Paylaş
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın, yerel bir gazetedeki köşesinde, ilginç ifadeler kullandığı yer aldı gazetelerde. Neydi, anımsayalım:
“Türkiye’nin en yaşlı kentiyiz ve bazılarımız artık çalışmak istemiyor. Daha doğrusu zora gelmek istemiyor. Yeni projeler, daha çok çalışmak, daha çok gelişmek hiç de cazip gelmiyor. Bu kişilerden bazıları ise bahçesinde domates yetiştirmekle, ya da balkonunda çay içmekle meşgul, yaşananlara kulak bile vermiyor.
Yaşları genç de olsa onlara göre Çanakkale demek sakinlik demek, doğallık demek, akşamları geç vakitlere kadar kafayı çekmek demek, dans etmek demek, denizde yüzmek, dağda yürüyüşler demek. Hatta aylak aylak dolaşmak demek. Dolayısıyla bu kişiler Çanakkale’yi hareketlendirecek her şeye karşılar.
Gazetelerde, barlarda, sokaklarda asıl gürültüyü çıkaranlar da bunlar zaten. Bu kişiler için Çanakkale’de kanalizasyon arıtması olmasa da olur, sokaklar lağım kokabilir. Çöpleri toplanmayınca da fazla gürültü yapmaz bu kişiler. Depreme dayanıksız evlerde oturan, daracık ve kirli sokaklardan geçen bu kişilerin arabalarının lüks, kıyafetlerinin ise her daim baloluk olduğunu görürsünüz.
Kasaba büyüyünce çatışmalar da başladı elbette. Eski köylerinde tek dertleri şaraplarını yudumlamak isteyenler ile ‘gelişmiş Çanakkale’ isteyenler arasında görüş farkları, hatta çıkar çatışmaları başladı bile. Kim çalışıyor, kim çalışmıyor ayan beyan ortaya çıktı. Eski rantlar tehlikeye düşünce panik de başladı. Bu direniş öyle bir boyuta ulaştı ki ‘istemezükçüler’ işi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne karşı çıkmaya, Üniversite Uygulama Radyosu’nu kapattırma kampanyalarına, Yat Limanı’na karşı çıkmaya kadar götürdüler.”
Prof. Palabıyık’ın düşüncelerini neden mi aktardım? Belki kaçıran olmuştur da, okusun diye. Kesinlikle yorum yapmıyorum. Zaten her kesimden yeterli yanıt verildi kendisine, arka da çıkıldı. (Bu arada Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’in, Prof. Palabıyık’ın bu konuda bir açıklaması oldu mu bilemiyorum. Olduysa veya olursa yine sizle paylaşmak isterim.)
ORADAN BURADAN
İZSU dikkatine: Su boşa akıyor
İZSU’ya çeşitli defalar yaptığım arıza bildiriminden kalıcı bir çözüm alamadım. O suyun aylardır boşa akması, İZSU’nun (SU DEĞERLİDİR) sloganıyla hiç ama hiç örtüşmüyor. Son arıza bildirimimi iletiyorum:
“Sayın yetkili,
Arıza takip sayfasızda 1800582 kayıt nolu arızanın giderildiği belirtiliyor, ama maalesef fotoğraflarda göründüğü üzere arıza hala devam ediyor ve su boşa akıyor. Sokak dereye döndü. Ekipler gelip yapıyor ya da açıkçası yaptıklarını sanıyorlar. Ama kısa bir süre sonra yine su boşa akmaya devam ediyor. Aylardır boşa akan bu su gerçekten çok üzücü.
Daha ciddi şekilde konuyla ilgilenilemez mi?
Adres: Cengizhan Caddesi 124 Sok.üzeri döner kavşak(Evka/3 TANSAŞ arkası)Evka/3-Bornova
İyi çalışmalar.”
Figen DEDEBAŞ
Burası Didim Barış Parkı
Bu görüntü Didim Altınkum’daki Barış Parkı’ndan. (26 Ağustos’ta çekildi)Parçalanmış elektrik panosu bir yıldır bu halde. Panodaki saatlerin hepsi çalışıyor. Çöpler ve restoranların mangal külleri sürekli buraya atılıyor. Her gün binlerce kişinin önünden geçtiği, biraz ötesinde çocukların oynadığı Barış Parkı’nda, büyük bir tehlike arzeden bu durum neden düzeltilmiyor?
Serhat BOZKURT
Not: Barış Parkı maalesef park olmaktan çıkmış, motosikletlerin, özel ciplerin, arabaların park yeri haline gelmiş durumda. Yeşillikler yerini otlara bırakmış, bakımsız bir arsa görümünde.
Paylaş