KENDİSİNİ İHBAR EDİYORDU
İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun basın danışmanıyken tanıdığı kooperatiflerin esin kaynağı olduğunu söylüyor Yörük: “Tire Süt gibi Bademli Fidancılık da başarılı örnek. En büyük pay, kuşkusuz Başkan Selçuk Bilgi’nin. Küçük Menderes’in önemli siyasetçilerinden. Ödemiş Bademli’de üç dönem belediye başkanlığı yaptı. Bademsu’yu pazarlarken sırtında su kasaları taşıyan, Cuma namazında minbere çıkıp ahaliyi bilgilendiren, Ankara’daki bürokratların beldeye çabuk gelmeleri için, kendisi hakkında ihbar mektubu yazan, aykırı, çalışkan, mütevazı bir başkandı.
FİDAN DENİLİNCE BADEMLİ
Ancak Türkiye onu, kooperatiften tanıdı. 1968’dekurulan Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin kadrolu ilk personeliydi, başkan oldu. Küçük bir beldede koca ekonomi yaratılmasında, ‘Türkiye’de fidancılık’ denilince Bademli’nin akla gelmesinde, ihracatta, kooperatifin bilim yuvasına dönüştürülmesinde büyük emeği var. Ülkedeki meyve fidanı ihtiyacının yarısını karşılayan Bademli, modern tarım uygularken ortaklarını AR-GE çalışmalarıyla buluşturdu. Bademli, modern meyveciliğe geçerken, ‘Doku kültürü ile bitki üreten tek kooperatif’ oldu. Aydınlatma ve ısıtmayı güneşten sağlayan kooperatif, antibiyotiği azaltıp kalıntı sorununu kaldırmak için ‘hastalıklara dayanıklı’ meyve ağacı araştırmalarına hız verdi.”
AYKIRI BAŞKANDAN KEYİFLİ DÖNÜŞ
ÜZÜCÜ VE HAZİN ÖYKÜ
Sergiyi Erçetingöz’den dinleyelim: “Kaynağında içilebilen Gediz Nehri’nin Foça’daki deltaya gelene kadar, sanayi atıklarıyla nasıl kirlendiğinin üzücü öyküsünü bulacaksınız. Ayrıca yanlış su politikaları, biraz kuraklık ve kum ocakları tahribatı nedeniyle tamamen kuruyan Gölmarmara Gölü’nün hazin öyküsü de gözler önüne seriliyor. Sergimizin Gediz’in kirletilmesi konusunda büyük farkındalık yaratacağına inanıyorum.”
GEMA Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu’na göre fotoğraflar Gediz Nehri’nin doğduğu Murat Dağı’ndan başlayarak Foça’da denize döküldüğü Gediz Deltası’na kadar olan hikayeyi anlatıyor: “Murat Dağı’nda içilebilir olan Gediz Suyu, ne yazık ki Kula’ya geldiğinde deri sanayinin ve çalışmayan arıtma tesisleri nedeniyle kirlenmeye başlıyor. Turgutlu’da da aynı durum var. Tamamen kuruyan Gölmarmara’nın durumu ise içler acısı.
SAVCILIIĞA SUÇ DUYURUSU
ZARAR GÖRENLERE YARDIM
“Yaklaşık 40 ressamla, ‘Şiddetin Hiçbir Bahanesi Yoktur’ sloganıyla yola çıktığımız ‘Sessiz Çığlıklar’ resim sergimizin ilkini 1 Kasım’da Prof. Dr. Mansur Beyazyürek’in şiddet ve sanat konulu konferansıyla gerçekleştirdik. Her sanatçının şiddeti tanımladığı sergimizin dördüncü ayağı İzmir Travel Turkey Fuar alanında İZFAŞ ev sahipliğinde B salonunda 8-10 Aralık’ta gerçekleşecek. Sanatçılarımız, sergimizin gelirlerinin bir bölümünü şiddetten zarar görenlere ve ihtiyaç sahiplerine bağışlayacak.
