Gazeteci, şair, yazar Ünal Ersözlü’nün, onuncu kitabı, “Yeryüzü Misafiri”, Karakarga Yayınları’ndan yayımlandı, İzmir ve Türkiye’de tüm kitapçılara dağıtıldı. Yayınevi, kitabı okurlarına sunarken, arka kapakta, Ersözlü’nün insanı kendini sorgulamaya davet eden, “Ey insan! Misafirsin... Kıymetini bil zamanının, her şeyin. Çok sev, aşık ol; öğren okumayı kainat kitabını” cümlesini öne çıkardı.
DAHA DOLU YAŞAM İÇİN
Ve kitabın tanıtım yazısı: “Tanrı’nın Yaşam Kılavuzu, adlı kitabıyla bizi gölgemiz gibi takip eden kaderimizle ilişkimizi güzelleştirmeye davet eden Ünal Ersözlü, bu kez yeryüzünde bir misafir olan insanı, kendine dönmeye çağırıyor. Şeyh Galip’in ‘Kendine iyi bak çünkü alemin özüsün sen’ sözleriyle açılan ‘Yeryüzü Misafiri’, alemin özü olan insanın, kendini bilmekle neler yapabileceğini anlatıyor. İnsan, bu yeryüzü misafirliğini en dolu yaşamak için ne yapmalı? Ersözlü, filozofların, sufilerin, sanatçıların ve bilgelerin anlatılarından aldığı rüzgârı, insanın daha iyi yaşama çabası için kullanıyor.”
YUNUS NADİ ÖDÜLLÜ
Şair Ersözlü, “Okyanusların Not Defteri” adlı ilk kitabıyla 1990 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü, “Gidiyorum Adım Unutuluş Olsun Diye” adlı kitabıyla 1998 Behçet Aysan Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Şairin, “Kapıyı Çalıyorum” adlı şiir dosyası 2011 Yunus Nadi Şiir Ödülü aldı.
İŞTE TÜM KİTAPLAR
‘Okyanusların Not Defterinden’ (1990), ‘Gidiyorum Adım Unutuluş Olsun Diye’ (1998), ‘Zaman, Ayna ve Bıçak’ (1999), ‘Aşk-ı Hakiki’ (2004), ‘Gençliğin Dün ecesi’ (2008), ‘Kapıyı Çalıyorum’ (2012), ‘Sarmaşk’ (2014), ‘Dört Gün Buda, Üç Gün Zorba’ (2017-Aralık), ‘Tanrının Yaşam Klavuzu’ (2019 Şubat), ‘Yeryüzü Misafiri’(2020 Şubat).
-----
Sosyal medyada buluşmuş bir grubun adı; “Bornova İçin El Ele.” Aslında, “Bornova Gönüllüleri” onlar. Gördükleri aksaklıkları, iletilen yakınmaları belediyeye taşıyorlar. Uzunca bir süre aktif olan ve üye sayısı bini aşan bu grubun yeni bir projesi var: “Sokak Muhtarları...” Yeni girişimi, grubun yöneticisi Murat Gökerti’den dinleyelim:
HERKESİN ELİ TAŞIN ALTINA
“Malum mahalle muhtarlarımızın yetki alanı geniş olmakla birlikte her sokağa yetişme şansları da yok. Bu nedenle her sokağa gönüllü muhtarlar arıyoruz... Çoğulcu yönetimin olmazsa olmazı iletişimdir. ‘Artık şikayet yok’ diyoruz ve bir projeye adım atıyoruz. Bornova’da yaşayan herkes taşın altına elini koyarak yaşam kalitemize olumlu katkı sağlayacak... Her sokağın bir sorumlusu olsun, sokağını, evi sahiplensin istiyoruz. Şikayeti veya önerilerini bize bildirsin. Biz de belediyenin ilgili birimlerine iletip takipçisi olalım... Sokak sorumluları ve belediye ile ortak çalışmaya gireceğiz... Sokak muhtarlarını bekliyoruz...”
Umarım her sokağa “muhtar” bulunur ve amaca ulaşılabilir. Kolay gelsin!
