Vefa, yalnızca İstanbul’da bir semt adı, ünlü boza markası ya da TV’deki “Mucize Doktor” dizisinin kahramanı Ali’nin ikinci adı değildir. Sonra da konumuza geçeyim. Çanakkale’de doğup yaşamış ve kente pek çok alanda önemli katkılar sunmuş kişilerin kısa özgeçmişlerinden oluşan, “Çanakkale’nin Evlatları” başlıklı posterler toplu taşıma araçlarına konuldu. Çanakkale Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nün hazırladığı proje, kentin sosyal, kültürel ve siyasal yaşamında tanınan kişileri anımsatırken tarihi bilgi paylaşmak amaçlandı.
KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ
Projede Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay’ın “Çanakkale’nin Evlatları – Çanakkale’ye Kimler Geldi, Kimler Geçti” isimli kitabından esinlenildi. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan projeyi, “Kentimize silinmez izler bırakanlara sonsuz saygıyla” diye sundu. Çanakkale’deki projeye alkış...
BİR ÇAĞRI
“İzmir Büyükşehir Belediyesi, hava kirliliğini önlemek için çalışmalarını sürdürüyor. Belediye ekipleri, kömür satış yerlerini ve merkezi ısıtma sisteminde kömür kullanan apartmanları aralıksız denetliyor. Hava kirliliği denetim ekipleri, bu yılın ocak ile kasım ayları arasında 364 kömür satış yerinde bin 93 denetim yaptı. Kömür yakıtlı merkezi ısıtma sistemine sahip 380 apartmandaki denetim sayısı ise bin 287’yi buldu.
4 FİRMAYA PARA CEZASI
İzin belgesi olmadan satış yapan ya da yılda en az iki kez alınan numunelerin analizi sonucunda, sattığı kömürün standartlara aykırı olduğu tespit edilen dört firmaya Çevre Kanunu kapsamında 55 bin TL’lik idari para cezası kesildi. Standartlara aykırı kömürlerin satışı ise durduruldu.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Hava kirliliğinin önlenmesinde kaliteli yakıt kullanımı ve yakma sistemlerinin tekniğe uygun olması önem taşıyor. Denetim ekipleri, yurttaşlardan ve apartman yönetimlerinden baca temizliklerini zamanında yaptırmalarını istiyor. Yurttaşlar, kömürü tutuştururken odun kullanılması ve yakıt özelliği taşımayan boyalı ve cilalı malzemelerle plastik malzemelerin kesinlikle kullanılmaması konusunda uyarılıyor.”
Günümüz koşullarında, asgari ücretin mutlaka ve mutlaka vergi dışında kalması mantıksal ve sosyolojik açıdan doğru olup, uygulamanın bu çerçevede yapılması tarafların nefes almasını sağlayacaktır. Belirlenecek asgari ücretin tüm bu detaylarla titizlikle değerlendirilmesini bekliyoruz.”
AÇIKLAMA YORGANCILAR’DAN
Yeni asgari ücretin belirlenmesi için çalışmalar sürüyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun önümüzdeki hafta karar verip açıklaması bekleniyor. Yeni ücret ne olur, karar oybirliğiyle mi alınır, komisyonda karşı çıkanlar olur mu? Bir kesim yeni ücreti savunacak, genelde işçi temsilcileri tepki gösterecektir herhalde. Bu konudaki haberleri okurken yukarıdaki açıklamayı hatırladım.. Açıklama kimin biliyor musunuz? EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın. Anımsatmak istedim.
Talihsiz Mert, önce sağlık merkezine, ardından hastaneye götürüldü, ancak çabalara karşın yaşamını yitirdi. Elbette görevliler ellerinden geleni yaptı, ama bu olay ilkyardımın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi, “Talihsiz çocuğun yazgısıdır, ancak okulda ilkyardım bilen birisi olup müdahale etseydi öğrenci belki de kurtarılabilirdi” görüşü paylaşılmaya başlandı.
HER KESİME EĞİTİM
Daha önce bedelli askerlik yapanlara ilkyardım kursu verilmesini önermiştim. Ancak bunun çok yetersiz kalacağını anladım. Tüm okullarda ilkyardım zorunlu ders olmalı belki de. Hatta tüm öğretmenlere de ilkyardım eğitimi verilebilir. Cami imamları bile eğitim kapsamına alınabilir. Bedelli askerlik yapanlar da kurs görebilir. İşyerlerinde çalışanlar da eğitilebilir.
‘ACİL KOMŞUM’ ÖRNEĞİ
İlkyardım konusunda İzmir’de Herkes İçin Acil Sağlık Derneği çok önemli çaba gösteriyor. Dernek, “Acil Komşum” projesi başlattı. Projeyle apartmanlarda en az bir ilkyardım gönüllüsü bulunması amaçlanıyor. Dileyenlere ücretsiz kurs veriliyor. Amaç, acil durumlarda eğitimli gönüllülerin ilkyardım yapabilmesini sağlamak. Derneğin Başkanı Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu ve gönüllüler ilkyardımın önemini her fırsatta vurgularken, eğitim veriyor. İlkyardım eğitiminin yaygınlaşması konusunda derneğin deneyimlerinden yararlanılabilir kanısındayım.