ÖNLEMEK İÇİN DESTEK OLMAK
Amacımız; kadına, erkeğe, hayvana, gence, yaşlıya, doktora, sağlık çalışanına, sporcuya öğretmene, avukata, hakime, polise, kısaca tüm canlılara uygulanan, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddetin önünde durmak. Şiddetin insan psikolojisi ve sağlığı üzerindeki zararlarına değinmek, önlemek için toplumsal ve bireysel farkındalığa destek olmaktır. Sergilerimiz kapsamında ülkemizin önde gelen psikiyatrist ve psikologları mini konferanslar verecek.
BARIŞ DOLU DÜNYA UMUDU
Uygar toplumlarda yüksek sesle konuşmanın bile hoş karşılanmadığı bir yüzyılda, insanlığın barış içinde yaşaması en büyük gayemizdir. Sergilerimiz 81 ilde gerçekleşmek üzere planlanmış olup tüm belediyeleri, ilgili kurumları, yardım derneklerini bu sosyal sorumluluk projemizde destekçimiz olarak görmeyi umuyoruz. Gelecek nesillere huzur ve barış dolu bir dünya bırakmak umuduyla.”
KATILAN SANATÇILAR: Ayla Akyol, Ayşe Delier, Ayşe Kıran, Ayşegül İlerigelen Özdemir, Zerrin Çiğdemli Aner, Tülay Aner Güzeldere, Nuran Tanrıverdi, Banu Devrim, Cahide Topaloğlu, Betül Vural, Şehnaz Aykaç, Sema Babadostu,, Semra Gözüyeşil, Nur Ulubil, Sena Şengir, Zehra Şengir, Sevin Akiş, Meltem Tomay Akdağ, Feviziye Tunç Özmen, Beyza Bayraktaroğlu, Figen Koylan, Nihal Güres, Pınar Kanber, Nuran Yapıcı, Yasemin Toydemir Balkan.
SAĞDUYULU AÇIKLAMALAR
İki kulübün ortak açıklamasından özet: “İzmir’in asırlık kulüpleri Göztepe ve Altay’a; dolayısıyla Türk sporuna itibar suikastı yapılmıştır. Her iki kulüp olarak tüm taraftarlarımızı sakin olmaya davet ediyoruz.” Sonradan tüm İzmir kulüplerinin benzer ortak açıklamaları geldi.
Kalecinin kafasını yaranla, işaret fişeğini atan, “Öldürme girişimi” suçlamasıyla tutuklandı. 18 kişi de fişekçiye yardımdan cezaevinde. Bana göre stada işaret, sis fişekleri gibi malzeme sokulması, insanların üzerine fişek atılmasındaki amaç önemlidir. Sahaya atlayanın neden engellenemediği de. Nitekim araştırılıyordur da...
KİMSELER LAF ETMESİN
Kimsenin İzmir’e, Göztepe’ye, Altay’a laf etmeye hakkı yoktur. Bu olayda kulüpler masumdur bence... Sorumlular hak ettikleri cezaları mutlaka almalıdır. İzmir asla böyleleriyle anılmaz, utanmaz da... İzmir, 2. İktisat Kongresi, Akdeniz Bienali, fuarları, belki de EXPO’su, özetle güzellikleriyle anılır, anılacaktır. Bu art niyetliler, kendini bilmezler İzmir’e gölge olamaz, olmamalı... Herkese kolay gelsin!
YÜZDE 65’İ TOPLANABİLDİ
Ve Kaan Efe’yle ilgili yeni bir haber özeti: “Adına konserler, maçlar düzenlenen, öğrencilerin bağış topladığı SMA Tip 1 hastası 18 aylık Kaan Efe için zaman daralıyor. Gereken 2 milyon doların yüzde 65’ini toplayan aile çaresiz. İşte Barış Şanal’ın yardım çağrısı; “Tedavi için iğneyi 2 yaşına kadar olması şart, 6 ayımız kaldı. Nefes alması her geçen gün zorlaşıyor. Yardımseverlerin desteğiyle parayı toplamak istiyoruz. Bağışta bulunmak isteyenler telefonları aracılığıyla KAAN EFE yazıp 6201’e de mesaj gönderebilir. Barış ŞANAL: 0532 340 40 82”
Tüm SMA’lı çocuklara acil sağlık, tedavi sorununun çözülmesini diliyorum.
