Paylaş
SANKİ KÜÇÜK KIYAMET
Artçı değil, yeni bir büyük deprem... Uzmanlar da şaşkın, bu kadar sık iki büyük deprem yaşanmamış... On ili kapsıyor, etki alanındaki nüfus yaklaşık 15 milyon... “Yüz yılın felaketi”, “Küçük kıyamet” deniyor... Herkes TV ekranlarına kilitli... Becerebilen katıla katıla ağlıyor... Beceremeyen içine akıtıyor gözyaşını... Kafalarda aynı soru: “O insanlar için ne yapabiliriz?”
GÖNÜLLÜ SEFERBERLİK
Valilikler, belediyeler, kamu ve özel kuruluşlar, meslek odaları, sendikalar, okullar... Herkes seferber... Depremzedelere otel kapıları açılıyor, “Yazlıklarımızda konuk edelim” diyorlar... Kışlık giysi, battaniye, uyku tulumu, bebek bezi gibi malzeme, su, kuru gıdalar, mamalar dağ gibi yığılıyor. Gezici mutfaklar, fırınlar, iş makineleri gönderiliyor. Para bağışının sonu yok... Yurdum insanı, depremzedelere yardım telaşında... Böyle zamanlarda olması gerektiği gibi...
FARKLI FARKLI SÖYLEMLER
Haberleri izliyorum... Doğal olarak ve de görevleri gereği bakanlar bölgede, milletvekilleri on ile dağılmış... Bazı depremzedeler yardımların, enkaz altındakilere umut olacak kurtarma ekiplerinin geciktiğinden yakınıyor. Kolay değil böyle geniş alandaki felaket noktalarına yetişebilmek... “Her şey kontrol altında” diyen de var. Yıkımdan 80 saat sonra enkazdan sağ çıkarılanı görmenin inanılmaz mutluluğunu yaşıyorum... Ve korkuyorum…
ACILAR KATLANABİLİR
Yitirdiğimiz can sayısı giderek artıyor. Enkazlar kalktıkça acılar katlanılacak gibi... On binlerce yaralımız var. Kurtulanlar sevinemiyor. Canlarından bir parça, yakınları, komşuları, arkadaşları ya yitip gitmiş, ya yaralı, ya enkaz altında. Oysa kendileri evsiz, barksız... Şanslı olanlara gıda, barınma, ısınma yardımı tez ulaşmış... Ve o insanlar doğal olarak kızgın, bezgin, yaslı, yaralı, çaresiz... Düşünmeyi becerebilenler, geleceğinden endişeli...
YARDIM KAYNAĞI VATANDAŞTIR
Yurdun her yanından yardım yağıyor ya... Aracı olanlar tartışılıyor, “Bizimki, onlarınki...” Oysa örneğin İzmir’den TIR’larla, gemilerle, uçakla yardım gönderiliyor. “O göndermiş, bu göndermiş...” Çok mu önemli? Sonunda bu yardımın kaynağı vatandaş... Felaketzede vatandaş için toplanıp gönderiliyor. Yardımın kimden geldiği değil, kime gittiği ve zamanında, doğru yerde ulaşması önemli değil mi? Ve düşünüyorum…
SÜRTÜŞME YERİNE KENETLENME
Faciadan siyasal çıkar sağlama, karşıt görüştekilerle sürtüşme zamanı değil. Tam da el ele verme, kenetlenme, siyasal söylemlerden arınarak felaket bölgesindeki vatandaşlara odaklanma zamanı. Depremzedelerin barınma, gıda, geçim sorunları çözüm yoluna sokulup, yaralıların tedavisi sonrası siyasal atışmaya bol zaman bulunur. Ve de ülke ekonomisine bu felaketin vurduğu darbenin giderilmesi için gerçek seferberlik gerek. Bana göre tam da, “Türkiye ittifakı” zamanı... Belki zor, ama ne güzel olur değil mi?
--------------------
BİR GÜZEL ÖRNEK
El ele vererek
yaraları sarmak
FELAKET haberi gelir gelmez vatandaş kendiliğinden el ele veriyor. Güzelyalı’da vatandaşlar hemen yardım bağışına başladı. Gelen malzemeyi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü öğrencileri gönüllü ayırıyor, paketliyor. Yardımlar Fuat Göztepe Parkı’ndaki muhtarlığa bırakılabilir. Muhtar Nedim Altan, “Gün yaraları sarma zamanı” diyor. İletişim no: (0 537) 682 03 20
Paylaş