUM
TV haberlerinde Prof. Dr. Övünç Ahmet Ercan’ı dinliyorum: “Bir ülkede yoksulluğu yenmedikçe depremlerin adı ölüm olur. İnsanlar istedikleri için kötü ev yapmıyor. Çünkü yer inceleme çalışmalarına, inşaat mimari projelerine para gerekiyor. Bir ülkede deprem sorununu çözmek için o ülkenin ekonomisinin düzelmesi gerekiyor. Depremde zaten yoksullar ölür, zenginler ölmez. Hiçbir ünlünün, zengin bir kişinin enkaz altından çıkarıldığını duymadınız, duymayacaksınız.” İlginç bir yorum...

RAKAMLAR NEDEN FARKLI
Gelelim en baştaki rakamlara. İlki AFAD’ın (Afet ve Acil Durum Yönetimi), ikincisi Kandilli Rasathanesi’nin. Üçüncüsü de çeşitli ülkelerin. Depremin büyüklüğü gösteriyor. Neden bu kadar farklı, bilemiyorum. Ama uzmanlara göre, sarsıntının şiddeti açısından 2-3 puanlık fark çok önemliymiş. Sosyal medyada İzmir’i karalamalar başlıyor. (Nitekim bunlardan 6’sı gözaltına alınıp, 2’si tutuklandı.)

Haberin Devamı

İZMİR’İ AŞAĞILAYANA TOKAT
Ve İzmir’i hor gören, aşağılayan ayrımcılara dayanışma tokadı. Kan bağışı çağrısından bir süre sonra, “Fazlasıyla bağış yapıldı, artık gelmeyin” anonsu yapıldı. Çevredeki yazlıklar depremzedelerin konaklamasına açıldı. Yazlıklara ulaşım için okul servisçileri devreye girdi. Birçok otel kapılarını ücretsiz olarak depremzedelere açtı. Kafeler, kahvehaneler sıcak, soğuk içecek servisi yaptı.

DAYANIŞMA ÖRNEKLERİ
Çadırlar kuruldu, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri kriz masaları oluşturdu, çorba, yemek dağıttı, battaniye giyecek yardımı yapıldı. Esnaf gevrek, boyoz dağıttı. Vatandaşlar arama kurtarma ekiplerine yemek, su taşıdı. İnşaatçılar ellerindeki konutları ihtiyacı olanlara açtı. Bazı doktorlar enkazdan çıkarılanların ücretsiz tedavisini üstlendi. Ege Üniversitesi Hastanesi doktor ve sağlıkçıları, salgınla savaştaki yorgunluğa aldırmadan, yaralıları karşılamaya koştu.

Haberin Devamı

YANIT BEKLEYEN SORULAR
Gelelim asıl meseleye. Bayraklı’nın eski Belediye Başkanı Hasan Karabağ, 20 binden fazla binaya deprem testi uygulandığını, yüzde 57’sinin çok, yüzde 38’inin farklı derecelerde riskli, yüzde 5’inin risksiz çıktığını söylemiş. Ve akla takılanlar: “Onca bina arasında neden 17’si yıkılıp canlara mezar, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden oldu? Kim/kimlerdir bu işin sorumlusu? ‘Deprem değil, bina öldürür’ sözü gerçekleşti mi yine? Arama kurtarma görevlileri, ‘Sesimi duyan var mı’ diye sesleniyor ya. Enkazdan yükselen ses duyulacak mıdır? Bu sorulara ciddi şekilde yanıt aranacak mıdır?”

BU İŞİN SİYASETİ OLMAZ
Yitirilen canlar yerine gelmez... Tümüne rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza acil sağlık diliyorum. Umarım İzmir faciasından ders alınır, “Acil kentsel dönüşüm” için elden gelen yapılır, sorumluların peşine düşülür. (Adalet Bakanı, soruşturma başlatıldığını açıkladı.) Tabii zarar gören binalarda da hasar belirlenmesi gerek. (Bu arada hasar belirlemeye gelenlerin de kimliklerini göstermelerini isteyin. Kötü niyetli fırsatçılar çıkabilir.) Sonuç olarak yastayız dostlar. Bu işin siyasal çekişme, parti farklı, “En iyi biz çalıştık” tartışması olmaz. Gün birlik, dayanışma, yaraları sarma görevi günüdür. Geçmiş olsun İzmir’e ve herkese...

Yazarın Tüm Yazıları