SÖZ SİZİN
Zeytinin üstüne titremek
AYKIRILAR BELİRLENMELİ
“Başta hastaneler, okullar ve kamu binaları olmak üzere kentimizdeki tüm kaçak, imara aykırı ve deprem riski içeren yapılar tespit edilmelidir. İzmir Deprem Master Planı yenilenmelidir. Risk grubundaki yapıları belirleyerek, güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması sağlanmalıdır. 2018’de çıkarılan imar barışıyla ruhsatsız ya da ruhsata aykırılık içeren yapılar için af getirilmişti. Kaçak yapılaşmayı teşvik eden imar affı düzenlemesi bir kez daha Meclis’in gündeminde. Söylentisi bile plan kararlarına aykırı ve kaçak yapılaşmayı teşvik etmektedir. İmar affı söylentisini fırsat bilip plan kararlarına aykırı, kamu arazilerinin talanına sebep olan yapılaşma faaliyetlerine yönelik ilgili tüm idareler tarafından hukuki süreçlerin başlatılması gerekir.
HER TÜRLÜ ZARAR NEDENİ
İmar afları nedeniyle mevzuata aykırı yapılmış yapılar, yaşanan doğa olaylarını birer afete dönüştürmekte, maddi ve manevi açıdan telafisi mümkün olmayan yıkımlar yaratmaktadır. Her imar affı sonrasında orman ve tarım alanlarımızla birlikte doğal karakteri, kültürel ve tarih kimliği korunacak alanlarımız azalmakta ve zarar görmektedir.”
YIKILMAYA EN BÜYÜK ADAY
Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın, Düzce sarsıntısı sonrası görüşlerinden alıntı: “Önemli konulardan bir tanesi imar barışı. Önceden yapılan da, yapılacak imar barışı da denetimsiz kaçak yapıların devlete para verilerek yasallaşması anlamını taşıyor. İmar barışından yararlanan bütün yapılar güvensizdir. Özellikle kaçak kat çıkarılan her yer depremde yıkılmaya en büyük adaydır.”
ÇOK DİKKAT ETMEK GEREK
ULAŞIM-YEMEK-KIRTASİYE
* 2005’ten bu yana yardım gereken üniversite öğrencilerine sosyal destek veriliyor. 2022-2023 döneminde 300 öğrenci, 9 ay süreyle 750 lira alacak.
* Yardım gereken öğrencilerin okula gidip gelmeleri için ulaşım desteği sağlanıyor.
* Yardım gerekenlere, çıraklık eğitim merkezlerinde, okulların özel eğitim sınıflarındaki özel öğrencilere öğlen sıcak yemek veriliyor. Eğitim dönemi başında öğrencilere kırtasiye desteği var.
* Belediyenin kreşlerinde dezavantajlı ailelerin çocuklarına ücretsiz kreş desteği sağlanıyor.
* Çocuk Kültür Evi’nde sanat, robotik/kodlama, dans, müzik atölyeleri, film ve masal günleri, sanatçı buluşmaları, etkinlikler düzenleniyor. Bin 175 katılımcıyla 206 program gerçekleştirilmiş.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, geçen mart ayında Maden Yönetmeliği’nde değişiklik yaptı. Özetlersek, maden arama, özellikle kömür çıkarma alanlarında zeytinlik yer alırsa, çalışma durmayacaktı. Zeytinliklerde de çalışma sürecek, kamu yararı dikkate alınarak geçici tesisler yapılabilecekti. Yönetmelik tepki çekti, yürütmenin durdurulması ve iptali için yargıya başvuruldu.
Danıştay 8. Dairesi, değişikliğin yürütmesini durdurdu. Düzenlemenin, Zeytinciliğin Islahı Hakkındaki Kanun’a aykırı olduğu gerekçe gösterildi. İptal istemi değerlendirilinceye kadar yönetmelik hükümleri uygulanamayacak, zeytin alanlarında madencilik yapılamayacaktı.
ORTAK KURUL DA ISRARLI
Ancak, bakanlık haziran ayında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda (DİDDK) 8’nci Daire’nin kararına itiraz etti. Kurul, davaya 10. Daire’nin bakması gerektiğine hükmetti, yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı. DİDDK kararı uyarınca 8 ve 10’ncu daireler, ortak kurul oluşturdu. Kurul da bir kez daha yürütmenin durdurulmasına kararını verdi. Bu kez iki daire, zeytin katliamına yine ‘dur’ dedi.