Gürültü meselesini ortadan kaldıracağız. Çeşme’yi sanatla, kültürle, turizmle, eğitimle anılır hale getireceğiz...”
Herkes gibi ben de bu fikre destek veriyorum.
Ve elbette izliyorum.
Başkan Ekrem Oran, geçenlerde Alaçatı’nın önemli işletmeleriyle bir araya geldi.
HEP GİDİLMEK İSTENİLEN YER
Aklındaki Alaçatı’yı anlattı, dünyadan örnekler verdi.
DOĞA DOSTU ÜRETİM GEREK
* Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘son derece tehlikeli’, ‘yüksek seviyede tehlikeli’ ve ‘muhtemel kanserojen’ olarak belirlediği tarımda kullanılan 13 etken madde öncelikle ve acilen yasaklansın.
* Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması, doğa dostu, zehirsiz yöntemlerle tarımsal üretim yapılması için bakanlık gerekli adımları atsın.
* Doğa dostu yöntemler ve bunlarla tarım yapan küçük üreticiler desteklensin. Üreticileri doğa dostu, zehirsiz yöntemler kullanmaya teşvik edecek politikalar uygulansın.
* Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimler artırılsın, elde edilen denetim sonuçlarıyla ilgili şeffaflık sağlansın.
SÖZ SİZİN
“Kamuda mevcut memur sayısı 3 milyon 280 bin 563 iken engelli kontenjanı yüzde 3 olarak uygulandığında istihdam edilmesi gereken sayı 98 bin 416’dir. Maalesef bu rakam Kasım 2019 itibariyle 55 bin 196. Engelli yurttaşlarımız için kamuda yüzde 3 olan kontenjanın yüzde 5’e; İş Kanunu’nda yüzde 4 olan kontenjanın da yine yüzde 5’e yükseltilmesi, onların ekonomik hayatta daha fazla yer almalarına olanak sağlayacak.”
PARTİ AYRIMI OLMADAN
Önerinin yasalaşması için destek de istemiş Sındır: “Parti ayrımı yapmaksızın elimizi taşın altına koyalım. Dezavantajlı yurttaşlarımız için hayatı güzelleştirmek, kolaylaştırmak hepimizin ortak görevi olduğu bilincinden aldığımız güçle teklifin yasalaşmasını umut ediyorum. Engelsiz bir yaşam mümkün.”
DİĞERİ DE HEMEN GELDİ
Bunun için KİT-VAK, Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’nde kuracağı ‘Hücresel Tedavi Merkezi’ ile çocuklarımızı bu hizmetlere ulaştırmayı hedefliyor. Bu merkez gerekli cihazların alımı, ürün güvenliğinin takibinin sağlanacağı yazılım programlarıyla ve uluslararası akreditasyon sistemi sağlanarak gerçekleştirilecektir. Bu proje ile tedavi standartları yükseltilecek ve daha fazla çocuğumuz hayata kazandırılacak. Çocuklarımız dünyadaki merkezlerde uygulanan yeni tedavilere ulaşacaklardır. Açacağımız serginin geliri, bu projeye giden ilk para olacak...”
SIRA ÇOK ÖNEMLİ MERKEZDE
Bu sözlerle başlayalım bugün. Ve de yıllar önce tanıyıp, “Eleklerin Kraliçesi” dediğim birisinden söz edelim. 16 yıl önce un eleği üzerine iplikle resim işlemesini bir sanat dalı haline getiren Benan Bilek’ten. Sonra yukarıdaki sözlerle birlikte konumuza girelim. Önce KİT-VAK, yani Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı. Ne yapmış bugüne kadar? Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’ni hayata geçirmiş, Ege ve Dokuz Eylül tıp fakültelerinde birer barınma evi yapmış, oralarda kalmaları için yardım gereken hasta ve yakınları için “askıda oda” kampanyaları açmış, sağlık için umut olmuş. Tabii ki gönüllülerin özverileriyle, iyilikseverlerin bağışları, yardımlarıyla. Ve şimdi sıra, Hücresel Tedavi Merkezi’nde...
ÇİFTLİKTE ATÖLYE ÇALIŞMASI
Gelelim şimdi, kurulması planlanan bu merkezle eleklerin ilişkisine; Benan Bilek’in özgün elekleri, iki yıl önce Torlak Çiftliği’nin kurucusu Armağan Portakal’ın önerisiyle atölye çalışmasına dönüştü ve büyük ilgi gördü. Katılımcılar eleklere diledikleri resimleri aktardı, farklı işleme teknikleriyle renklendirdi. İlk kez geçen yıl düzenlenen ‘Yaşam Elekleri Sergisi’ eserlerinin geliri Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı’na (TÜRGÖK) bağışlandı.
SEVGİ VE HAYALLERLE BAĞIŞ