Paylaş
MEDICAL Park’ın temeli 1996’da Batman’da ‘Şifa’ adıyla atılmış. Ancak İzmir’deki Şifa’yla ilgisi yok. 2007’de Medical Park’a geçilmiş. Medical Park bugün 13 ilde 19 merkezle hizmet veriyor. Batman’daki hastaneyi de gezdik. Sırada Hasankeyf var. Hani, Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak Hasankteyf’e. Batman Valisi Yılmaz Arslan, baraj projesinin 1950’lere dayandığını söylemişti. Ama Hasankeyf’i gördükten sonra, insanın aklına baraj falan gelmiyor açıkçası. “Burası yok olmasın” sözcükleri dökülüyor ağızlardan. Ancak, yağmur yüzünden pek fazla dolaşamadık.
Gönüllü rehberler
Hasankeyf’e gelmeden Zeynel Bey Kümbeti’ne uğruyoruz. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın, Otlukbeli Savaşı’nda şehit düşen oğlu Zeynel Bey için yaptırdığı bir eser. Ama beni, ne yalan söyleyeyim, bir kız etkiledi orada. Kümbete doğru her otobüs geldiğinde mantar gibi çocuklar bitiyor çevrede, ezberden tarihi anlatıveriyorlar. Hepsi usta rehber gibi. Otobüsten inip kümbete doğru yürürken Derya’ya kapıldık. Derya öğrenci, sıralıveriyor kümbet tarihini, yanında kardeşi İrem var. İngilizce öğretmeni olmak istiyormuş. “Eee buralarda sizleri 13-14 yaşında evlendirmiyorlar mı” diye sorulunca, tepki gösterip dikleniyor: “Bizim buralarda olmaz. Babalarımız bizi okutur. 20’den önce evlenmeyiz biz...” Hatta İrem’e sarılıyor, onun da okuyacağını söylüyor. Hepimizin içini aydınlatıyor Derya.
Dertli manastır
Midyat’a geçiyoruz ve Mor Gabriel Manastırı’na tırmanıyoruz. Daha önce görmeyenler şaşırıyor. Süryani manastırında temizlik hemen dikkat çekiyor. Bir rehber bilgi veriyor ibadet salonunda. Burada yerleşik 60 kişi yaşıyor. Her gün düzenli ibadet var. Bir yere indirdi bizi. Burası Mor Gabriel’in gömüldüğü yer. Herkesin bastığı yerin altında gömülmeyi vasiyet etmiş. Bir sandalyede oturur vaziyette ve başı Doğu’ya dönük. Çünkü Hz. İsa’nın o yönden geleceğine inanılıyor, saygı için de oturarak karşılamak isteniyormuş. Rehberimiz buradaki mezarların zaman zaman elden geçirildiğini, artık gömüye kapandığını belirtiyor ve 12 bin aziz kemiğinin bulunduğunu söylüyor.
Metropolit Samuel Aktaş’la tanışıyoruz, çay ikram ediyor. Bir soru üzerine Aktaş, manastır arazileri sorununun çözülememesinden yakınıyor. Yüz yıllardır işledikleri arazilerle ilgili kararı yargı verecek. Konunun üst makamlara iletilip iletilmediği soruluyor, “Ooooo, cumhurbaşkanından en alt memura kadar herkes biliyor” diyor. Aktaş, sonra da yurt dışındaki Süryaniler’i Türkiye’ye getirmeye çalışırken, “Sen önce oradaki arazi sorununu çöz” yanıtı aldığını söylüyor.
Midyat’a iniyoruz. Telkari (gümüş işleme sanatı) çok ünlü. Ortalık gümüş mağazası dolu. Süryani şarapları da çok güzel. Dolanırken Reyhanlı faciası patlak veriyor. Çarşıda bir telaş... Herkeste sorgu sual... Yürekler dağlanıyor.
Paylaş