-----
Çünkü başarı, o kentteki bireylerin yaşamlarının güzelleşmesi, kolaylaşması, sıkıntıların en aza indirilmesi demektir. Hani, “Belediyelere Kent Doktorları” demiş bir öneriden söz etmiştim. Belediyeler gönüllü kent denetçileri görevlendirip, gözlemlerini aktarmalarını isteyebilir. Bu denetçiler belediye başkanlarının kentlerdeki gözü, kulağı olabilir. Gördükleri aksaklıkları, eksiklikleri ilgili birimlere iletebilir, yakınmaların giderilmesine aracılık edebilir. Bugün Hürriyet EGE Yazı İşleri Müdürü Nejat Bekmen’i konuk ediyorum, gözlemleri ve önerileriyle:
YAPILANLARA YAZIK OLMASIN
“Geçtiğimiz hafta Gürol Tolunay’ın sıfatlandırdığı ‘Kent Doktoru’na katkı olması adına ben de küçük bir destek vermek istedim. Belediyelerin birinci görevi insanların yaşamlarını kolaylaştırmak, kentlerin görsel yapısını albenili hale getirmektir. Bu da yapılan işlerin sürekli takibiyle olur. Belediye olarak kentte güzel bir proje yapıyorsunuz, ama bunu denetlemiyorsanız, o iş çöpe atılmak durumunda kalır. İşte, ‘Kent Doktoru’ projesine, herkes yaşadığı yerden küçük de olsa destek verirse, sorunlar en aza indirilebilir. Kentimiz daha yaşanılası bir hal alır.
HAKLI BAYRAK GURURU
“Biz UZMARact (İklim Aksiyon Takımı) olarak küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla dünyanın buz örtüsüyle kaplı en büyük adası ve yaşam koşullarının çok zor olduğu Grönland’a giderek, kış şartlarında tüplü dalış yapan, buzul vadilerini köpeklerin çektiği kızaklarla geçen ve buzul tırmanışı yapan ilk Türk ekip olduk. Bu aktiviteler esnasında bayrağımızı sualtında ve su üstünde dalgalandırmaktan da gurur duyduk. 7 - 22 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz bu çalışmamız süresince küresel ısınmanın etkilerine dair gözlemler yaparak yerel insanlarla röportajlar gerçekleştirdik ve edindiğimiz bilgilerin gezegenimiz adına çok ciddi olduğunu, böyle devam ederse büyük risklerle karşı karşıya kalacağımız gerçeğini gözlerimizle gördük.
FARK YARATMAYA DEVAM
BİR BEKLENTİ
Vatandaşın ücretsiz yararlandığı
kıyılar vatandaştan alınmasın
“İletişim ve halkla ilişkiler için, araştırmalar ve kenti taramalar çok önem taşır... ‘Kent doktorları’, belediye başkanlarının tayin edeceği kişilerden oluşur.
SORUNLARI RAPOR EDER
Kentin kendilerine görev verilen mahallesinde, her sokağa girerek, bakarak, o sokaktaki eksikliği, yanlışlığı ve yapılması gerekenleri not edecek ve her gün kendi birim amirine rapor olarak verecek, o da belediye başkanının özel kalemine aktaracak. Sonrası kolay... Ne eksik, gedik varsa, ilgili birimlere ivedilikle iletilecek ve ‘sorun giderildi’ raporu istenecektir.
ŞİKAYETLER AZALTILABİLİR
ÇOK KATLI YAPILAR MI GELİYOR?
Çok katlı otel ve benzeri binalar yapılmasının önü açılacakmış. 30 metrelik yolun 15 metreye düşürülmesi söz konusuymuş. “Referandum yapılsa yüzde 95 yapılaşmaya hayır oyu verir” deniliyor. Arazinin park, bahçe ve toplanma alanı olarak Didim halkına bağışlanmak üzere belediyeye devredilmesi isteniyormuş. Son gelişmeler üzerine, yerin çok iyi değerlendirilmesini dileyerek Kasım 2018’de ilettiğim ve değişmediğini tahmin ettiğim görüşleri yineliyorum...
SÖZ
SİZİN
BİR AÇIK MEKTUP
VATANDAŞ ZORDA KALIYOR
Ancak genelde bu bildirimler kesinti gününde gerçekleşiyor. Örneğin sosyal medyada dolaşılınca bir anda, “Su/ elektrik kesintisi. Nerede, ne kadar kesinti uygulanacak” gibi başlıklar görülebiliyor. Yani kesinti çoktan başlamış oluyor, vatandaş önlem alamıyor. Elbette bir gün önceden bildirilen kesintiler de oluyor. Ama genelde günlük duyurulan kesintiler vatandaşı zorda bırakıyor.
ÖNLEM ALINABİLİR
Arıza gibi olağanüstü durumlar dışında, programlı su ve elektrik kesintileri bir-iki gün önceden duyurulsa, herkes de önlemini alsa ne güzel olur değil mi? Etkililerin, yetkililerin bilgisine ve de ilgisine sunulur. Kolay gelsin!
-----